9

551 69 106
                                    

Satır arası yorum yapmıyorsunuz ve üzülüyorum... Lütfen yapın.


"Oğlum..." Taehyung bir an bana bakıp tekrar annesine dönünce ne yapacağımı şaşırmıştım. Böyle kriz anlarında mum gibi kalmaktan nefret ediyordum! Kaşını çatarak öylece oturan kadına bakışlarında ki öfkeyi ben bile iliklerime kadar hissetmiştim. Bir şeyler yapsana Jung! İç sesime hak verip hızlıca düşünmeye başladım. Onu tanıyordum. Böyle anlarda kimseyi dinlemez ve öfkesini çekinmeden belli ederdi. Ama neyse ki bana karşı kendini dizginlemeye çalışıyordu. Bundan güç alarak tam karşısına geçtim. Ama içinde nasıl bir nefret varsa beni fark etmemişti bile. Yüzünü ellerim arasına alıp fısıltı ile konuştum. "Taehyung, bana bakar mısın canım?" Koyu ve derin kuyuyu andıran irisleri sonunda benimkiler ile buluşmuştu. "Neden onu eve aldın?" Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alırken biraz daha sakinleşsin diye yüzünü hafifçe okşadım. "Bilmiyordum. Yemin ederim bilmiyordum" Sertçe yutkundu ve hızlı adımlar ile yanımdan ayrılıp annesinin karşısına dikildi. "Nereden buldun burayı? Hangi yüzle geldin!?" Kalın sesi aniden yükselince Haneul'da korkmuştu. Ağlamaya başlaması ile kafam iyice karışırken Taehyung direkt onu fark etmişti. "Oğlum bir dinlesen?" Annesini takmadan kızına ve bana baktı. "Hayatım üzgünüm" Tekrar annesine döndü ve sinirle konuştu. "Sana inanamıyorum! Git buradan. Sakin kalmaya çalışıyorum ama çok uzun sürmez. Kalbini kırarım." Ben bebeğimin susmasını sağlar sağlamaz eşimin yanına gittim ve bakışlarımı kadına diktim. "Hemen geleceğiz."

"Ne?" Taehyung'un elini tutup mutfağa doğru yürüyünce sinirle saçlarını karıştırdı. "Hayatım biraz sakin olsan?" Aniden tezgaha yumruk atıp dişlerini sıkarak konuştu. "Kendimi zor tutuyorum." İlk kez bu kadar sinirliydi. En son kardeşinin haberi geldiğinde bu hale gelmişti. "Yok ben dayanamıyorum" Hızla içeri doğru yürürken koşa koşa gidip arkasından sımsıkı sarıldım. Gitmemesi gerekiyordu. Ağır konuşurdu, biliyordum. "Taehyung lütfen. Önce biz bir konuşalım. Sakin ol, kendini topla." Kafasını hafif geri atarak derin bir nefes alması pes ettiğini gösteriyordu. Yavaşça bana dönüp bedenimi kolları arasına aldı. "Ondan nefret ediyorum Jung." dedi sessizce. "Önce bir dinle. Biliyorum, sözlerinin sende değeri yok ama dinle. Bu hatanın benzerini yaptım ve halimi görüyorsun değil mi?" Dediğim şey ile yavaşça ayrılıp yüzümü elleri arasına aldı. "Sadece senin için yapacağım. Yanımda kal tamam mı?"

"Yanında olacağım. Hadi gel." İkimizde içeri girdiğimizde annesinin kızımız ile oynadığını görmek garip gelmişti. Babaannesi mi oluyordu bu kadın yani? İlginçti. Taehyung direkt Haneul'u kucağına alıp karşı koltuğa oturdu ve yanına gelmemi işaret etti. Dediğini yapıp hemen yanına oturdum ve sessizce bekledim. "Dinliyorum" Dinlemek istemediği ses tonundan belliydi. Resmen çabuk ol ve git demek istiyordu. Ama buna engel olmak istiyordum. Annesi ile barışması ve onu dinlemesi gerekiyordu. Sonradan pişman olursa büyük bir boşluğa düşecekti. Benim içinde olduğum o boşluğa düşmemesi için elimden geleni yapacaktım. "Oğlum, ben çok düşündüm. Sen haklıydın. Bu kadar üstüne gelmemiz yanlıştı." 

"Tek sorun bu muydu? Biz bunun da üstesinden gelirdik ama istemediniz" Kadın başını eğip derin bir nefes aldı. Gözlerinden akan yaşı görünce nedense içim acımıştı. Sorun tam olarak ne bilmiyordum ama Taehyung gibi bir adam böyle yapıyorsa haklı olduğunu düşünüyordum. "Ben çok özür dilerim. Babana olan öfkem yüzünden seni kullandım. Çok çok pişmanım." Taehyung Haneul'u yere bıraktığında dizine koyduğu elini tuttum. "Bak, buraya seni zorlamak için gelmedim. Sen hep hisleri ile hareket eden bir çocuk oldun. Sadece pişman olduğumu ve seni çok özlediğimi bil. Ayrıca artık şirkete varis değilsin." Taehyung şaşkınca gözlerini büyüterek baktı aniden. "Nasıl yani?" Kadın tebessüm ederek omuz silkti. "Hiçbir zaman istemedin. Seni artık zorlamak istemiyorum. İstersen gelirsin istersen şuan ki şirkette kalırsın." Taehyung aniden yumuşar gibi oldu ama tekrar ciddi bir tavra büründü. "Her şeyi tek özür ile unutmam imkansız. Siz beni evlat olarak görmediniz bile! Yıllarca anne ve baba sevgisi olmadan büyüdüm ben. Bunun telafisi yok anladın mı? Üzgünüm ama bu öfke kolay geçecek bir şey değil."

