noel ve kalabalık yemekler

6.4K 541 838
                                    

When I saw you waiting at your place
Something felt familiar in your face
Oh, you smiled as if to say
I knew my heart was yours from the first day
——

Ünlü Türk muggle yazar ve şair olan Sabahattin Ali der ki;

"Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir."

Draco Noel zamanları eve dönmeyi çok fazla sevmezdi. Bunun sebebi ailesinin Voldemort'a hizmet ediyor olmasıydı şüphesiz. Bundan içten içe nefret ediyor ve kabul etmek istemese de korkuyordu ama müdahale edebilecek gibi değildi de zaten. Bu sebeptendir ki annesine bu Noel'de Blaise'in evinde olacağına dair yalanı söylerken vicdanı sızlamadı.

Noel dendiğinde insanların aklına sıcacık bir akşam yemeği ve şen kahkahalar gelirdi ama Draco hayatı boyunca buna hiç şahit olmamıştı. Dünyanın bütün çeşit yemeklerini yiyecek kadar zenginlerdi ama ruhen o kadar zayıflardı ki yedikleri yemek normal bir akşam yemeğinden farksız oluyordu haliyle.

Harry ona Noel'i beraber geçirme teklifi sunduğunda başta oldukça endişelendi. Geçmiş yıllarda birbirleriyle olan uğraşmaları yüzünden Sirius ve Remus'ın gözünde nasıl olduğunu tahmin etmek güç değildi sonuçta. Hogsmeade'de, Harry'nin tarif ettiği evin önünde duruyorken içeriye geçmek için cesaret toplamaya çalışıyordu o yüzden. Bir de onlarla tanışacağı yetmezmiş gibi yıllardır laf attığı Weasley ailesinin evine gidecekti. Gerginliğine bir sayı vermeyi isteseydi sayaç bozulurdu şüphesiz.

Remus, Sirius ve Harry'nin yaşadığı ev üç katlı bir malikaneydi, sert ahşaptandı ve panjurları koyu bordoydu. Bir Malfoy malikanesi kadar gösterişli ve büyük değildi ama içerisinin sıcacık olduğuna emindi. Tam elini kaldırıp kapıya vuracakken kapı içeriden kuvvetle açıldı.

"En fazla ne kadar daha burada beklersin diye iddiaya girdik ama Remus bizi azarladığı için kapıyı açmak zorunda kaldım." dedi Sirius Black, suratında güzel ve yaramaz bir gülümsemeyle.

Draco şaşkınca bakarken Sirius onun cevap vermesini beklemeden genç adama sarıldı ve onu içeriye çekti. "Hadi bakalım, yemekler soğursa Molly başta beni kovalar."

Oldukça geniş bir girişi olan ev, tahmin ettiği gibi sıcacıktı. Duvarlar bordo rengiydi ve altın mumluklar giriş boyunca duvar kenarlarına sıralanmıştı. Kocaman salonun hemen sonunda mutfak, solunda ise oturma odası vardı. Draco'nun girmesiyle Harry hızlıca ortada duran merdivenlerden indi ve onu görür görmez parlayan gözleriyle kocaman gülümsedi.

Harry'nin üzerinde koyu gri yün gömlek ve altında siyah kotu vardı. Kuzguni karası saçları olduğundan daha da karmakarışıktı. Sanki düzeltmeye çalışmış da sonradan pes etmiş gibiydi, bu Draco'yu gülümsetti.

Sirius onu bırakırken göz kırptı ve "Hoş geldin Draco Malfoy." dedi. Genç adamın Harry'e olan bakışını görmüştü ve içinde kalan birkaç şüphe tohumu da yok oluyor gibiydi.

Draco utangaç bir hale bürüneceğini hiç tahmin etmezdi, o yüzden "Teşekkürler Mr.Black." derken gözlerini kaçırdı. Ses tonu samimiydi o yüzden bu Sirius'u gülümsetmiş, daha sonra giriş salonunda ikiliyi yalnız bırakmasını sağlamıştı.

Harry vakit kaybetmeden kollarını kaldırdı ve Draco'yu sıcak, sıkı bir sarılmanın kucağına çekti. Draco da ona sımsıkı sarılırken kıkırdamaları birbirlerinin omuzunda kayboldu.

loverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin