11. (ah-oh-ı[m]-yeah)

963 76 22
                                    

"Güneyde rafineri sorunları var. O yüzden ham petrole yoğunlaşalım. Ayrıca bugün, platinyumun çok değerli olacağını duydum."

Patronu toplantıda gündemdeki sorunları dile getirirken onu heyecanla onayladı Kyungsoo. "Evet, evet aynen öyle."

Kyungsoo kendini hiç iyi hissetmiyordu, toplantı başladığından beri patronu olacak kıl herifin anlattığı her zamanki sıkıcı konular yerine sanki karşısında dünyanın en seksi erkeği Kyungsoo'yu nasıl emmek istediğinden bahsediyormuş gibi geliyordu Kyungsoo'ya. Çünkü şu an deliler gibi emmeye, emilmeye ve tercihen sokmaya en çok da sokulmaya ihtiyacı vardı.

Aşırı derecede terliyor, eliyle yüzünü yelliyor, gömleğinin iki düğmesini açıyor ama bir türlü bu sıcak basması ve terleme hissinden kurtulamıyordu. Ayrıca şu an kafasını toplantıya vermek yerine son seksini kafasında oynatıp duruyordu ve taş kesilmişti, o kadar çok sertleşmiş ki topları karıncalanıyordu.

Sabah kalktığında hiçbir şeyi yoktu, ne öyle bir rüya görmüştü ne de sabah odunuyla uyanmıştı. Akşamdan hazırladığı içeceği sabah işe gelirken yolda içtikten sonra böyle olduğunu fark edince birden kafasına dank etti. Bu işte kesinlikle ama kesinlikle çok sevgili eşinin bir parmağı vardı ve Kyungsoo, çok sevgili eşinin çok sevgili parmağını müsait bir yerlerine monte edecekti, bu yaptığını asla karşılıksız bırakmayacaktı.

Toplantı bitimi bugün çok işi olmadığı için erkenden iş yerinden ayrılan Kyungsoo normal bir zamanda olsa bu güzel havada eve yürüyerek giderdi fakat şu an hem çok zor bir durumdaydı hem de ahmaklar kralına bu yaptığının bedeli ödetmesi gerekiyordu. Bu sebeple taksiye atladı ve 10 dakikada kendisini apartmanın önünde buldu. Asansörde düğmelerini çözdü, kemerini açıp fermuarını indirdi, anahtarla kapıyı açtığı gibi televizyon izleyen Jongin kafasını çok sevgili eşinden yana çevirerek yüzündeki bu halin de ne ve bunun benimle hiç de bir ilgisi yok bakışı ve gülüşüyle selamladı.

"Erkencisin hayatım."

Kyungsoo çantasını bir köşeye attı ve kapıdan girdiği gibi ayakkabılarını da çıkarıp fırlattı. Hemen sonra düşmek üzere olan pantolonuyla birlikte boxerını da indirdi ve gömleğini de kendisine pür dikkat bakarak derince yutkunan Jongin'in suratına atarak eğildi, çoraplarını da çıkararak onun suratına attı. Jongin bir elinde Kyungsoo'nun gömleği bir elinde çorabıyla, kendisine bakarak parmaklarını emen ve karşısında çırılçıplak duran eşine bakakaldı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Kyungsoo arkasını dönerek yatağa gitti ve Jongin'in de arkasından geldiğinden emin oldu, yatağa sırt üstü yattı ve bacaklarını ayırarak ihtiyaç halinde kasılıp gevşeyen deliğini ve sertleşmiş penisini tamamen gözler önüne sererek uzanıp yanındaki komodinden dildosunu, mastübatörünü ve kayganlaştırıcısını çıkararıp yatağın üstüne bıraktı.

"Kyungsoo, sakın düşündüğüm şeyi yapacağını söyleme, her an evden gidebilirim."

Bu esnada Kyungsoo çoktan parmaklarına kayganlaştırıcı sürerek kendini hazırlamaya başlamıştı bile.

"Benim oyunbaz kocamın canı oyun istiyormuş, ben de şimdi ona hayatının oyununu göstereceğim, hem de tek perde ve yalnızca kocaya gösterim."

Kyungsoo parmaklarını içinden çıkarıp vibratörünü önce Jongin'in gözlerinin içine bakıp ağzında ileri geri oynatarak ıslattı, ardından tek hamlede içine yolladı ve Jongin'deki kayışı koparan inlemeyi dışarı verdi. "Ahh Jongin..."

welcome to vegasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin