n i n e

1.7K 283 154
                                    

Gözlerimi açtığımda yüzüme vuran güneşle gülümsedim. Aslında gülümsememe sebep olan güneş değildi. Yanımda yattığını bildiğim, kokusu burnuma dolan Wooyoung'du. Kafamı biraz eğip saçlarının üstünden kafasını öptüm. Uykusuna hala devam ettiğini gördüğümde yataktan çıkma kararı aldım. Dün trenle eve dönerken birçok şey geçmişti aklımdan. Ve bu düşüncelerim sonucunda Wooyoung'un ölümü hakkında araştırma yapmaya karar vermiştim. Mingi intihardan bahsetmişti ama onun ölümünün bir seri katil tarafından gerçekleştiğini sanıyordum. Eğer nasıl öldüğünü öğrenirsem dileğini gerçekleştirebilirdim. Ne kadar istemesem de.

İlk yaptığım şey Wooyoung'un adını internette aratmak oldu. Okuduğum tüm haberlerde ölümünün bir seri katil tarafından olabileceği söyleniyordu. Çünkü Wooyoung'da tüm o öldürülen diğer insanlar gibi aynı şekilde ölmüştü. Her ceset karnındaki aynı yerden bıçaklanmıştı. Ama ilgimi çeken şey bu cesetlerin bir ortak noktası daha olmasıydı. Hepsi aynı liseden mezun olmuşlardı. Zihnimi dolduran ihtimal beni korkutsa da onu umursamazlıktan gelemezdim. Ya Wooyoung kendine zarar verenleri öldürüp sonunda da...

Derin bir nefes alıp bu kadar çabuk sonuca varmamam gerektiğini düşündüm, sonunda da evi biraz kurcalamaya karar verdim. Şu bulmadığımızı sandığımız ama bulduğumuz şeyi araştırsam iyi olacaktı. Dolapların içine, yatağın altına ve birçok yere baktıktan sonra nefeslenmek adına koltuğa oturdum. Kimsenin bulmamasını istediğiniz bir eşyayı nereye saklardınız ki?

Aklıma filmlerdeki saklama yerleri dolarken arasından birkaç mantıklı yer seçtim. Wooyoung'u uyandırmamak adına merdivenleri yavaş yavaş çıktıktan sonra odama vardım. Yatakta yatan Wooyoung'a son bir bakış atıp yere eğildim. Yerde oynayan tahta var mı ona bakacaktım. Genelde filmlerde böyle yerlere saklarlardı öyle değil mi? Oynayan bir tahta bulduğumda şaşırmadan kendimi alamadım. Wooyoung'un filmleri çok sevdiğini biliyordum ama saklayacak yer bulma konusunu filmlere bakarak seçmesi nedense garibime gitmişti. Yerdeki tahta parçasını kaldırıp kenara bıraktım. Açılan delik çok da derin gözükmediği için elimi duraksamadan içine sokmuştum. Elime değen şeyle biraz ürksem de  elime aldığımda bunun bir defter olduğunu anladım.  Üstünde büyük harflerle günlük yazması ne olduğunu açıklıyordu. Defteri kenara bırakıp belki başka bir şeyler daha vardır umuduyla tekrar elimi deliğe soktum. Başka bir şey olmadığını zaman tahtayı tekrar yerine oturtmuş tüm dikkatimi deftere vermiştim. İçimdeki okuma dürtüsüne engel olmaya çalışmadan elimi deftere atıp ilk sayfasını açtım. 

01.01.2017

Günlük tutma konusunda pek emin olamasam da sonunda bu sayfaları bulacak birilerinin olacağı düşüncesiyle heyecanlanmadan edemiyorum. Bu yıl çoğu şeyi tersine çevirme yılı olacak benim için. Tüm bunların sonunda ölecek olmak da huzura kavuşacağım bir ödül. Ve Mingi eğer bunu okuyan sensen her ay göndereceğim kanlı mektuplarımın sana çoktan ulaştığını düşünüyorum. Umarım yaptıklarımı yazdığım sayfalar canını oldukça sıkmıştır. Tüm bu olanlara göz yummuş olman tamamen senin suçun bunu bilmen yeter. Tabi bide bunları Mingi'nin okumama olasılığı da var. Seni tanıyor ya da tanımıyor olabilirim ama eğer bunları okuyorsan sonunda bu defteri yakmanı istiyorum. O halde sana kendimi tanıtmakla başlamalıyım öyle değil mi? Ben Wooyoung, Jung Wooyoung. Ve bu kurbanlarımın kanlarının arasında nasıl mutlu olduğumu anlattığım bir hayat öyküsü. Umarım bundan sende benim gibi zevk alırsın. Sana ilk kurbanımı tanıtmak zorundaymış gibi hissediyorum. Aslında hepsi aynı suçla bu listedeler. Bana tecavüz edip, bayıldığım için öldüğümü düşünen ve beni bir çöplüğün kenarına bırakan aptallardan bahsediyorum. Umarım kendimi öldürmeden bu olanlara tanık olan ama sesini çıkarmayan biricik sevdiğim Mingi'nin canına da kıymış olurum. Eğer yapamadıysam belki kalbine dokunur ve senin yapmanı sağlarım, kimsen.  

"San, ne okuyorsun öyle?"

🌈

🌈

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
can you hear me? | woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin