5. Bölüm: Kabul

19.9K 665 82
                                    

Uyku tutmayan bir geceden selamlar :)
İyi okumalar...

~~~~~~
Kaderin oyunları hiçbir zaman bitmezdi. Tam bitti, kurtuldum derken yepyeni bir oyunla çıkardı karşınıza. Sanırım bu da benim oyunumdu. Salondaki hiç kimse şaşkın değildi. Demek ki hepsinin haberi vardı. Nasıl olabilirdi böyle bir şey?

"Siz ne dediğinizin farkında mısınız?" diye sordum yaptığım saygısızlığı ilk kez görmezden gelerek. Normalde Ömer babaya asla karşı çıkmazdım. Beni o büyütmüştü sonuçta. "Asla, ölürüm de asla kabul etmem!"

"Edeceksin kızım" dedi gözlerime bakarak. "Ben seni bu evden dışarı çıkarmam. İnsanların ağzını kapamanın tek yolu budur."

"İnsanların ne söylediği umrumda değil!" dedim bağırarak. "Evleneceksin dediğiniz adam yüzünden öldü benim kocam!"

"Kardeş, kardeş için gerektiğinde canını verir" dedi Ömer baba net bir şekilde. "Gerekirse Yekta da birisi için verir, Ferhat da, Berdan da. Gerekirse ben de çocuklarım için veririm. Önemli olan kocanın kimin yüzünden öldüğü değil. Sen bu evde kalacaksın ve bunun tek yolu budur!"

"Baba yapma" dedim çaresizlikle ağlarken. "Ben yapamam. Daha bir hafta oldu. Oğlunun bedeni toprak altında kaybolmadan yapma!"

"Giden gitti" dedi acımasız bir şekilde.

"İstemiyorum" dedim net bir sesle. "Bu evde kalmak zorunda değilim. Gideceğim!"

"Zorundasın. Ben seni dokuz yaşındayken aldım yanıma. Gelin diye değil, kızım diye. Ben kızlarımı kapı önüne koymam! İnsanların arkasından konuşmalarına hiç izin vermem! Kararım kesindir, evleneceksiniz!"

"Kızının göz göre göre ölmesine izin verirsin ama öyle mi baba?" dedim yanağımdan süzülen yaşlarla. Gözlerinde gördüğüm azıcık bir acı da anında yok olmuştu. Kararı kesindi yani. Bakışlarımı Ferhat abi ve Berdan abiye çevirdiğimde onlar da çaresizce bana baktılar. "Kurban olayım bir şey deyin. Ben bunu kaldıramam. Başka bir yolu vardır elbet."

"Bacım, sen bu evin kızısın bizim gözümüzde" dedi Berdan abi gözlerime bakarak. "Ama dışardakiler öyle demez. Çok canını yakarlar, çok ağlatırlar seni. Başka yolu yoktur."

"Vardır!" diye bağırdım sinirle saçlarımı çekerken. Bana bakan Yekta'yı görünce sinirle ona yöneldim ve yumruklarımı göğsüne geçirdim. "Bir şey söylesene! İstemiyorum desene! O benim yüzümden ölen abimin karısı desene!"

"Yeter!" diye bağıran Ömer babanın sesiyle bedenimi daha fazla taşıyamayan ayaklarımın üstüne düştüm. Berfin abla ve Berçem abla anında yanıma geldiğinde ayağa kalkmadan ikisinin elini tuttum. "Kimsenin bir şey söylemeye hakkı yoktur. Karar verilmiştir, evleneceksiniz!"

Ömer babanın salondan çıkmasıyla koca bir sessizlik oluşmuştu. Öylece boş boş halıya bakarken birden ayaklandım. Bakışlarımı yerden kaldırıp odadaki herkesin üzerinde gezdirdim.

"Bu duruma düşeceğime keşke adım çıksaydı" dedim çaresizlik dolu bir sinirle. Küçük adımlarla kapıya doğru yöneldikten bir süre sonra duraksayıp arkamı döndüm. "Pişman olacaksınız, böyle bir işe girişmeseydik diyeceksiniz. Hiçbir şey beklediğiniz gibi olmayacak."
######
Son sözümü söyledikten sonra bir şey demelerine izin vermeden salondan çıkmıştım. Şimdi ise saatlerdir yaptığım şeyi yapıp odamda ağlıyordum. Bir hafta içinde bu eve bir türlü sığamamıştım. Bir gün odam burasıydı, bir gün başka bir yer. Şimdi neresi olacaktı? Daha kaç oda değiştirecektim?

Bu evdeki değerim buymuş demek ki. Ben, beni kızları yerine koyup bağırlarına bastıklarını düşünürken onlar beni aslında el olarak görüyormuş. Belki düşündüklerim nankörceydi ama haklıydım. Kendi kızlarının böyle bir duruma düşmelerine izin vereceklerini zannetmiyordum.

Ayvazoğlu Gelini +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin