4

470 44 4
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...

İçimdeki gerginlik ve korku bütün bedenimi ele geçirirken arabayı park eden eşime bakıp derin bir iç çektim. Belli etmiyor olsa da korkmuş olduğunu biliyordum. Kim olsa korkardı. Hele ki o kişi Hoseok ise... O bambaşkaydı benim için. Bana kattığı şeylerin değeri paha biçilemez olduğu gerçekti. Kar tutmuş ışıklı tabelaya bakarken parmaklarımızı kenetleyen Taehyung ile rahatlamış hissediyordum. Karlı yolda hızla yürürken yerlere saçılmış kırık cam parçalarını görünce daha da bir korkmuştum. Bir adım önden giden Taehyung'a yetişmeye çalışırken bizi gören güvenlikler hızla kapıyı açmıştı. Şimdi ezbere bildiğim odasına doğru hızla yürüyordum. Sonunda içeri girdiğimizde hemşireye garip bakışlar atan Hoseok'u görmek beni oldukça mutlu etmişti. Taehyung'un elini yavaşça bırakıp Hosoek'a sarılıp gülümsedim. "İyi misin?" Güldüğünü duyar duymaz başımı yukarı kaldırıp yüzüne bakmaya çalıştım. "Kızım bize bir şey olmaz. Sen bence bunu yapanları düşün" Doğru söylüyordu. Bunu ona yapacak ne düşmanı ne de cesaret edecek birisi vardı. Kesinlikle ölmek istiyor olmalılardı. "Sen yeter ki iyi ol" Kollarımı çözüp yana geçince Taehyung'ta Hoseok'a sarılmıştı. "Abim!" Hoseok bıkkın ama mutlu bir ifade ile bana bakınca tebessüm ettim. Onu tanıdığım andan beri hiçbir zaman ilgiyi sevmemiş, mesafeli olmuştu. Neyse ki şuan aramızda böyle bir sorun kalmamıştı.

Sanki Hoseok'a inat olsun diye aniden içeri giren ablam ve Jungkook'ta üstüne atlayınca küçük bir kahkaha attım. Taehyung aradan kaçıp yanıma gelince bir kolunu belime sardı ve bedenimi kendine neredeyse yapıştırdı. "Yarın tekrar geleceğiz. Abi sende bizde kalsana" Hoseok başını olumsuz anlamda salladı ve alt dudağını ısırdı. "Eve geçeceğim. Merak etmeyin oraya kadar gelemezler. Sen de eve geç. Saat çok geç" Son cümlelerini ablama bakarak söylemesi ile ablam kaşlarını çattı. "Yanında kalmak istiyorum" Hoseok direkt bana bakınca başımı aşağı yukarı salladım. Bazen benden çekindiğini söylerdi. Ona kötü bir şey söylememden korkuyormuş. Saçmalık diye geçirdim içimden. Ablam ne yapacağını zaten bilirdi. "Lara evde yalnız kaldı. Çıkalım mı artık?" Hepimiz Jungkook'u onaylayıp kapıya doğru yürüdük. Taehyung elimi sıkıca tutunca kısa bir süre yüzünü inceledim. Huzursuz görünüyordu. "Abi, emin misin?" Hoseok hızla yanımıza gelip Taehyung'un omuzuna elini koydu ve içten bir şekilde gülümsedi. "Oğlum git sen. Aklın hiç bende kalmasın" Taehyung'un elini okşamam ile bakışları beni buldu. "Yarın erkenden geleceğiz zaten" Yumuşak bir ses tonu ile konuşmama tebessüm ederek başını aşağı yukarı salladı. Ama biliyordum ki içi rahat etmeyecekti. Dışarı çıktığımızda ağzımdan çıkan dumanı izledim. Aklıma sigaram gelmişti. Herkes kendi arabasına geçerken derin bir iç çeken eşime baktım. Aniden tam arabanın yanında durunca o da duraksadı. "Moralini bozma. Onun kimseden korkusu yok ve bir şey olmayacak. Tamam mı?" Taktığı bereyi düzeltip gülerken yüzünü ellerim arasına aldım. "Tamam mı dedim?" Son heceyi uzatarak söyleyince o da gülümsedi. "Ama yine de içim rahat değil Jung"

Biraz düşünür gibi yapıp hızla kollarımı iki yana açtım. Gözleri şaşkınca açılırken söylediğim şey ile kare gülüşünü gözler önüne sermişti. "Belki karına sarılmak iyi gelir!" Kollarını belime sarıp ayaklarımı yerden kesmesi ile küçük bir kahkaha attım. Saçıma ve boynuma kondurduğu öpücükler kalbimde çiçekler açmasına sebep oluyordu. Ayaklarım sonunda yere basınca gözlerine tüm sevgimle baktım. "İşe yaradı mı?" Alt dudağını ısırıp başını aşağı yukarı salladı. "Güzel! Şimdi evimize gidebiliriz. Kızımız anne ve babasını çok özlemiş olmalı" Hızla kapıyı açıp yerime oturdum. Taehyung'ta oturup arabayı çalıştırınca eve doğru yola çıkmıştık.

--

Hızla zile basarak ayaklarım ile ritim tutarken soğuk havayı iliklerime kadar hissediyordum. Sonunda açılan kapı ile içeri daldım ve yüzüme çarpan sıcak hava ile derin bir oh çektim. "İnsanın evi gibisi yok! Kızım nerede?" Lara yukarı işaret edince kapanan kapı tekrar zil çalması ile geri açılmıştı. Tabi, Jungkook gelecekti değil mi? Lara kapıyı açar açmaz sevgilisinin kucağına atlarken ikisi de içeri girdi. "E şimdi ne olacak? Hoseok oppa iyi değil mi?" Taehyung'a paltosunu çıkarması için yardım ederken 'gayet iyi' diye mırıldandım. "Artık bize müsade. Saat geç oldu" Paltoyu asıp Lara ve Jungkook'u yolcu ettik. Taehyung kapıyı kapatır kapatmaz kendini koltuğa atmıştı. Gerçekten çok yorulmuştu.

Aklıma aniden gelen kızım ile odasına doğru koşar adımlarla yürüdüm. Açık olan kapıdan içeri sessizce girdiğimde melek gibi uyuyan bebeğime tebessüm ettim. Yanında duran Tata oyuncağına sarılmış ve emziğini düşürmüştü. Emziği ağzına doğru uzatınca hemen almıştı. Üstünü örtüp odadan çıkarken odama gidip hemen üstümü değiştirdim. Yünlü beyaz pijama takımımı çok seviyordum. Hatta hayatımın sonuna kadar bunları giyinmek istiyordum.

Aşağı indiğimde Taehyung'u mutfakta gördüm ve hemen yanına gittim. "Ne yapıyorsun?" Heybetli vücudu görüş açımı kapattığı için arkasında parmak uçlarımda yükselmeye çalıştım. Ama geniş omuzları yüzünden bir şey görememiştim. "Çay yapıyorum. İster misin?"

"Hayır, teşekkürler" Yanına geçip tezgaha yaslanırken onu izlemeye başladım. Dikkatle çayını yaparken kaşlarını çatarak bakıyordu. Her zaman en büyük zaafım olan yüz hatları şimdi daha da belirgin duruyordu. Uzun kirpikleri, alnına düşen siyah saçları, pembemsi dudakları ve çikolata teni eşsiz görünüyordu.

Eskiden Hoseok'un yanında kaldığı ve kavga ettiği aklıma gelince o anki halini hayal ettim. Ciddi halinden ben bile korkuyordum ve ara sıra denk gelmiştim. Bana karşı her zaman sakin kalsa da o kadarda sabırlı birisi olmadığını biliyordum. "Dikilecek misin burada sabaha kadar?" Söylediği şey ile kendime gelip dik bir pozisyona geçtim. "Yoo" Hızlı adımlarla içeri yürüyünce arkamdan güldüğünü duydum. Komik bir şey yoktu ki!

"Şş yanıma gel yanıma" Tam oturacağım sırada oldukça cezbedici sesiyle söylediği cümle öylece kalmama sebep oldu. Yavaş adımlarla yanına yürüyüp derin bir iç çekince elimi tutup aniden dizine oturmamı sağladı. Korktuğum için küçük bir çığlık attığımda bir elimle ağzımı kapattım. "Taehyung ne yapıyorsun?" Yan oturduğum için rahat etsem de düşmemek için bir elimi omuzuna koydum. Çünkü sevgili eşimin sağı solu belli olmuyordu...

"Bir şey yapmıyorum" Sıcak nefesi dudağıma çarpacak kadar yakınıma geldiğinde bakışları daha da derinleşti. Bir kolu belimi sarınca bütün sıcaklığını hissetmiştim. "Jin aradı. Yurtdışına gitme ihtimalim var" Dudaklarım şaşkınlıkla açılınca gözleri direkt orada takılı kalmıştı. Sertçe yutkunduğunu gördüğümde dilimle dudaklarımı ıslattım. "Hemen mi?" Başını olumsuz anlamda salladı. "Kesin bir şey yok. Belki gitmeme gerek kalmaz" Doğruyu söylemek gerekirse gitmesini istemiyordum. Ona o kadar alışmıştım ki bir gün bile görmeyince özlüyordum. "Umarım kalmaz" Ellerim omuzundan yavaş yavaş boynuna çıkarken teni alev alev yanıyordu. Yine sertçe yutkundu ve dilini dudaklarında gezdirdi. "Seni hep böyle iyi görmek istiyorum Jung" Baş parmağım boynunu okşarken tebessüm ettim. "Hep iyi olacağım" O da sessizce gülerken kısılan gözlerine daldım. Gözleri en büyük zaafım olabilirdi. Derin ve sevgi dolu bakışları karşısında çok savunmasız hissediyordum. Hayatı boyunca sadece bana bakmasını istiyordum. Bu bencillik olmazdı değil mi?

"Saat kaç olmuş!? Yatalım artık" Sırtımın ve bacaklarımın altından geçirdiği bedenimi kucağına aldığında gözlerim şaşkınca açıldı. "Ya Taehyung! Ne yapıyorsun?" Kollarımı boynuna sarınca sinsice gülümsedi. "Yatma vakti geldi" Merdivenleri çıkarken düşeceğiz diye korkuyordum bu yüzden ona ahtapot gibi sarılmıştım. "Bebek miyim ben?" Başını aşağı yukarı sallaması ile kaşlarım havaya kalktı. "Daha öncede söyledim. Sen benim bebeğimsin" Göğsüne yavaşça vurunca çoktan odamıza girmiştik. Bedenimi yavaşça yatağa bırakırken yorganı açtı ve hemen yanıma yerleşti. "Söylememe gerek var mı aşkım?" Tek kaşını kaldırarak bana bakınca demek istediğini anlamıştım. Hızla yanına kayıp kolumu ona sarınca o da belime sarılmıştı. Gece sarılarak uyuma alışkanlığı vardı. Bu yüzden her gece koala gibi birbirimize sarılarak uyuyorduk. Bu durum aslında işime geliyordu. Çünkü onunla böyle uyuduğum her gece çok huzurlu geçiyordu.



Çok içime sinmedi gibi ama neyse. Umarım hoşunuza gider💜

live and war / KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin