ACI

16 2 0
                                    

   Gözüme giren güneş sayesinde yine uykumdan olmuştum. Gözlerimi kırpıştırarak açınca hâlâ uyumakta olan Bade'yi görmüştüm. Nolurdu sanki bende uyanmasaydım? 

  
    Kahvaltı yaptıktan sonra okul aklımıza gelmişti ama ilk dersi çokta kaçırdığımız için gitmeme kararı alarak benim yatağıma kurulmuştuk. Bir süre sohbet ettik ve sonrasında ise uykuya dalmışız.
   
    Telefonumu elime alınca saatin 14.56 olduğunu gördüm. Vay be! Ne kadar da uyumuşuz. O sırada annemin 6, babamın ise 8 kes aramış olduğunu farkettim. Kaşlarım çatılırken telefonumu açtım ve annemi aradım. Açmadı. Üst üste 5 kes aradım ama yine açmamıştı. Tam babamı arayacakken annemin aradığını görerek rahatladım.
  
    BİRT'ANNEM' arıyor...
   
    Aceleyle aramayı cevaplandırdım.
 
     "Alo?" Annem yerine başka bir kadının dedi kulaklarıma dolunca kaşlarımı çattım ve biraz merak biraz da korku karışımı bir sesle;
 
     "Alo? Siz kimsiniz acaba, annem nerede?" diye sordum.
 
     "Şey..." kadın yutkundu ve devam etti.
   
     "Ben, ilk yardım ekibinden Aslı Bakır. Buğlem Soylu'nun kızısınız değil mi?" İlk yardım ekibi mi? Neler oluyor ya!
 
     "Ev-evet kızıyım. A-annem nerede?"
   
    "Adınız neydi acaba?"
 
    "Anka. Anka Soylu."
 
     "Anka Hanım... Anneniz, babanız ve kardeşiniz trafik kazası geçirmişler. Anne ve babanızın durumu pek iyi değil ama kardeşinizin pek bir şeyi yok. Biz şuan hastaneye doğru gidiyoruz. İsterseniz sizde gelin."
  
     "N-Nasıl yani?Anlayamadım.'' Sesimden saf bir korku ve çaresizlik yayılıyordu.Daha önce hiç böyle hissetmemiştim.Sanki yer ayaklarımın altından çekiliyordu.
  
     Bir elim telefonda diğer elimse telaşla tutunacak bir yer arama çabasındaydı.Ama artık tutunacak bir dalım kalmamıştı.Telefondaki kadının sesi boğuklaşmaya başladı.
   
    Arkadaki siren sesleri kulağımda uğulduyor, beynimi zonklatıyordu. İşte tam o anda,artık tutunacak bir dalımın kalmadığını daha da iyi kavradı beynim.
  
     Elimde kalan ne varsa hepsini kaybetmiştim.Beynim gerçekleri kavramakta zorlansa da bundan sonra tek başıma olduğumu gayet iyi biliyordum.
   
     "Bakın Anka Hanım, bize bu duruma çok üzüldük. Polisler kazayı zaten araştırıyorlar. Eminim ki en yakın zamand-" diye devam eden konuşmasını dinlemedim. Sadece hastanenin adını öğrendim ve telefonu kapatarak, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. O sırada Bade de uyanmıştı.
 
     "Noldu ya? Ne ağlıyorsun kızım. Bak, eğer yine annenlerin gidiş-"   
  
      Sözünü keserek kafa ben devam ettim.
  
      "K-kaza yapmışlar Bad-e. Eg-emen hari-iç durumları pek i-iyi deği-lmiş."
   
    Hıçkırıklarım yüzünden kelimeleri parça parça söylemiştim ve Bade de benim gibi büyük bir şoka girmişti.
             
                 ***

"Şşşş...yavrum. Yeter artık, kendini hırpaladığın. Otur azıcık." Konuşan esma teyzeydi. Onu da çok severdim.

Ben Bade'ye söyledikten sonra yaklaşık 10 dk kadar orda oturmuş ve beraber ağlamıştık. Şoktan ilk çıkan kişi tabiki de Bade olmuştu ve hazırlanmamız gerektiğini söyleyip hazırlanmış, ardından da beni hazırlamıştı.

Annemler kendi arabasıyla gitmişti. Benim arabam ise hâlâ duruyordu. Daha önce hiç kullanmamıştım. Sahi ya, artık 18ime girdiğime göre ehliyet almalıydım. Her neyse.

Araba da benzin vardı ama benim ehliyeti yoktu Bade ise bu halde kullanamıyacağını söylemişti. Bu yüzden eski soförümüz olan Salin Amcayı aramış durumu anlatmıştı. Salim amcada, karısı Esma teyzeyi alıp gelmişti. Sonrasında ise telefondaki kadının söylediği hastaneye gelmiştik.

Öncelikle Egemenin (kardeşi) doktoruyla konuşmuş ve yaklaşık 8 saat kadar bir süre boyunca uyanmayacağını ve hayati tehlikesi olmadığını öğrenmiştik. Bu az da olsa içimi rahatlatmıştı. oradan hemen sonra ise ameliyat katına geldik.

ACININ GÖZYAŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin