6

386 40 11
                                    

Emziği yastığa atan kızıma gülerken defalarca yaptığım gibi geri ağzına doğru tuttum. Madem bu kadar istiyordu ne diye atıyordu? Dengesiz bir bebekti bu. Annesi gibi...

Saçımı kulağımın arkasına atarken dikkatle beni izlediğini fark ettim. Çoğu zaman hareket etmeden öylece bana bakardı. Saçlarım kırmızı olduğu için dikkatini çekiyor olabilirdi. Gözlerini kapatıp açıp saf saf bakmaya devam etmesine dayanamayıp gülmeye başladım. O da benim gibi gülerken yanaklarını öptüm ve minicik bacaklarını sevdim. Yeontan'ın mini patileri gibiydi ayakları. "Annene mi benziyorsun sen? Bu kadar güzel olmanın başka açıklaması olamaz, ha?" Onunla konuştuğum zamanlar cevap olarak tatlı mırıltılar çıkarıp gülerdi. Tıpkı şimdi yaptığı gibi. "Evet, bence de haklıyım. Ama gözlerin babaya benziyor değil mi?" Gözleri gerçekten Taehyung'un gözlerine benziyordu. Bir bebek olmasına rağmen çok derin ve anlamlı bakardı. Aynı babası gibi bakıyordu. Haneul kopya koyunu olmalıydı!

Yine bir mırıltı çıkardığında yanaklarını yavaşça sıktım. Haneul durduk yere gülüp yukarı bakınca şaşkınca yüzüne baktım. Neye gülüyordu o? Merakla arkamı döndüğümde yukarıdan komik yüz ifadeleri yapan çatlak eşimi fark ettim. Oturduğum için arkamdan oldukça kolay fark ediliyordu. Gerçi ayakta olsam da fark edilirdi. "Ne kadar tatlı gülüyor değil mi?" Tam karşıma Haneul'un yanına oturduğunda başımı aşağı yukarı salladım. Şimdi bir babasına bir bana bakıyordu. Umarım büyüdüğü zamanda hep böyle mutlu olurdu. Acı çekmesini ya da üzülmesini istemiyordum. Bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdım. "Umarım hep böyle mutlu olur" Dalgın bir şekilde konuştuğumu fark edince başımı sağa sola salladım. Taehyung ile göz göze gelince ciddi bir ifade ile gözlerime bakıyordu. Omuzlarım düştüğü an başımı hafif öne eğdim. "Biliyor musun? Kızımız senin gibi annesi olduğu için çok şanslı. Güçlü, zeki, güzel ve hazır cevap! Ayrıca iyi kalpli, düşünceli bir annesi var. Büyüdüğü zaman hep seni örnek alacak. Şimdi bile seni hayran hayran izliyor" Söyledikleri ile yavaşça ona bakınca yine o derin bakışlarıyla karşı karşıya kaldım. Tebessüm edip sulanan gözlerimden yaşlar akmasın diye sürekli kırpmaya başladım. "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" Dedim yutkunarak. Direkt başını aşağı yukarı salladı. "Evet. Gerçekten böyle düşünüyorum" O da tebessüm ederek bana bakmaya devam edince utanıp gözlerimi kaçırdım. "Bakıcı nerede kaldı acaba?" Diye konuyu değiştirince o da benim gibi yaptı. "Gelir birazdan" dediği gibi çalan zil sesiyle ayağa kalktı. Kapıyı açıp kenara geçtiğinde içeri orta yaşlarda güzel bir kadın girdi. Güler yüzle bana selam verince 'hoşgeldiniz' diyerek kızımı kucağıma aldım ve ayağa kalktım. "Hoşbuldum efendim"

"Montunuzu alayım" Taehyung kibarca üstündeki kıyafetleri aldığında kadın teşekkür etti. "Şöyle buyrun" Koltuğu işaret ettiğimde dediğimi yaptı ve ben de tam yanına oturdum. "Birkaç saat içinde evde olacağız. Eğer çok ağlarsa oyuncaklarını verin. Yemeğini yeni yedi. Biz gittikten on dakika sonra su içmeli" Gerekli uyarıları yaptığımda içimin az da olsa rahatlamış olduğunu hissettim. Zaten hazır olduğum için hızla ayağa kalktım ve kızımı son kez öpüp kadına verdim. Kapıya doğru yürürken Taehyung paltosunu giyiyordu. İnce, uzun ve bir o kadar zarif parmakları benimkiler ile birleşince iyi hissetmeye başladım. İçimde garip bir his vardı ve bu Taehyung'un tek bir hareketi ile toz olup gitmişti.

Dışarısı o kadar soğuktu ki koşar adımlarla yürüyüp hemen arabaya bindim. Taehyung sürücü koltuğuna yerleşip arabayı çalıştırınca bir elini direksiyona koydu. Diğer eliyle ise benim elimi tuttu. Elleri buz gibiydi ve oldukça üşümüş olmalıydı. Dizimde duran elini kaldırıp dudak hizama getirdim ve sıcak nefesimi üflemeye başladım. "Ellerin çok üşümüş" diye söylenirken güldüğünü duydum. "Benimle ilgilenmen aşırı hoşuma gidiyor" Kemikli parmaklarına minik bir öpücük kondurdum ve iki elimle becerdiğim kadarını sarıp dizime koydum. "Koca bir bebek olduğun içindir o" Gözlerimi camdan dışarı diktim ve derin bir nefes aldım. "Şu olay... Çok garip değil mi? Hoseok'un mekanını basacak kadar nefret eden bir düşmanı olduğunu sanmıyorum" Düşüncelerimi direkt dile getirdim ve Taehyung'a baktım. Başını aşağı yukarı salladı ve dili ile kurumuş dudaklarını ıslattı. "Olsa kesinlikle bilirdim. Zamanında çok işler yaptık. Ama hiç böyle bir şey olmadı" Omuz silkip tekrar cama döndüm. Yağan kar tanelerini izlerken içimin huzurla dolduğunu hissettim. Kış ne güzel bir mevsim diye geçirdim içimden. Soğuk havalar güzeldi, insanı kendine getirirdi. Tokat misali çarpardı o rüzgar yüzüne.

live and war / KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin