"Kyungsoo sabah uyandığından beri banyodasın aç şu kapıyı altıma etmek üzereyim."
"Buradan alıp yatağına sakladığın özel tuvaletinle işini görsene." Kyungsoo duş alırken cevapladı. Jongin'e inadına aheste aheste duş alıyordu. Jongin 10 dakika daha bekledi ama daha fazla beklemeye takati kalmadı, evde saksıda çiçek falan da yetiştirmediği için soluğu mutfağın lavabosunda aldı ve kirli bulaşık falan demeden çıktığı sandalyenin üstünden aletini lavaboya tuttu ve her yeri batırarak işedi.
"SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN ULAN? HAYVAN YAPMAZ SENİN YAPTIĞINI!!!"
Jongin genişçe sırıtarak döndü ve konuştu. "Biraz daha çıkmasaydın bokumu da bırakacaktım orta yere. Ayrıca bil bakalım bugün bulaşık sırası kimdeydi? Sana kolay gelsin kocacığım."
Kyungsoo, Jongin yanından geçip tuvalete giderken içinden sürekli şunu tekrarlıyordu: 'Az kaldı çok az kaldı, 1.5 milyon dolar için dayan Kyungsoo.' Evden çıkmadan önce Junmyeon'u aradı ve durumu anlatarak bir temizlik şirketiyle eve gelmesini rica etti. Jongin, Kyungsoo evden çıktıktan sonra Sehun'u aradı.
"Bize gel hemen, benimkinin seninki gelecek."
"Ne yani Kyungsoo'yu Junmyeon'la mı aldatacaksın?"
Jongin avuç içiyle alnına yapıştırırken Sehun'a bu sabah olanları ve kurduğu planı anlattı. Sehun ve Junmyeon aynı anda eve geldiklerinde Jun gözlerini devirdi ve Kyungsoo'nun kendisine verdiği yedek anahtarla kapıyı açarak içeri girdi.
"Selam en yakın arkadaşımın en sevmediğim kocası, güle güle en yakın arkadaşımın en sevmediğim kocası."
"Selam en sevdiğim eşimin en sevmediğim en yakın arkadaşı, o anahtarı nereden buldun en sevdiğim eşimin en sevmediğim en yakın arkadaşı?"
"Bana da selam olsun mu en yakın arkadaşımın en sevdiği eşinin en yakın arkadaşı?"
Junmyeon bu iki ahmağın yanında nefes alıp verdiği için başta burnundan ve akciğerlerinden olmak üzere kendisinden özür diledi. Ardından ikisini de evden def ederek temizlik şirketini aradı ve iki saat içinde evi temizletip ücretlerini de ödeyerek evden ayrıldı. Onun evden gitmesini bekleyen Jongin ve Sehun hemen ardından eve girerek banyo ve tuvalet kapısını yerinden söktü ve bodruma katına götürdü. İş gününün ardından yorgun bir şekilde eve gelen Kyungsoo tuvalete girmeye gittiğinde elini kapıya doğru uzattı ve boşlukla karşılaştı.
"Tuvaletin kapısı nerede?"
Jongin televizyonun yanındaki oynadığı langırttan kafasını kaldırdı ve üzgün sesiyle konuştu. "Sen gittikten sonra ben de bir ara evden çıktım, o ara eve hırsız girmiş ve bir tek tuvaletin kapısını çalmış."
Kyungsoo yüzündeki gülümsemeyle Jongin'in yüzüne "Bir buçuk milyon dolar" diyerek yatağın olduğu yere gitti, daha çok kendisini ikna ediyor gibiydi.
¤¤
"Evlilik çok zor bir olay bu insanlar kafayı yemiş olmalı. Yani cidden aklım almıyor, bunu nasıl yapabildiklerini, bu hiç doğal değil."
Jongin golf sopasıyla topa vurduğunda her zaman attığından daha uzak bir yere göndermişti topu, Sehun ise o kadar da başarılı değildi bu konuda.
"İki erkeğin aynı anda bir evde yaşaması çok saçma hem de birbiriyle evli olarak ve ne var biliyor musun? Uzun zamandır seks yapmadım, çooook uzun bir zamandır seks yapmadım dostum ve seks yapmalıyım, çünkü bunda çok becerikliyim. Seks olmadan yaşamak bana göre değil, ben- ben bu işi yapamayacağım sanırım."
Sehun topa bir kere daha vurdu ve topu yine istediği yere gönderemeyince sinirli bir şekilde golf sopasını ileri fırlattı, daha sonra pantolonun arkasına sıkıştırdığı bir desteyi çıkarak konuşmaya başladı.
"Öyle mi düşünüyorsun? Bana hiç de yapamayacaksın gibi gelmedi. Bu dava için eski davalara baktım örnek gösterebilmek için ve sanırım bir tane buldum. Lafferty Holden Davası..."
¤¤
"Biliyor musun Jun? Ben bu işi yapamayacağım." Kyungsoo, önündeki kum torbasını Jongin gibi hayal ederken delicesine yumrukluyordu. Jun ise sonunda eğlenceli bir şeyler görebileceği için içten içe seviniyordu. "O zaman biz de 2. plana geçeriz. Annemin 3. kocası 20 yaşında bir Kübalı'ydı ve acayip derecede zengindi..."
¤¤
"... Parayı istiyorlarsa onlara da evliliklerini sürdürmeleri gerektiği söylenildi, neredeyse birebir aynı olay..."
¤¤
"...Annem ondan ayrılmak istediği zaman tek kuruş alamayacaktı ve o ne yaptı biliyor musun? Aldatıldığını ispatladı, hakim de onu haklı bulunca bütün parayı ona verdi."
¤¤
"...Hakim evliliğiniz üzerinde uğraştığınızı görmek istiyor. Peki ya o uğraşmamış gibi gösterirsek. Biz daha önce niye düşünemedik ki bunu?"
"Çünkü berbat bir avukatsın."
"Yav sen dünyanın en mükemmel müvekkilisin de sanki, bir de utanmadan beni yargılıyorsun. Senin bu yaptığına cin olmadan adam çarpmak derler."
¤¤
"Yani sen diyorsun ki Jongin'i evliliğimizi bitirmeye ya da beni aldatmaya ikna edersem...."
"Aynen öyle adamım. Hem evlilikten kurtulursun hem de bütün paraya tek başına konarsın."
"Tanrım, seni çok sevdiğimi daha önce söylemiş miydim Myeonnie?"
"Sonunda eğlenceli bir şeyler olacak, oyun başladı kardeşim."
"Aynen öyle, oyun başladı kardeşim."
¤¤
"Seni öptükten sonra midemin bulanmayacağını bilsem tam alnının ortasından öperdim."
"Sakın ama sakın bunu aklından bile geçirme. Senin beni öpmendense Kızgın Arkadaş Myeonnie'nin bana kaymasını tercih ederim."
"Senin ben üreteceğin bahaneye sokayım."
"Bırak şimdi ona buna sokmayı, oyun başladı miladerim."
"Oyun başladı miladerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
welcome to vegas
FanfictionBiri terk edilmesinin acısını üzerinden atmak, diğeri ise işten kovulmasının hıncını çıkarmak için Vegas'a gitmişti. Nereden bilebilirlerdi ki geçirdikleri çılgın gecenin sabahına parmaklarında birer yüzükle uyanacaklarını? -Romantik Komedi- "what h...