1. Bölüm ( Yere Düşen Çikolata 2 )

1.8K 63 189
                                    

*Kendinde olmayını
başkasında arama bulamazsın.

Yağmur gökten boşanırcasına yağarken,düştüğü yeri dövüyordu.
Bir orkestranın aynı fertleri ayrı ayrı sesler çıkarırken,gök gürültüleri bu ahenk dolu seslerin üzerini örtüyordu.

Şehirler arası ana yolda,dörtlüleri açık park halindeki lüks jipin içinde,dört kişi sanki yol yorgunluğundan şekerleme yapıyor gibi görünüyordu,yağmur damlalarının izin verdiği yerlerden.
Şimşek sesleri bir birini kovalarken,dört kişide irkilerek uykusundan uyanıyordu.
Hepside yıllardır uyuyorlarmış gibi kendilerini hissederken,bir süre sonra kendilerine gelebilmişlerdi. Kimisi gözlerini ovuştururken,kimiside ağrıyan başının ağrısını ötelemeye çalışıyordu. Yağmur aracın camlarını filim camı gibi kaplamış,görüş acısını içerden de dışarıda da sıfırlamıştı.

Direksiyon'un başındaki Affan kendine geldiğinde ilk olarak kafasını sağa çeviriyordu. Kısık gözlerini alamadığında bir kaç yıl önce hayatını kaydeden platonik aşkını görüyordu. Donmuş suratını tebessüm kaplarken,bir anda patlayan şiddetli gök gürültüsü sesi,suratının eski halini almasını sağlarken,aynı anda da yanındaki kızın korkudan,yüreğini hoplamıştı. Kız korkudan ağlarken, Affan sağ elini yavaşça kızın sol bacağı ile buruşturuyordu. Bu ipeksi dokunuşun ardından kızın rahatlaması için bir kaç kelime çıkıyordu ağzından.

"Sakin ol! Korkma!"

Affan elini çektiğinde,yorgun göz kapakları tekrardan kapanıyordu.

2 Yıl Önce ;

Affan araç kullanmayı öğretmek için kendi aracının direksiyon koltuğuna Azra'yı oturtmuştu. Belkide bu sayede ilk defa dolaylı yoldan da olsa,onun ellerini tutabilecek ve etkileşime geçebilecekti. Direksiyon hakimiyeti Azra'da görünse de Affan sol elini bir an olsun direksiyondan ayırmıyordu. Öğrencisine aşık olmuş bir öğretmen moduna girmişti. Affan direksiyon dersini verirken aşktanda dersini alıyordu.

Gülüşmeli sohbeti bir anda bıcak sırtı gibi kesiyordu,yolun ortasındaki kedi yavrusu. Ortamın bütün neşesini çekip almıştı "Risus" tanrıçası sanki.
Azra Hayır,dedikten sonra anlık bir hareketle kırmıştı direksiyonu ama Affan sol eliyle hakimiyeti kaybedecek aracı dizginlemişti. Azra'nın içi oracıkta boşalmış,tepkisizce,derin nefesler alarak bir kaç saniye beklemişti.

*"Risus: Yunan
mitolojisinde neşe tanriçası."

Affan sol elini Azra'nın sağ bacağına koyup,"sakin ol! Korkma!"diye yatıştırmaya çalışıyordu.
Azra oturduğu yerden sağ dönüp geriye baktığında az önce ezdiği kedi yavrusunun cansız bedenini görebiliyordu. Gözleri Affan'ın gözleriyle buluştuğunda dolmuş olsada, karşısındaki gözlerin berraklığında kendini görebiliyordu.

***

Affan geçmişten kurtulduğunda gözlerini çakmak gibi açıp yanında oturan kızın üzerine salmıştı. Korkusu,ağlayışından analizle bu kızın Azra olduğuna emindi. Peki ya Azra'nın görüntüsü neden iki sene önce kaybettiği platonik sevgilisine benziyordu? Affın'ın aklındaki günün sorusu bu idi.

Arabanın içindeki mayışık hava devam ederken,Affan dikiz aynasına baktığında aracın içindeki sessizliğin ağzını bir anda yırtıyordu.
Tane tane telaffuz ediyordu heceleri, korku dolu bir şaşkınlık ifadesi ile;

" Ne ol du lan bana. "

Aracın içindeki herkes bu tepki ile beraber silkelenerek,kendilerine geliyorlardı. Aracın içindeki üç kişi sesini tanıdıkları adamın,yüzüne kitlemişlerdi. Her biri hafızalarında derin bir yolculuk yaptıktan sonra,eş zamanlı olarak dudaklarından "Affan" ismi çıkıyordu. Affan yanındaki kıza dönerek;

"Azra sensin değil mi?"

Azra istifini hiç bozmadan cevaplıyordu soruyu.

"Evet benim Affan."

Affan geri doğru baktığında tanımadığı iki erkek görüyordu.

"Siz kimsiniz lan!"

Arkada oturan iki kişi hiç beklemeden sırayla cevap veriyordu bu soruya.

"Ben Eymen."

"Bende Baran."

Adeta konuklar kendini tanıtmış,ev sahibi tekrar sözü almıştı.

"Tanıştığımıza memnun oldum diyemeyeceğim çünkü hepinizi tanıyorum lan.Nasıl bir iş bu nasıl bir bokun içindeyiz lan.Neden buradayız neden bu hallerdeyiz bilen yok mu oğlum?"

Bu soruya hayır,anlamına gelen
"kafa sallayarak"cevap veriyordu,araçtaki diğer kişiler.
Bu sırada Azra'nın eli istemsizce torpidoya gitmişti,torpidoyu açtığında içinde bulunan gazete ve dergileri çıkardığında yeni bir şok yaşanıyordu,araç içi sakinlerinde. Affan gazetelerden birini bir hışımla çekiyordu,Azra'nın elinden. Affan okuduklarına ve gördüklerine inanamıyordu.Gazetede eski resimleri vardı ve öldükleri yazıyordu. Affan bir süre istemsizce hareket edememiş donmuş kalmıştı.

Affan etrafı görmek için aracın sileceklerini çalıştırdığında yağmurlu ve fırtınalı bir günde ıssız bir yol kenarında kafayı yemek üzeriydi.

*Bilgi;Okuduğunuz bu bölüm
"Yere  Düşen Çikolata 2" ye ait dir.
aittir.

Yere Düşen ÇikolataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin