Eddie sabah uykusuz bir şekilde zorla kalktı. Bütün gece Richie'nin dediklerini düşünmüştü. Yani... Ders. Ders düşünmüştü. Kesinlikle! Bugün cumartesi olduğu için hiçbir şey hakkında endişelenmesine gerek yoktu. Ama işte bir tek dünden sonra Richie'nin yüzünü görmek istemiyordu. Eddie iç çekti ve yataktan kalktı. Gardılobunda bir göz gezdirdikten sonra bir şort ve tişört çıkarttı. Onları yatağın üstüne attıktan sonra lavaboya gidip sıcak bir duş almıştı. Aynanın karşısında günlük bakımını yaptıktan sonra çıkarttığı kıyafetleri giydi. İlaçlarıyla dolu olan çantasını beline doladıktan sonra annesine selam vererek evden çıktı. Dün söylemişti gideceğini o yüzden tekrar açıklama yapmasına gerek yoktu. Bisikletini evin önünden aldı ve Ben'in evine sürdü hızlıca. Ben'in evine geldiğinde bisikletini diğer bisikletlerin yanına koydu. Evin anahtarını paspastan almıştı. Bayan Arlene hep yedek anahtarı oraya koyardı. Kapıyı sessiz bir şekilde açtıktan sonra anahtarı yerine koydu. Salonda kimse yoktu. Eddie iç çekti. Saat 1'di! Neden hala bu mallar uyuyordu?! Üst katta Ben'in odası vardı ve kesin orada uyuyorlardı. Eddie yukarıya çıkıp odanın kapısını açtı. Karşısında aynı yatağa sıkışan Bev ve Ben çifti, yer yatağında birbirlerine sarılmış bir şekilde yatan Bill ve Stan çifti, onların yanında ise ayağı Mike'ın yüzünde olan Richie yatıyordu. Eddie'nin hemen kaşları çatıldı ve onların yanlarına giderek hemen Richie'nin ayağını Mike'dan uzaklaştırdı.
'Eddie?' Eddie hafif sesle irkildi. Hemen başını yatakta yatan Ben'e çevirdi. Ben ona gülümsedi. Beverly ona sarılırken onu görmek gittikçe zorlaşıyordu. Eddie gülümsedi.
"Günaydın Ben" Ben Beverly uyanmış mı diye kontrol edip tekrar ona baktı.
'Size kahvaltı hazırlayacaktım ama Beverly uyanır diye kalkmadım' Eddie kafasını salladı ve kafasını Richie'ye çevirdi.
"Kalksalar iyi olacak." ayağıyla hafifçe Richie'nin kafasına vurduktan sonra yavaş bir şekilde Bev'in ellerini üstünden çeken Ben'e baktı. Ben yataktan çıktıktan sonra birlikte mutfağa indiler.
"Ne yapalım?" Eddie Ben'e bakarak tezgaha yaslandı.
'Her zamanki' dedi Ben parmak ucunda durup tarif kitabını almaya çalışırken. Ben Eddie'ye göre uzun olsa da Bayan Hanscom yüksek rafların daha şık durduğunu düşündüğü için böyle yaptırmıştı. Sonradan kadın bu kararından pişman olmuştu ama Ben'in er ya da geç uzuyacağanı düşünerek tekrar yaptırmamıştı. Ve evet Ben baya uzamıştı, sadece raflar için yeterince uzun değil. Beverly'nin esnemesi duyuldu ve uzun kız kitabı raftan alıp sevgilisine verdi.
'Günaydın' dedi Ben gülümseyerek. Beverly Ben'i öpüp 'günaydın bebeğim' demişti.
'Günaydın kraliçe' dedi Eddie hafif gülerek. Onu farketmeyen Beverly şaşırmıştı.
'Eddie! Günaydın gönlümüzün efendisi!!' dedi Beverly biraz daha enerjik bir şekilde. Sonra üçü de hafifçe güldükten sonra malzemeleri çıkarttılar. Her cumartesi yaptıkları gibi bugün de pankek yapıcaklardı. Onlar karışımı hazırlarken bir kalın bir ses duyuldu.
'Günaydın gençler!' Mike içeri gülümseyerek girdi. Eddie gülümsedi.
'Günaydın Mikey'
'Günaydın kral' dedi Beverly.
'Günaydın' dedi sadece Ben pankek karışımını karıştırırken. Mike pankekleri pişirme görevini aldı. Herkese kalpli pankekler yapar, diğer pankeklere de kişiye özel şeyler yazardı. Mesela Richie'nin pankekinde büyük harflerle 'GEVEZE' yazıyordu, Beverly'ninkinde ise 'MOLLY' yazıyordu. Pankeklerin yarısı olduğunda Bill, Stan ve Richie gelmişti.
'EDS!!' Richie koşup kollarını Eddie'ye sarmıştı.
'DÜN SENİ ÇOK ÖZLEDİM!' dedi hemen ardından. Eddie ise hafifçe gülüp ardından neler olduğunu hatırlayıp sinirlenmiş ifadesini takınmıştı. Hemen Richie'den geri çekildi.
"Ben hala dün için sana kızgınım geveze!" Richie boynunu sıvazlayarak güldü.
'Ben de seni seviyorum Eds' Eddie'ye göz kırptı. Eddie ise göz devirdi.
Neden kitapta Eddie(hatta herkes) Bill'e tapıyo aq
Bu arada boş bölüm power🤟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Know Your Secret~ Reddie ♡
Fiksi Penggemar"Sırrını biliyorum Richie" dedi Eddie yüzünde iğrenmiş bir ifadeyle. Richie yutkundu "Ne sırrı Eds.. ?" kazıdığını kapamaya çalışarak söyledi. "Benden hoşlandığını! Cidden! Adımı bir öpüşme köprüsüne yazarak benim seni seveceğimi mi sandın?! Salağın...