Haechan
Çattığım kaşlarımın şeklini biraz olsun bozmadan şişirdiğim yanaklarımdaki nefesi sesli bir şekilde oflayarak boşalttım. Ellerimi belime yerleştirip tek ayağımla yerde ritim tutmaya başladım ve sabırsız bir şekilde sordum,
"Ne yani gidemez miyim ben şimdi?"
Üç metrelik beton duvarlarla çevrili okulumuzdan tek çıkış yolu olan güvenlik kulübesinin yanındaki yeniyetme oğlan bana onaylamaz bir bakış atıp cevapladı,
"Gidemezsin dedim ya, yanında onsekiz yaşını geçmiş bir refakatçin olması gerek.""Nereden bulayım ben şimdi refakatçiyi?"
"Babanı ara Haechan."
"Babam çalışıyor."
Korumanın adımı bilmesi beni şaşırtmadı aksine sinirlerimi bozdu çünkü babamın okuluma gelip beni dışarı çıkartmamaları için güvenliği tembihlediğini biliyordum. Normalde onsekizini aşmış bir refakatçi bulmak benim için çocuk oyuncağıydı ancak son günlerde Mark o kadar sıkı çalışıyordu ki okuluma gelip kaçmama yardım edemiyordu bile. İşte bu yüzden bugün okulu asmam çok önemliydi, en sonunda sevgilimin yüzünü görebilmem için...
Ancak suratsız oğlan kollarını bağlamış ve tartışmaya yer bırakmayan bir şekilde son sözünü söylemişti,
"Bak Haechan, ya refakatçi gelir ya da sen dışarı çıkamazsın."Biraz dikkatlerini dağıtmak ve ben yeni bir çözüm yolu düşünürken zaman kazanmak için aklıma gelen ilk bahaneyi tek nefeste söyledim,
"Abim var benim ya yemin ederim. Gelip beni alacak, bekleyin biraz şimdi gelir.""Blöf yaptığını biliyorum şimdi sınıfına dön yoksa öğretmenine haber vereceğim."
Gerçekten vazgeçmek üzereydim. Kaderime razı gelip sınıfıma gidecektim ancak tam da o sırada daha önce hiç görmediğim birisi bahçe kapımıza yaklaşıp bize seslendi,
"Hey!"Üzerinde krem rengi bir kazak vardı ve o kadar etkileyici gamzeleri vardı ki, o güne dek gördüğüm en masum şey bu çocuk olabilirdi. Güvenlik başını yavaşça güzel çocuğa çevirdi, aptal gibi gülümseyerek konuşmaya başladığında benimle konuşurken takındığı 'kes sesini şımarık baş belası' tonundan eser yoktu.
"Buyrun, nasıl yardım edebilirim?'"Uhm, ben Haechan'ın abisiyim de kardeşimi almaya gelmiştim."
Gözlerim şaşkınlıktan genişçe açılırken ne yapacağımı bilemez bir halde kıpırdandım. Adımı nereden biliyordu ki?
Pekala, belli ki güzel çocuk ve benim konuşmamız gereken bazı şeyler vardı.
________________
Jaehyun
Üzerimdeki kazağı çekiştirip yarım saattir önünde dikildiğim aynadan parlatıcımı düzeltim. Güzel görünmek istiyordum çünkü Haechan'la tanışmaya gidecektim. Ne düşündüğünüzü biliyorum, sevdiğim adamın oğlunun okuluna gitmek ve ona yaranmaya çalışmak gerçek bir sürtüğün yapacağı bir şeye benziyor ama durum böyle değil. İnanın ben yalnızca Haechan'ın beni sevmesini ve babası için doğru kişi olduğumu anlamasını istiyorum.
Ben gittiğimde okulda olacak mı, orada olsa dahi yanına gidip konuşabilecek miyim bilmiyorum ancak onunla tanışmak istiyorum.Tabii ki Ten'in onu çok sevdiğini biliyorum ancak ben Haechan'ı gerçekten sevebilirim. Biz, yani Johnny, ben ve Haechan hatta belki bir de bebek, çok güzel bir aile olabiliriz. Elimi hızla çarpan kalbimin üzerine yerleştirip derin bir nefes aldım ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
faces - johnjae
Fanfictionkusursuz bir aile, kusursuz bir aile olmaktan ne kadar uzak olabilir?