"Oğlum tekrar özür dilerim. B-ben seni çok özledim. Sadece sana bir kere sarılsam, kokunu içime çeksem..." Asla kıyamaz diye geçirdim içimden. Ama Taehyung beni şaşırtacak bir şey yaptı ve sert bir yüz ifadesiyle ayağa kalktı. "Yeterince dinledim. Gider misin?" Şok olmuş bir şekilde ona bakarken annesinin içinde kalan son umudun da bittiğini hissettim. Çaresiz görünüyordu. "Tae-"

"Git dedim" Annesi ayağa kalkıp ağlayarak hızla evden çıktığında öylece kaldım. Taehyung dik durmayı bırakmış, omuzları düşmüştü. Sarsılarak ağlamaya başladığında hiçbir şey demeden kollarımı boynuna sardım. Zorla konuştuğunda söylediklerini anlamaya çalışıyordum. "Yapamazdım... Ben, onu affedemem Jung. Eğer burada kalmaya devam etseydi affederdim. B-bunu yapamam." Ne yapmışlardı da bu kadar öfkeliydi onlara? Nasıl bu kadar iyi kalpli bir adam ailesini hayatından silip atmıştı? Bunları şimdi düşünmek istemiyordum ama engel olmak zordu. Fakat önceliğim Taehyung olduğu için sebepleri boşverdim. Sıcaklığı içime işlerken göz yaşları omuzumu ıslatıyordu. Ağlamaya devam ediyordu. Parmaklarım yumuşak saçları arasında dolaşırken hiç konuşmadım. Sadece sakinleşmesini bekledim. Çünkü tam şuan söylenecek sözün kaldığını düşünmüyordum.

Haneul odasında oyuncağı ile oynarken uyumuştu ve biz yatak odamıza gitmiştik.

Taehyung duygusal birisiydi ve şuan çok kötü durumdaydı. İncecik bir cam kadar hassas olduğunu çok iyi biliyordum. O yüzden konuşmadan defalarca kez düşünüyordum. Onu kırmak, isteyeceğim son şey bile değildi. "Ben bir duşa gireceğim" Başımı aşağı yukarı sallayıp yatağın ucuna oturdum ve ellerimle oynamaya başladım. Taehyung sessizce üstündeki gömleği çıkartıp yatağa attı. İnce ve uzun parmakları kemeri ile buluşunca kısa bir süre bana baktı ve onu da çıkartıp hızla duşa girdi. Kendimi aniden yatağa atıp gözlerimi kapatınca su seslerini dinledim. Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti ve hâlâ yatıyordum. Taehyung sonunda geldiğinde saçlarından düşen su damlaları dikkatimi çekti. Yere bakarak yürüyordu ve oldukça iyiydi.

Fazla fazla iyi...

Dolaptan aldığı kıyafetlerini yatağın üzerine bırakıp ellerini beline koydu. "Çıkmayacak mısın?" Şaşkınca bana bakarken başımı olumsuz anlamda salladım. "Peki" Üstünü giyinip tam karşıma dikilince ellerini tutup yanıma oturmasını sağladım. Yavru kedi gibi bakıyordu. O kadar masumdu ki dokunmaya kıyamazdı insan.

"Biliyorum, zor. Ben de benzer durumları yaşadım. Ama aramızda bir fark var Taehyung." dedim derin bir nefes alırken. Bakışları bana odaklanmış, dikkatlice dinlemeye başlamıştı. "Senin bazı şeyleri düzeltme şansın var. Fakat benim asla yok. Geri dönüşü olmayan bir yola gitti her şeyim." Aklıma gelen şeyler yüzünden gözlerimi sıkıca kapattım ve kendime gelmeye çalıştım. Ardından acı bir tebessüm... "O kadar pişmanım ki burada olsa karşısında diz çökerim. Öyle bir pişmanlık... Bak, yaşanılan şeyleri tam olarak bilmiyorum ama tatlıya bağlamaya çalış. Eğer bir gün onları gerçekten kaybedersen şu an için yıllarca gözyaşı dökersin. Geride sadece pişmanlık ve hayalkırıklığı kalır" Bir elimi yüzüne koyarken şefkatle gözlerine baktım. Bakışlarım onun kahvelerinin derinlerinde büyük bir keşife çıkarken tekrar tebessüm ettim. "Ve ben bunları yaşamanı istemiyorum. Şimdi de, gelecekte de mutlu ol istiyorum."

Yüzüne koyduğum elimi tutup dudaklarına bastırdı ve dizine indirdi. "Kolay değil. Ben onlara çok şans verdim. Ama görmezden geldiler. Vicdanım rahat Jung. Çünkü onlardan vazgeçmedim. Aksine onlar benden vazgeçti. Ama teşekkür ederim güzelim" Başımı aşağı yukarı salladım ve saçımı kulağımın arkasına attım. "Şimdi uyuyalım mı?" Aklıma gelen şey ile hemen ayağa kalktım. "Senin karnın açtı! Gel gel" Kolundan çekerek ayağa kalkmasını sağladım ve mutfağa doğru yürüdük. Hızlı hızlı yiyecek bir şeyler hazırlayıp yedik.

Şükürler olsun ki bir gün daha sağlıklı bitmişti...








Yeni bir karar aldım. Ben bunu ve ilk seriyi yazarken oldukça fazla emek veriyorum. Gerek cümleleri toplamak olsun gerek kurguyu yapmak olsun baya kafa yoruyorum. Ama emeğimin karşılığını aldığımı düşünmüyorum. Artık sınırlandırma koyacağım. 50 oy ve 100 yorum gelmezse yeni bölüm gelmeyecek. Umarım anlayış gösterirsiniz. İyi geceler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

live and war / KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin