Aynı yerde dönüp dolanmamın nedeninin Nemea Aslanı olduğunu düşünüyordum. Onun nasıl bunu yapabileceği hakkında bir fikrim yoktu ama en sonunda aynı yere varma olayı son bulmuştu, nedeni en son düşüneceğim şeydi. Arkadaşlarımı bulmak için yine kalabalığın arasına karışmıştım. Tenha bir yer bulmaya özen göstererek bir ağacın dibine çöktüm.
O kadar yorulmuştum ki oturduğum yerden kalkamayacağıma emindim. Berbat haldeydim. Yırtık pırtık tişörtüme kan sızıyordu. Gelen geçen bana bakıyor hastalıklı biriymişim gibi yardım bile etmiyorlardı. O an bunu umursamıyordum aslında... aklım beni kurtaran kişilerin hâlâ kim olduğundaydı... Kimdi onlar?
Çöktüğüm yere birkaç kişinin gölgesi düştüğünde arkadaşlarımın geldiğinden şüphem yoktu. Melody'nin sinir bozan eleştirisinden bile mutluydum sanırım:
- Berbat görünüyorsun.
Burnumdan güldüğümde aslında sözüne değil onların geldiğine sevinmiştim. Ama o kadar halsiz, yorgun ve bitkindim ki düşüp bayılmam an meselesiydi.
Chris,
- İçinden "Bilmediğim bir şey söyle." diyor.
Aynen öyle diyordum... Şaka bir yana gerçekten temizlenmem gerekiyordu. Üstüm başım toz içindeydi ve beynim öylesine çorba gibi olmuştu ki... Beni kurtaran kişiler dışında düşündüğüm bir diğer şey Nemea aslanıydı. O ölmüştü. Nasıl karşıma çıkabiliyordu ki? Belki de başka bir yaratık? İmkansız... O zaman o postun bir anlamı olmazdı.
Alex,
- Kurtuldun... Senin kemiklerini buluruz sanmıştım.
- Bende öyle...
Jack,
- Açlıktan ölmeden önce yiyecek bir şeyler bulmalıyız.
O sırada karnımın guruldadığını yeni fark etmiştim.
----------------
Başıma gelenleri anlatma fırsatını, Chris bizi farklı farklı yerlere götürürken kullandım. Jack en son yemek meselesini açtığında, halledeceğini söyleyip bizi peşine takmıştı. O sırada belirttim,
- Yemek alacak para var mı? Benim ceplerim boş. O yüzden soruyorum.
Chris gerginlikle,
- Sakin ol. Bir yer biliyorum.
Zoe,
- Buraya daha önce geldiğini bilmiyordum.
Chris bir şey söylemeden önden yürümeye devam etti. Jack konuyu kapatarak sordu,
- Nasıl yaptınız?
Zoe anlamsız bakışlarla,
- Neyi?
- Karşımıza polis olarak çıktınız. Sonra bir anda eski hallerinize döndünüz.
Zoe sırıtarak Melody'ye baktı,
- Yetenekleri olan tek biz değiliz.
Kıpkırmızı olan Melody'e baktım. Çekingen bir tavırla,
- Sis adında bir büyü sayesinde. Kısaca illüzyon. Bu sayede yaratıkları falan fark etmiyorlar.
Sorgulamak gibi bir amacım yoktu ama ses tonum öyleymiş gibi çıkmıştı,
- Bunu yapmayı ne zaman öğrendin? Sen sahiplenileli sadece birkaç gün oluyor. Athena'nın böyle bir yeteneği yok.
Gözlerini kısarak bana "Amacın ne?" dermiş gibi bakmıştı,
- Öğrenmek kısa sürdü. Nöbet iyi bir fırsat olabilir diye düşündüm. Kitapta bununla ilgili bir şeyler yazıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
13 Olimposlu {Askıda}
FantasyFarklı hayatları olan birbirinden bağımsız 6 genç... Bir gün ansızın alışageldik hayatlarından kopup titanlar tarafından kaçırılan, aynı zamanda tanrı olan anne ve babalarını kurtarmak adına 6 melez bir araya gelir... Bazı Titanlar intikam peşinde k...