do not cry

1.2K 102 41
                                    

Jaehyun

Uyandığımda kendi yatağımda değildim, saten gömleğimin önü ve saçlarım biraz ıslaktı üstelik başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Yataktan kalkmaya çalıştım ancak başım gerçekten çok dönüyordu, kemerimi komidinin üzerinde gördüğümde birinin ben sarhoşken gelip benimle ilgilendiğini anladım. İçimden bu kişinin Johnny olması için, hâla beni önemsiyor olması için dualar ediyordum ancak zar zor oturma odasına girdiğimde elinde çilek reçeliyle sofrayı düzenleyen Jaemin'i görmüştüm. Kafam karıştığı için saçlarımı alnımın üzerinden itekleyip boş boş Jaemin'e bakındım ve mırıldandım,
"Burada ne yapıyorsun?"

"Kahvaltı hazırlıyorum."
Kendi sesim bile bana gürültü gibi geldiği için Jaemin'in neşeli sesi şu anda gerçekten başımı ağrıtmaktan başka bir şeye yaramıyordu.

"Bağırma lütfen, ne zaman geldin buraya?"

"Bağırmıyorum sadece geceden kalmasın, sen Jeno'yu gelip seni alması için çağırdın ya!"

"Ne?"

"Evet, arayıp eve gitmek istediğini söyledin birde ağladın. Çok sarhoştun. Az daha geç kalsaydık ev sahibin seni elden geçirmiş olacaktı. Kendini adamın kollarına atmışsın"

"Tanrım, aptal kafam. Bunu nasıl yaparım!"

"Jeno gerçekten çok sinirlendi hyung."

"Üzgünüm, sizin de düzeninizi bozdum."

"Bir şeyi bozduğun yok, biz arkadaşız. Hem zaten Jeno bundan sonra bizimle kalman gerektiğini düşünüyor."

"Bilemiyorum Jaemin-ah,"

"Gelmem diye tutturma sakın, o adam varken burada kalamazsın artık."

"Sanırım haklısın..."

"Sen istersen duş al çünkü dün gece çok fazla kustun ben de kahvaltıyı hazırlamış olurum"

Ellerimi gömleğimin ıslak kısmına götürüp mahcup bir sesle cevapladım.
"Tamam, teşekkürler hem kahvaltı için hem de sün gece için. Gerçekten çok teşekkürler, öyle bir şey yapsaydım kendimi asla affedemezdim."

"Bir önemi yok dedim ya, sen iyi misin sadece?"

"Bunun hakkında konuşmasak."

"Pekala, sen bilirsin. Ama ne zaman kendini paylaşmaya hazır hissedersen ben burada olacağım."

"Biliyorum, iyi ki varsın. Jeno da öyle."

"Sen de öyle."

                       _______________

Johnny

Haechan'ı önce izlemek için aklını yitirdiği bir animasyon filmine ardından da en sevdiği hamburgeri yemeye götürmüştüm. Bu kadar küçük şeylerle bu denli mutlu olduğunu görmek beni gerçekten gülümsetiyordu. Onu mutlu edebildiğim için kendimi iyi hissediyordum, sanki hatalarımı telafi ediyormuşum gibi...

Hamburgeri öyle bir iştahla yiyordu ki aklıma Jaehyun'u getirmişti, benim güzelim de yemek yerken bu kadar sevimli ve hevesli görünürdü. Dudaklarımın kenarları hafifçe kıvrılırken kahvemden bir yudum daha alıp Haechan'ın saçlarını karıştırdım. O kadar hızlı yiyordu ki uyarma ihtiyacı hissetmiştim,
"Haechan, yavaş."

"Çok açım."

"Bu kadar hızlı yersen bir türlü doyamazsın tabii."

"Sen neden yemiyorsun?"

"Çünkü kendimi erkenden öldürmeye meraklı değilim."

Kaşları çatılırken elindeki hamburgeri kavgacı bir tavırla tepsisine bırakmıştı.
"Bu sağlıklı beslenme takıntını bir türlü anlayamıyorum. Hem sen de sabah akşam kahve içiyorsun, kahve de içme o zaman?"

faces - johnjaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin