f i v e

1.7K 311 227
                                    

Yorum ve vote atmayı unutmayın 🌙☀

Gözlerimi açtığımda bembeyaz bir odada bulunmaktan ziyade yattığım merdiven önünde bulunmayı bekliyordum. Yanımda Seonghwa yerine Wooyoung'un olmasını beklediğim gibi. Elbette Seonghwa yanımda yatmıyordu. Yattığım yerin yanındaki koltukta uyuyakalmıştı.Her zaman olduğu gibi baygınlık geçirmeden önce yaşadıklarım tek tek hafızama yerleşirken nasıl hastaneye geldiğimi ve Seonghwa'nın beni nasıl bulduğunu düşünmeden edemedim. Elbette beni buraya getiren Seonghwa'ydı ama beni nasıl bulmuştu ki? Genelde evime gelmezdi ve dışarıda buluşurduk. Bu garipti.

Etrafıma bakınırken Seonghwa'nın sesini duydum.

"Hey uyandın mı?"

Gözlerim ona döndüğünde hınzır gülüşümü suratıma yerleştirip konuştum.

"Evet sen horlarken."

Gözlerini devirdikten sonra ikinci sorusunu sordu bu kez.

"İyi misin?"

Başımı aşağı yukarı salladım.

"İyiyim. Sadece merak ettiğim bir şey var. Beni nasıl buldun? Yani genelde evime gelmezsin. "

Yüzünde anlamadığım bir ifade dolaşırken daha da meraklanmıştım.

"Bana inanmayacaksın."

Başımdan neler geçtiğini bilse asla böyle konuşmazdı.

"Sana inanacağım. Söz veriyorum."

Yanaklarını şişirerek nefesini verdi bir süre. Hala inanmayacağımı düşünüyordu.

"Biri  kulağıma fısıldadı."

"Fısıldadı mı?"

"Evet. Tam olarak fısıldadı. Her zaman ki gibi temizlik yapıyordum. Yorulduğum için biraz dinleneyim dedim. Nerdeyse uykuya dalacaktım. Sonra biri kulağıma 'San'a yardım et.' dedi. Ödüm bokuma karıştı ve kendimi evinin orada buldum. Korkudan pijamalarımla çıkmışım evden. Kapıyı açmadığında daha da korku saldı içimi. Sonrası çilingir ve hastane zaten."

Neden  inanmayacağımı düşünmesini anlamıştım. Çünkü bu oldukça GARİPTİ. Hayaletleri görmeseydim buna kesinlikle inanmaz, uyurken götün açıkta kalmış derdim. Ama hayaletleri görebilirken böyle bir şey söylemem saçmalık oldurdu.

"Vay canına. Demek kulağına fısıldayan hayalet hayranların var."

"Tanrım! Bunu sana anlatmamalıydım. Dalga geçip duracaksın şimdi."

Gözlerim kapanana kadar gülümsedim. Elbette dalga geçecektim ama inanmadığım için değil onu kızdırmak hoşuma gittiği için.

°

Yatağıma uzanırken Seonghwa'ya çaktırmadan Wooyoung'a bakmaya çalışıyordum. O ise Seonghwa'ya bakmaya. Heyecanlı gözüküyordu. Bu heyecanını Seonghwa'nın yıllardır gördüğü az sayıda insan olmasına veriyordum. Başka sebepler düşünmeyi ise beynim reddetmişti. Ya da reddeden, bir müddettir ne yaptığına anlam veremediğim kalbimdi. Bunu düşünmeyi de reddetmişti beynim. Kendi isteğim üzerine. Wooyoung'a soru sorabilmem için Seonghwa'nın gitmesi gerekiyordu.

"Gerçekten iyi olacak mısın tek başına? Yanında kalab-"

"Gerek yok dedim ya. Turp gibiyim işte. Israrlarına devam edersen bunu eve gitmemek için yaptığını düşüneceğim. Yoksa korkuyor musun fısıldayan hayaletciğinden?"

can you hear me? | woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin