Sessizliğin Çığlığı

7 2 0
                                    

"Ben de seni bekliyordum." dedi gecenin karanlığına bürünmüş,uzun boylu kuvvetli biri.Hiç olmadığı kadar korkuyordum.Bu kişi kimdi ve benden neyi istiyordu?

Çığlık atmak için bağıracağımı anladı ve eliyle ağzımı kapadı.Korkudan bayılacak gibiyken onun yüzünü görebildim.Onu tanıyordum.Yüz hatları hiç yabancı gelmiyordu.Boşta kalan eliyle beni sımsıkı tutmuş hareketimi engelliyordu.Yaşadığım korkudan dolayı onu tekmelemeye çalışıyordum.O ise "Seni bırakacağım fakat ses çıkarırsan köpeklerimin akşam yemeği olacağını bil." demesiyle üçten geriye fısıltıyla saymaya başladı.Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.Vücudumda tek çalışan hormon adrenalindi.

"1" demesiyle önce ağzıma koyduğu elini açtı sonra da kolumu bıraktı.Derin derin nefes almaya başladım.

"Sen kimsin?" 

"Aptal." dedi sinirle ve kapşonunu indirdi.Yüzü o kadar tanıdıktı ki! "Beni tanıyamazsan derini yüzer senden sabun yaparım." diye tıslamasıyla onu hatırladım.Simsiyah saçı ve ruh gibi tenini sonradan fark etmiştim.Kocaman gözleri bana her şey yolundaymış hissiyatı veriyordu.Tabii bu bozuk ağzını da hesaba katarsam eski dostumu gördüğüme sevinmiş olmalıyım.

"Tamam be tanıdım seni de niye böyle yapıyorsun ki?" diye çemkirdim.Ayaz gülümseyerek bana baktı."Az kalsın saçından yüzmeye başlayacaktım seni." deyip güldüğünde karnına vurdum."Kimin kimi yüzeceğini bilemezsin." dedim ve darmadağın olmuş,gözüme gelen saçımı düzelttim.

"Seni uyarmaya geldim." demesiyle kaldırıma oturması bir oldu."Bu yöntemle mi? Hiç darılma ama sen daha korkutucusun beni uyaracağın şeyden." deyip ceketimi düzelttim ve onun yanına oturdum.

"Şakanın sırası değil." dedi ciddi bir tavırla.Tüm kıyafetleri gibi siyah olan hırkasını çıkardı ve gömleğiyle kaldı.

"Kaç yıldan sonra eski en iyi arkadaşını görmeye gelip birden uyaracağını belirteceğin bir şey olduğunu söylüyorsun.Sence ben mi deliyim yoksa sen mi?" 

"Daha geçen hafta geldim deli olan sensin." dedi dalga geçer gibi.Gözümü devirdim.Evet şimdi de işin içinden ne çıkacaktı?

"Tamam ben deliyim, hadi sen de buraya gelme sebebini anlat." dedim ve ellerimi birleştirdim.

"Alper hoca gerçek bir hoca değil ve ondan kesinlikle ve kesinlikle uzak duracaksın.Yoksa bu işe ben karışırım ve sonu istediğimiz gibi bitmez değil mi?" 

O da mı biliyordu? Kendi hayatımı benden başka herkes biliyordu galiba.

"Tamam bu işi bitireceğim.Onun gerçek bir hoca olmadığını nereden biliyorsun?" diye sordum.Bana doğru döndü."Onun sadece tarafımızı tutmayan bir avukat olduğunu bil yeter." demesiyle şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım.Avukat mı? Kimin avukatı? 

"Biraz daha açarak söylesene şu laflarını." dedim omzuna vurarak.Lisenin ilk yılında tanışmıştım onunla.Benim ilk arkadaşımdı  fakat geçen ay okulu dondurma kararı almıştı.Önemli bir sebebinin olduğunu söylemişti.Ne kadar üstüne gidersem gideyim eğer söylemeyecekse söylemezdi.

"Bu kadarını bilsen yeterli." dedi sert bir tonda."Hadi evine git geç oldu,yarın yine görüşürüz." dedi ve saçımı öpüp gitti.Arkasından şaşkınlıkla baktım.

Niye böyle yapmıştı?

Vakit kaybetmeden eve girdim.Loş ışık tüm koridoru aydınlatıyordu.Ceketimi askılığa astım ve mutfağa yöneldim.Biraz bir şey atıştırıp yatmaktı planım fakat ekmek poşetinin yanındaki kağıtla moralim tamamen bozuldu.Annem not bırakmıştı.Sarı yapraklı ajandadan koparılmış bir sayfaya,bir hafta boyunca iş gezisine çıktığını yazmıştı.Hiçbir şey söylemeden bunu yapmış olması da tuhaftı.Onu aramayı denedim.Telefonu çalıyordu birkaç saniye boyunca,en sonunda da meşgule attı.Nereye gittiğini de yazmamıştı.Yurt dışında mıydı,belki Afrika'ya falan gitmiş olabilirdi.Mantığım yetmiyordu artık.Onu Venedik'te hayal etmeye çalıştım.Babam ise muhtemelen İsviçre'de konuşmalar yapıyor,hipotezleriyle ilgileniyordu.

Hayaletin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin