SÜRPRİZ

78 5 1
                                    

   ''Abla,abla,ANKA ABLA!''

   ''Anka uyan artık.''

   ''Abla Bade geldi,kalk artık.'' NE? Bade mi?Ah! Olamaz.

   Gözlerimi telaşla aralandı. Gözlerimi aceleci bir tavırla saate çevirip baktım. 9:10'du. Olamaz ya, yine mi? Korku dolu gözlerle odanın içerisine bakındım ama Bade burada değildi. Korkuyla yataktan fırladım ve koşarak merdivenlerden inerek salona geçtim. Tam o sırada sürpriz bağırışları doldu kulaklarıma. Bir dakika burada neler oluyordu? Ben Bade'yi ağlarken görmeyi beklerken o gülüyor muydu? Tabi böylesi daha iyiydi ama şaşırmıştım.

   Uykulu beynim kendine gelmeye başlarken aklım bir farkındalıkla aydınlandı. Bugün benim doğum günümdü. Bade yanıma gelip bana sarıldığında çoktan ağlamaya başlamıştım. Çünkü annem beni çok korkutmuştu. Bade ağladığımı farkettiğinde "Şşş tamam özür dilerim böyle uyandırmak benim fikrimdi.Ama ağlama lütfen." dedi.    
  
    Ağlamamı durdurduktan sonra gözlerimi sildim. Bana bakan şaşkın gözleri şuan da umursamıyordum. Bade'ye dönerek "Salak mısın kızım sen ya? Nasıl korktuğumdan haberin var mı senin? Ben...ben yine baban..." daha lafımı bile tamamlayamadan Bade ne diyeceğimi anlamış olacak ki
    "Babam birşey yapmadı. Daha fazla endişelenmene gerek yok. Ayrıca insan gibi çağırsak sanki uyanıcaktın?" diyip güldü.

   Ben de güldüm çünkü fazlasıyla haklıydı. Uyanmazdım. Hem sabahın 9'unda hangi manyak uyanır ki?

   Her neyse önemli olan şuan ki mutluluğumdu ve ben fazlasıyla mutluydum. Doğum günümü kutlamak için tüm sınıf arkadaşlarım buraya gelmişti. Daha ne isteyebilirdim ki? Ama ne yazık ki şu mutluluğuma engel olucak şeyler yine aklıma takılmıştı.

   Seneye arkadaşlarımdan ayrılmak zorunda kalabilirdim. Büyük bir ihtimalle okuldan ayrılacaktım.

   Evet, özel okulda okuyorum. Evet, zenginiz veya zengindik diyeyim. Babamın Soylu Şirketleri  ne olduğunu anlamadığımız bir şekilde iflas etti. Şuan ki durumumuzun ise iyi olduğu pek söylenemez. Hem ben hem de kardeşim Egemen kolejde okuyoruz ve bu durum bizi maddi olarak daha da zorlamaya başladı.

   Zaten şuan 11.sınıfa gidiyorum son bir yılımı da devlet okulunda okuyarak geçirebilirim. Kendi düşüncelerimde boğulmak üzereyken yüzüme çarpan birşey ve ardından yükselen kahkahalarla kendime geldim. Bir dakika yüzüme çarpan şey pasta mı? Ah! Tabi ya Bade yaptı yine yapacağını. O sıra da aklım bir farkındalıkla daha aydınlandı.

   Yaşadığım o korku ve endişe yüzünden üzerimdeki ayıcıklı mavi pijamalarla aşağıya inmiştim.
 
    Offf, olamaz ya doğum günüm de rezil oldum. Bi bu eksikti zaten. Utançtan ölmek üzereyim ama bunu umursamıyormuş gibi davranmaya çalışarak  "Ben bi yüzümü yıkıyayım bide üstümü değiştirip geleyim."dedim. Bade"Ahahahha bence de ayıcıklı ayıcıklı dolanma kanka." diyip kahkaha attı.

    Gülen birkaç kişinin daha sesini duymuştum. Tam arkamı döndüm yukarıya çıkacaktım ki "Yalnız ben bu halde bi fotonu aldım." diyen Emre'nin sesini duydum.

   Arkamı dönerek Emre'ye pis pis baktım daha doğrusu bakmaya çalıştım. Odama çıkmak çıkmak hareketlendim.

   Ne giyeceğime karar vermeye çalışırken, elime geçen ilk kıyafeti aldım. Siyah dar pantolon ve kış mevsiminde olduğumuz için üzerine de koyu mavi bir kazak geçirdim.

   Saçlarımı yukarıdan topladım, dudaklarıma hafif kırmızı bir ruj ve gözlerim için sadece rimel sürmekle yetindim. Hazırdım. Aşağıya inmeye başladım.

   Herkes masanın etrafına toplanmış beni bekliyordu. Yüzümdeki kocaman sırıtmaya engel olmadan masanın yanına gittim. Dilek tutarak mumları üfledim. Resmen 18'ime girmiştim. Bu sırada aklıma takılan bir şey vardı. Bu mallar, iki tane pastaya para mı vermişlerdi? Hemde birisini yüzüne atmak için. Ah! Aptallar.. Neyse bugün benim en mutlu günüm ve bu düşüncelerle günümü mafetmek istemiyorum.

ACININ GÖZYAŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin