Her zaman kapalı olurdu ışıkları bu saatte. Şu an da kapalıydı ama beyaz bir ışık dolaşıyordu, sürekli. Gözlerimi ayırmadan izledim. İki taneydi. Özgün yanıma geldi ve beklediğim soruyu sordu "Müzedeki ışığı fark ettin mi?". Verebileceğim en mantıklı cevabı verdim "Tuhaf bir dolaşımı var". "Belki otomatik bir ışıktır, güvenlik için." diye atladı Anıl. Özgün ciddi bir tavırla "sanmam'' dedi. İçimden bir şey ya da bir his beni oraya gitmem için zorluyordu.'" Hadi gidip bakalım." bu söylediğim beni ve yanımdakileri, çılgınca dolanan ışıklara götürdü. Ben ortada, Özgün iki adım geride, Anıl diğer yanımda yürüyordu. Kendimi fazla havalı hissettim, haliyle yürüyüşüm de değişti. Keşke Anıl cipsi ağzına doldurmayı bırakıp biraz havalı olmaya çalışsa. Müzenin girişine gelip kapı kolu aradık, çünkü çıkmıştı. Bulamayınca eski ve ödenmiş bir kart ve kelebeğimi çıkardım. Kendimi bir gizemin içine ajanmışım gibi atmaya bayılıyorum, bu da yanımda taşıdığım eşyalara da yansıyor. Kartımı yarım daire şeklinde kestim ve kapının kilit kısmına yerleştirdim. Kartı aşağı çektiğimde kapı açıldı. Yavaş adımlarla içeriye girdik, biraz yürüdükten sonra bir ses geldi. Kimden olduğunu sordum, ikisinin de cevabı "Ben değilim" oldu. Benden de değildi. Bu da demek oluyor ki bizden başkaları da vardı. Biraz daha ilerledik, biraz daha, durmaksızın sesler geliyordu. Bu kapının kilitli olması gerekiyordu. Burada kesinlikle biri vardı. Ben düşüncelerle yürürken
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Polis Atahan Manas
Short StoryÜrktüm. Hangi sorunun cevabını arayacaktım? Neden bu adamdaydı cevabım ? ... İnsan gerçekten pişman oluyor. Bir dondurma yediğine, her şeyi açtığına. Fazla bilgi insanın aklını kaçırmasına yarar. ... 'Buldum Açelya. Sen harikasın. Sen gerçekten bir...