Cumali, kaçak yaşadığı hayatına son sürat devam ederken, akşam geç saatlerde her zamanki konakladığı, lalelideki evine saklanır bir biçimde giderken aynı zamanda geceleyin kardeşi Yamaçı kapısında tekrardan bulması bir olur...
Bunun şoku ve endişesi içinde,
"Bebe! Bebe, uyan bebe!" diye, konuşur.
Kardeşini bu halde kapısında bulan Cumali, bu endişe içinde mantıklı bir sonuca varıp, zaman kaybetmeden kapı komşusu Baytar amcasına gider.
Kapı yüzüne açıldığında
Baytar denilen adam Cumaliyi görmesiyle birşeyler desede, Cumali bir saniye bile kaybetmek istemediği için konuşmayı kısa kesip, adamın da yardımıyla çaresizce yaralı kardeşini içeriye taşır.
Taşıdıklarında ise, uzandırıp yaraya bakar adam. Ve yüzünü buruşturarak birşeyler söylenir.
Birkaç dakika sonrada Cumaliden kesin bir dille gitmesini ister.
Bunun kaygısında Cumali, ilk başta sertçe redetse de daha sonra;
"Kardeşim yaşayacak Baytar amca! Kardeşimi yaşatacaksın!" diye, kesin bir dille konuştuğunda ise, aralarında kısa da olsa bir konuşma geçer ve Cumali en sonunda durumu kabullenip odayı terk eder...Sabah erken bir vakitte, Azerin evinde Efsun,Timsah Celil olmak üzere ortaklar toplanırlar.
Efsun, bir Azere bir Timsaha bakar ve daha sonra gözlüğünü kaldırır.
"Eee neden toplandığımızı hâlâ anlatmadınız?" der demez, "Yamaç aradan çıktı." diye, yanıt alır Azerden.
Anlamamazlık içinde,
"Ne demek aradan çıktı?" der Azere.
"Mortingen. Vefat etti yani." diye, konuştuğunda Azer, Efsun o an kaskatı kesilerek haraketsiz kalır...
Şaşkınlık içinde yutkunarak, "Ne zaman?" Diye, sorduğunda cılız bir sesle.
Cevap Timsahtan gelir, "Dün gece."
Efsun, hâlâ idrak edememişçesine kaskatı kesilmiş bir haldeyken, dün geceyi zihninde yansıtır...
Dün gece Yamaç onun yanından kanıtlama yeminleri ile çıktığını hatırladığında, gözlerini ard arda kırpıştırır.
"Efsun hanım?" Diye, seslendiğinde Azer, Efsun dün geceye ait düşüncelerinden çıkar...
"İyi misiniz?" Diye, sorduğunda Azer,
"Ne olabilir?" Diye, cevap verir Efsun."Ne bileyim. Bir sustun."
Efsun, bakışları Azerin üzerindeyken dudaklarını oynatarak, "Bunu söylemek için mi beni çağırdınız?" der.
Timsah, garipseyerek Efsuna bir bakış attarken, aynı zamanda da Azere de göz ucuyla bir bakar,
"Daha ne olsun ya? Yamaç öldü?"
Diye, lafa girdiğinde Timsah,
"Başka?" der, Efsun. Dudak kıvrımlarına ısırık atarak.
"Bu kadar." diye, Efsunun sorusunu yanıtlar Azer.
"Peki." dediğinde ise, ayaklanır ve çıkardığı gözlüğünü gözlerine geçirir.
"Nereye ya?" dediğinde, Azer.
Efsun, "Benim sizin kovboyculuk oyunlarınıza harcayacak vaktim yok. Öyle sizin gibi de, bi bizden bi onlardan diye skorda tutmuyorum. Yani gerçekten önemli birşey olmadığı sürece, beni rahatsız etmeyin." diye, sözünü bitirdiğinde, kapıya doğru gider.
Tam o sırada Akın görünüre girdiğinde, Efsunun kapıdan gidişini görür, "Nereye gidiyor bu?" Diye, sorduğunda, "Ne bilim. Bi rollendi, triplendi." diye, cevap verir Azer.
Akın, oturur oturmaz, "Şu masada bile kadın tribi çekeceksen, yuh sana." dediğinde Timsah, "Hadi söyleyin ya, napıyoruz?" Diye, söylenmeyi sürdürür.
Azer ayaklandığı gibi Timsaha, "Devam Celil kardeşim. Devam." dediğinde, "Sen nereye?" der Akın.
"Ayıp oldu. Ben şunu bi geçireyim." der,Azer. Ve koşar adımlarla kapıdan içeri girer...Efsun, arabasına bindiği gibi, derin bir nefes çeker içine. Şoke olmuş bir halde öylece haraketsiz kalırken, Azer kapıdan çoktan çıkmış, ve keskin bakışlarında da Efsun vardır...
Bunu farkeden Efsun, Azere taraf bir göz ucuyla baktığında, Azer hâlâ Efsunun üzerinde olan kötü bakışlarla başını haraket ettirir.
Efsun, düzelir ve Toparlandığı gibi arabasını haraket ettirmesi de bir olur...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐤ı𝐧 𝐊𝐨ç𝐨𝐯𝐚𝐥ı -𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔 ̶[̶t̶r̶o̶l̶l̶]
Hayran Kurgutroll texting içeren ağır saçmalamasyon ve orj senaryodan uyarlanmıştır. 💩