late for everything

1.5K 129 135
                                    

Johnny

Pekala bazı gerçekleri kabul ettiğim takdirde hayat hem ben hem de oğlum için yaşaması daha kolay bir hal alacaktı. Bu yüzden Haechan, Mark'a aşık olduğunu söylediğinde onu yargılamak yerine sessizce oturdum ve o halde ne isterse yapabileceğini, sevgilisiyle istediği gibi görüşebileceğini söyledim. Bunu yaptığım için hâlâ kendimi pişman hissediyorum ancak bir şekilde Haechanla aramızın artık daha iyi olduğunu biliyordum.

Ofisimdeki camdan dışarıyı izlerken tek düşündüğüm şu an Haechan'ın nerede olduğuydu. Belki evdeydi veya belki en sonunda bir öğrenci olduğunu hatırlayıp okula gitmeye karar vermişti, kim bilir...

Ancak Mark'ın yanında olmadığını biliyordum çünkü ona, oğlumdan uzak durması için son üç ayın evraklarını gözden geçirmemiz gerektiğini, dosyalarda bir sorun olduğunu söylemiştim. Beraber olmalarına izin vermiş olmam, beraber olmalarını istediğim anlamına gelmiyordu sonuçta.

Kravatımı gevşetip Jaehyun'u aradım, onun sesini duymadan geçirdiğim günlerin en iyi günlerim olduğu söylenemezdi ancak telefonu çalmasına rağmen cevap vermiyordu. Bir an derste olabileceğini düşünmüş olsam da saatin beş olduğunu görünce bu olasılığı da eledim. Kaşlarım endişeyle çatılırken dikkatim odaya birden giren Mark yüzünden dağıldı, çok endişeli görünüyordu ve kesinlikle bir şeylerin yolunda olmadığı belliydi.

"Johnny, Haechan..."

"Ne olmuş Haechana?"

"Okulda düşüp sakatlanmış, hastaneye götürmüşler."

"Ne? Nasıl?"

"Bilmiyorum sadece Ten arayıp haber verdi o kadar."

Ten ne zamandan beri benim oğlumu ilgilendiren şeyleri bana değilde Mark'a söylüyordu. Masanın üzerinden ceketimi alıp hızla asansöre doğru yürümeye başladım ve sadece Haechan'ın geçen yaz olduğu gibi bacağını kırmamış olmasını umdum. 

               _______________

Jaehyun

Johnny gittiğinden beri basit bir soğuk algınlığı beni resmen mahvetmişti ne kadar istesem de kendimi iyi hissedemiyordum. Ayağa kalkmaya çalıştığım her an başımda ağır bir baskı hissediyordum ve en beteri de sürekli üşümemdi. Bacaklarımı kendime doğru yaklaştırıp ısınmaya çalıştım ancak yatak çok soğuktu ve hiçbir şeyin yardımı olmuyordu. Johnny'i özlemiştim, burada olmasını istiyordum. Ona ihitiyacım vardı.

Bu yüzden her şeye rağmen telefonumu almak için mutfağa kadar yürüdüm ve Johnny'nin de beni aramış olduğunu görünce sevindim. Onu geri aradım ancak telefonu birçok kez çalmasına rağmen cevap vermedi. Tam artık umudumu yitirmek üzereyken sinirli olduğu zamanlar kullandığı ses tonuyla beni cevapladı.

Önemli işleri vardı, açmıyorsa makul bir sebebi olabileceğini hiç düşünmemiş miydim, arka arkaya arayıp durmayı kesmeyi planlıyor muydum yoksa sabaha kadar devam mı edecektim.
İnanın bana hasta olduğum için fazlaca mızmız olmasam kalbim kırılmış olmasına rağmen Johnny'i terslemezdim ancak elimde olmadan ona, "bırak sabaha kadar, seni bir daha asla aramayı düşünmüyorum" dedim ve telefonu yüzüne kapattım.

 
Ağlamaya başladığımı ancak ıslanan yanaklarım üşümeye başladığında fark etmiştim, ağlayacak ne vardı ki?
Hastalık beni gerçekten çok mızmız birisine çeviriyordu üstelik ağladıkça boğazım daha çok ağrıyordu. Bu yüzden en yakın arkadaşlarımdan birisini, Jenoyu arayıp benimle hastaneye gelip gelemeyeceğini sordum. Beni gören birisi pek inanmayacak olsa da hastaneler on yaşından beri korkulu rüyalarımdı ve ben bir hastaneye asla tek başıma gidemezdim.
Neyse ki Jeno beş dakikaya geleceğini söyledi ve ben de hazırlanmaya başladım.
Bu kötü duygulardan acilen kurtulmam gerekiyordu.

faces - johnjaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin