6.

969 83 57
                                    

Kyungsoo gözlerini yeni güne açtığında başındaki ağrıyla tekrar kapattı ve uykusuna geri dönmek istedi. Fakat tam yüz üstü yattığı yatakta yan tarafına dönecekken kalçasından omurgasına doğru saplanan ağrıyla eski pozisyonuna geri döndü ve gözlerini sımsıkı kapattı. Neden kalçası, beli ve omurgası deli gibi ağrıyordu ki? Gözleri kapalıyken ağrıyan başına rağmen hatırlamaya çalıştı.

Dün akşam Jongin'in teklifini kabul ederek limuzine geri binmiş ve önce kumarhanelerin olduğu kısma daha sonra da barlara gitmişti. Her gittiği yerde deliler gibi içmiş, çılgınlar gibi dans etmiş ve New York'tayken özellikle de aklı başındayken yapmayacağı şeyleri yapmıştı. Bu anıların hepsinin içinde Jongin de yer alıyordu, en son dans pistindeki konuşmalarını hatırladı, Jongin onun becerilmeye ihtiyacı olduğunu söylemişti, Kyungsoo da bir sürtük gibi elini onun penisinin üstüne koyup sıkmıştı ama kahkaha atarak bu sefer evlen-

Kyungsoo gözlerini açarak sol elini kaldırdı ve yüzük parmağındaki alyansa bakarak yataktan fırlayıp çığlık attı. Kalçasındaki ağrıya rağmen yerinde zıpladı ve ayaklarını yere vurdu. Sol elini tekrar gözünün önüne getirdi ve parmağında sanki kendisine kahkaha atarak orta parmak çeken alyansa baktı. Arkasını dönüp etrafta Jongin'i aradığında aynada kendini gördü ve bir çığlık da buna bıraktı. Vücudunun hemen hemen her yerinde morluklar, kırmızılıklar, diş ve tırnak izleri vardı. Kalçasında ise iki iri mor el izi duruyordu. Aynaya biraz daha yaklaşarak baktı, dudakları normal boyutunun tam iki katıydı ve yara bere içindeydi. Gece için yaptığı göz makyajı akmış, saçları ise hey baksanıza gece deliler gibi seviştim dağınıklığındaydı. Gözü aynanın sağına yapıştırılmış nota kaydı ve çekip üstünde yazanı okudu.

"Uyandırmak istemedim. Aşağıya kahvaltıya iniyorum, hazırlanıp gel -Kocan Jongin."

Kyungsoo bir de elindeki not kağıdını okuduktan sonra çığlık atmıştı...

¤¤

Sehun gözlerinden gelen yaşları parmaklarının uçlarıyla silmiş ve daha yeni kendini durdurabildiği halde Jongin'in suratına bakınca tekrar kahkaha atmaya başlamıştı. Kahkahalarının arasında söyledikleri zor bela seçiliyordu.

"Ne yani? Sen yüce atıcılar atıcısı Kim Jongin 30 senedir koruduğun kapının kilidini dün akşam birine teslim edip tutucu mu oldun?"

Jongin, sana bunu anlatan dilimi sikeyim bakışıyla Sehun'a baktı ve diğerinin susmasını beklediğini yüz ifadesiyle ve vücut diliyle göstermiş oldu. Gerçi bunu Sehun'a anlatmadan önce o kertenkele kılıklı herif bunu Jongin'in aksayan yürüyüşünden anlamış ve kahvaltı salonunda kahkaha atmaya başlamıştı, yaklaşık 5 dakikadır da aralıksız gülüyordu muşmula suratlı domuz.

"Sehun, bak yeter diyorum artık. Ayrıca o kadar da kötü bir şey değilmiş, deli gibi zevk aldığımı söyleyebilirim, acısı hariç ."

Sehun kahkahasını kesmiş ve en yakın arkadaşının koluna okkalısından bir tane yapıştırmıştı.

"Ben verdiğimde dalga geçiyordun ya köpek suratlı. Kyungsoo enişte aşağıya bir insin de taşaklarını öpeceğim onun."

Bu sefer arkadaşının koluna yapıştırma sırası Jongin'deydi.

"Doğru konuş lan enişten hakkında. Sen kimin taşaklarını öpüyorsun?"

Sehun mahkeme salonları haricinde çok nadir takındığı ciddi ifadesiyle konuştu. "Asansörden 'AKŞAMA BOŞANABİLİR MİYİM?' diye bağırarak inen de klonun falandı herhalde."

welcome to vegasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin