Kucağıma aldığım kızımı zapt etmeye çalışırken aynı anda söylenenleri dinlemeye çalışıyordum. Dün gece yaşananlar hakkında detaylıca konuşmak için bizde toplanmaya karar vermiştik. Bildiğimiz tek şey güvenlik kamerasına yakalanan bir arabaydı. Aslında gayet yeterli bir ip ucu olsa da, plakanın yarısı görünüyordu. Yani en azından Hoseok öyle demişti. "Aslında şu görüntüleri bizde görsek iyi olur" diyen Jimin'i hepimiz onaylamıştık. İşe yarar mı bilmiyorduk ama en azından görmemiz gerekiyor diye düşünüyordum. Hoseok arkasına yaslanıp kollarını göğsünde bağladı. Genelde olduğu gibi ciddi ifadesine bürünmüş hatta daha da ciddi görünüyordu. "Bir ara gider bakarız"
"Hyung o kolunu çok hareket ettirme. Canın acıyacak" Jungkook endişe ile konuşurken Hoseok gayet rahat görünüyordu. "Bir şey olmaz" Her seferinde böyle geçiştirmesi canımı sıkıyordu. Kendini düşünse ne olurdu sanki?
Haneul ağlamaklı sesler çıkarmaya başlayınca yavaşça ayağa kalktım. Duvar saatine baktığımda saatin epey geç olduğunu fark etmiştim. Yani en azından kızım için öyleydi. "Arkadaşlar, kusura bakmayın. Haneul'un uyku saati geldi" Herkes anlayışla karşılayıp sohbete devam ederken merdivenlere doğru yürüdüm. "Ben de yardım edeyim" Haneul'un odasına girdiğimde bedenini kucağımda yatırır pozisyona getirdim ve yavaşça sallamaya başladım. Taehyung hemen arkamdan gelip mor ışıklı gece lambasını yaktı. Minnetle ona gülerken yavaş adımlarla yanıma geldi ve arkama geçip kollarını belime sardı. Çenesini omuzuma koyup kızımızı izlerken o da bize bakıyordu. "Ne kadar güzel değil mi?" Ses tonuna yansıyan hayranlığı fark edilmeyecek türden değildi. Usulca başımı aşağı yukarı salladım. Gerçekten çok güzeldi. Uykusu olsa da bir babasına bir bana bakıyordu. Arada bir kapanan gözleri onu yavaş yavaş sallamam ile tamamen kapanmıştı. Uyku konusunda kesinlikle çok şanslıydım.
Taehyung yavaşça kollarını çözüp beşiği hazırlayınca kızımı yavaşça yerine bıraktım. Yanından ayırmadığı Tata oyuncağını uykusunda bile tutması komik geliyordu. Bu özelliğini kesinlikle babasından almış olmalıydı. Çünkü o da sarılmadan uyuyamazdı.
"Hadi çıkalım" Sessizce konuşup kapıya doğru yürürken bileğimi saran ince ve uzun parmaklar yüzünden olduğum yerde kalmıştım. Taehyung tek hamlede beni kendine çektiğinde şaşkınca yüzüne baktım. "Uyanacak Taehyung" Başını yana yatırıp serseri bir şekilde gülmesi benimde gülmeme sebep olmuştu. "Sessiz duruyoruz işte" Bir adım daha atması ile refleks olarak ben de bir adım geri atmıştım. Belime sarılan kolu beni tekrar kendine çekerken, yavaşça göğsüne vurdum. "Hele bir uyansın..." Saçlarımı diğer tarafa atarak boynumu açıkta bırakması ile nefesimi tuttum. Yüzü yavaş hareketlerle tam omuzum ile boynum arasına yerleşince sıcacık nefesi tenimi yakıp geçmişti. Derin bir iç çekip üstüne öpücük kondurması gözlerimin kapanmasına sebep olmuştu. "Seni çok özledim" Demek istediği şeyi fark edince kalbim hızla atmaya başlarken başta ne diyeceğimi bilemedim. Peş peşe kondurduğu öpücükler ona karşı direnmem konusunda zorluk çıkarsa da başarmış ve yavaşça geri çekilmiştim. "Bebeğim, aşağıda kimler var biliyorsun değil mi?" Sesimi yumuşak tutmaya özen gösteriyordum. "Yabancılar mı sanki?" Kolumu tutup bedenimi tekrar kendine çekmesi gülmeme sebep oldu. Ses çıkarmamak için büyük bir çaba gösteriyordum. "Kızımız fırsat vermiyor, biliyorsun" Bir elimi yüzüne yerleştirip işaret parmağım ile tenini okşarken gözleri kapandı. Onu da anlıyordum. Birbirimize vakit ayırmak biraz daha zordu bu son zamanlarda. Kızımız ve işler derken ki Haneul her şeye bedel bir şeydi... Gerçekten zordu.
Yüzünde duran elim boynuna, oradan da ensesine giderken yüzünü kendime doğru çekip dudağına kısa bir öpücük kondurdum. "Bununla yetinmek zorundayız yani?" Başımı aşağı yukarı salladım ve aniden yanaklarını sıktım. "Hadi inelim aşağıya. Ayıp olacak" Bir şey demesine fırsat vermeden odadan çıktığımda arkamdan geldiğini duydum. Herkesin bakışı bizi bulunca tebessüm edip yerime oturdum. "Evet, ne diyorduk en son?"
"Yarın gece gidip kayıtlara bakacağız" Başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım ve arkama yaslandım. "Neyse biraz güzel şeylerden bahsedelim" Jungkook aniden işaret parmağını havada sallayınca bakışlarım onu buldu. "Mesela biz. Lara, artık evlenmeliyiz. Sizce de öyle değil mi?" Son zamanlarda bu konu hakkında konuşan Jungkook, evlilik olayına baya sıcak bakıyordu. Her seferinde Taehyung ile bana özendiğini ve her sabah bizim gibi birlikte uyanmayı istediğini söylemişti. Beraber bir aile olmanın güzel olacağını düşünüyordu. Tabi ki ona katılıyor ve destek çıkıyordum. Aile olmak güzel bir şeydi. Hele ki eşiniz Kim Taehyung ise...
"Bunun önemli bir karar olduğunu söylemiştim Jungkook" Lara da eminim ki çok istiyordu. Ama niye bu kadar uzatıyor anlamıyordum. "Ama eninde sonunda olacak, değil mi?" Gönlünü almayı başaran Lara zafer ile gülerken, Jimin sıkıntı ile konuştu. "Benim niye sevgilim yok? Jung bile evli Jung!" Kafasına yediği yastık ile şoka uğrayan Jimin'e 'oh olsun' bakışı attım. Taehyung gerçekten iyi bir nişancı diye geçirdim içimden. "Sen kendi derdine yan Bay Park" Aradan geçen zamanı biz bile fark etmemiş, hep olduğu gibi saati gece 00:00 etmiştik. Hoseok ayağa kalkıp 'biz gidelim artık' diyince herkes ayaklanmıştı. "İyi geceler" Kapıya doğru yürüyüp herkesi yolcu edince oluşan sessizlik rahatlamama sebep olmuştu. Tek düşüncem yarın ki görüntüler ve bunu yapanın kim olduğuydu. "Ben yatıyorum" Yine çözümü uykuda bulmayı seçmiştim. Taehyung hemen arkamdan geldiğinde huzurla yatağın içine girdim. Onunla böyle yatmayı her zaman çok sevecektim.
Arkadaşlar bunu birazcık geçiştirme bölümü gibi düşünün. Asıl olay bir ya da iki bölüm sonra başlayacak. Yanlışım varsa üzgünüm. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💋
