senin miyim gerçekten?

7.1K 561 1K
                                    

bana sen gibi bakmadı kimse, beni sen gibi öpmedi kimse
sen nereden çıktın geldin?
dalga geçen sözlerinle ama korkak gözlerinle bilsen
nasıl delip geçtin?
——

Muggle insanların ünlü şarkıcısı Bob Marley der ki;
"Dünyanın en güzel ritmi; onun senin için çarpan kalbidir."

Harry Potter elini alıp da kendi göğsüne yasladığından beri elinin altındaki o hızlı kalp atışlarını unutamıyordu Draco. Kendisini onun rüzgarına kapılmamaya zorluyordu ama Harry Potter elinden tutup çekse kendisini o elden kurtarmaya zorlamayacağını biliyordu da. Aklında kalan ciddi sebeplere tutunmaya çalışıyordu, kendisi yüzünden kuzguni karası saçlarıyla gönlünü öpen bu çocuğa bir şey olursa hayatı boyunca kahrolurdu.

Orası öyleydi tamam ama kimse ona karşı çıkmanın bu kadar zor olacağından bahsetmemişti ki. Harry'nin onu terslemesine, birbirlerine laf sokmalarına alışkınken şimdi her fırsatta komik ve tatlı sözlerin hedefi olmayı ya da güzel bir bakışın esiri olmayı kaldıramıyordu, elleri titriyordu bu güzelim hislerin yoğunluğundan.

"Hey, Malfoy."

Draco koridorda tek başına yürürken çok yabancı gelmeyen bir sesin ona seslenmesiyle duraksadı ve arkasını döndü. Gryffindor binasından esmer bir kızdı bu ama hafızasını ne kadar zorlarsa zorlasın kim olduğunu çıkaramadı. Kaşları soru sorar gibi kalktığında kız cesaret toplar gibi kollarını göğsünde birleştirdi.

"Ona aşk iksiri içirdin değil mi? Başka bir açıklaması olamaz."

Draco alayla sırıttı, sevmediği insanlara karşı yüzü nasılsa, o anda öyleydi. Bir elini cebine yasladı. Konuşma tipinden ve kimden bahsettiğini anladığından dolayı karşısındaki kızın kim olduğunu anlamıştı.

"Harry Potter kalbini bana kaptırdı diye ağlıyor musun Romilda Vane?"

Genç kız öfkeyle birkaç adım daha yaklaştı. Öfke insanları olduklarından daha da çirkinleştiriyordu, buna emin oldu Draco.

"Sana aşık olması imkansız, seninle olması da imkansız. Bu yüzden ona ne yaptın bilmiyorum ama peşindeyim Malfoy. Onu senden kurtaracağım."

Draco onca insanın içinde bağırmak istedi, aşkına sahip çıkmak istedi ama başından beri Harry'i kendisinden uzaklaştıran o değil miydi? Diğerlerine bu düşünceyi veren de kendisiydi. Harry'le olmuyordu ama ondan uzak duramıyordu da. Diğerlerinin ne düşündüğü umrunda olmasın istedi, onların zehirle sarfettiği cümleler kafasında kalmasın istedi ama Romilda tek değildi, her gün bu tarz şeyler duyuyordu. Malfoy onları azarlıyor, laflarına karşılık veriyordu tabii ki ama bunun onu yormadığını söylemek yalan olurdu. O yüzden ilk defa anlık bir cesaretle karşısındaki kıza baktı.

"Ne var biliyor musun? Harry Potter şu saatten sonra benim. Eğer yakınında görürsem seni, canını yakarım."

——

Tüm okulun beklediği syltherin gryffindor maçına sadece bir hafta kalmışken gry çocukları yorgun ve halsiz bir şekilde sahadan dönüyorlardı. Oliver Ron'la aralarındaki sorunu çözdüğünden beri daha iyiydi ama hala canlarına okuyordu. İşin tek komik yanı Ron'a hala kıyamadığından en az yorulan şüphesiz oydu.

"Harry, Malfoy'un yaptığını duydun mu?" diye sordu Seamus yanlarına gelip de Dean'in kolunun altına girerken. Sanki yeri hep orasıymış gibi esmer olan sevgilisine gülümseyip alnına ve saçlarına öpücüklerini bıraktı.

loverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin