1.Bölüm: Ölüm Bu Kadar Kolay Mı?

56 10 67
                                    

Asel'den

Ben galiba hayata 1-0 önden başlayanlardandım. Zengin bir ailedendim. İstediğim her şeyin gerçekleşmesi tek bir telefonuma bakardı. Bir dediğim ikinci kez tekrarlatılmazdı.

Bu size iyi bir şey görünebilirdi. Eminim dışarıdan bakan biri çok iyi ve birbirini seven bir aile olduğumuzu düşünürdü. Ancak bu sadece dışarıdan bakan birinin düşüneceği bir şeydi.

Benim bulunduğum ailedenseniz anne ve babanız ile ailece gidilmesi gereken davetler dışında görüşemezdiniz. Annem ve babamı pek fazla görmezdim. Hatta nasıl insanlar olduklarını dahi bilmiyorum. Nelerden hoşlandıkları, nelerden hoşlanmadıkları ve daha onları tanımama yarayacak bilgilerden yoksundum. Çoğu zaman yurtdışında olurlardı. Eve gelseler bile en fazla bir gün kalırlardı.

Onlar için anne ve babalık gittikleri yerden bana bir şeyler göndermekle yapılıyordu. Çocukluğumdan beri anne ve babamdan görmediğim ilgiyi yıllar boyunca başkalarından görmeye çalıştım. Ne acizce değil mi?

Birileri benimle ilgilensin diye kendimi kaç kez yaraladığımı bilirim. Annem ve babamın yanında her zaman kendimi bilerek yere atar ve düşerdim. Her düştüğümde beni yerden kaldırmalarını beklemiştim. Ama bu hiç bir zaman gerçekleşmedi.

Yıllar geçtikçe daha az umursamaya başladım. Beni umursamayan insanları ben neden umursayayım ki? Şuan annem ve babamın ne yaptıkları hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu. Onları en son görmem üzerinden bir iki yıl geçmişti.

Onların düştüğüm yerden kalkmam için uzatmadığı eli bir kız uzatmıştı. Rana..

Benim gibi biri için oldukça masum bir arkadaştı. Belki de beni onunla arkadaş olmaya iten şey de buydu. Ya da 'zıt kutuplar birbirini çeker' saçmalığıydı. Emin olamıyorum.

Gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım. Ciğerlerim temiz hava ile dolarken yüzüme çarpan rüzgar ile duraksadım. Rüzgarın iyi hissettirdiğini falan söyleyemeyeceğim. Bu soğuk havada rüzgarın esmesi nasıl iyi hissettirebilir ki?

Rüzgarın hâlâ esmesine karşılık yüzümü buruşturdum ve arkamı döndüm. Bu seferde rüzgar arkadan çarpıp saçlarımın yüzüme gelmesine sebep olunca sinirle soluyarak saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

"Neye sinirlendin yine?"

Hemen yanımdan gelen ses ile kaşlarım çatıldı. "O nasıl soru? Duyanda her şeye sinirlendiğimi sanacak."

"E öyle zaten."

"Siktir git şuradan Doğukan."

Doğukan elini uzun, sarı saçlarının arasına atarak karıştırdı ve bıkkınca bana baktı. "Tamam gidiyorum. Sende içeri geç. Hava soğuk ve rüzgarlı. Sonra hasta olup başıma kalma."

"İyi."

Doğukan evin içine geçtiğinde kocaman esneyerek kafamı gök yüzüne doğru kaldırdım. Hava her ne kadar soğuk ve sinir bozucu derecede rüzgarlı olsa da gök yüzü oldukça güzeldi.

Gökyüzünde parıldayan yıldızlar yüzümde kocaman bir gülümsemeye sebep oldu. Rana, canım, yıldızları çok severdi. Her bir yıldızın insanları temsil ettiğini düşünürdü.

Şuan 17 yaşımdayım ve hayatımın son bir yılını Rana ile dolu dolu geçirmiştim. Diğer yıllarım gibi bu bir yıl boşa gitmemiş, Rana ile dolu dolu geçmişti.

Bende eve girmek için bahçeye açılan kapıya doğru yürüdüm. Doğukan'ın şom ağızı yüzünden hasta olmak istemiyordum. Hasta olursamda çenesinden kurtulamazdım.

ZEHMERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin