"Seçmen Şapka sizi binalarına yerleştirecek. Gryffindor, Slytherin, Ravenclaw ve Hufflepuff." dedi Profesör McGonagall olduğunu öğrendiğim kadın bize. Bizden kastım, ben ve minicik, küçük birinci sınıflar.
İçeri yürüdük ve ben sessizdim. Büyük Salon güzeldi, Beauxbatons kadar değildi, ama yine de harikaydı. Tavanın gece göğü gibi görünmesini sağlayan bir büyü vardı.
İsimler yavaşça okundu ve yerleştirildiler.
"Ve son olarak Beauxbatons'tan 3. yılı için nakil olan Eden Sloan." dedi Profesör McGonagall bana doğru gülümseyerek.
Saatte milyon mile ulaşan kalp atışlarımla tabureye doğru yavaşça yürümeye başladım. Beauxbatons'ta bir Seçmen Şapka'mız yoktu. Odanın karşısından gümüş bir okla nişan almak zorundaydınız ve ok binanızın renginde püskürürdü, benimki yeşildi.
"Hmm, çok sadık ve cesur. Üstelik doğa ile bir. Beauxbatons'ta Bellefeuille'de olduğunu görebiliyorum." dedi Seçmen Şapka ve gülümseyerek başımı salladım. "Çok duyarlısın, amma da kararlı. Olmalısın ki bir... Gryffindor!" Seçmen Şapka haykırdı ve kırmızı masa neşeyle patladı, genç Harry Potter'a yaptıkları gibiydi.
Ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum. Gidip oturmalı mıydım yoksa..? Profesör Dumbledore bunu hissetti; eliyle kırmızı masayı işaret etti ve gidip oturmamı söyledi.
Yaklaştığımda birkaç tanıdık yüzü fark ettim: Anna, Izzy ve Oliver. Oraya yürüdüm ve Anna'nın yanına, Oliver'ın karşısına oturdum.
"Harry Potter Gryffindor'da! Tekrar ediyorum, Harry Potter Gryffindor'da!" dedi, bu beni tekrar güldürdü. Daha şimdiden Oliver'ın harika bir arkadaş olacağını hissetmiştim. "Oh, selam bahçe." dedi tavuktan bir ısırık almadan önce. Tek kaşımı şaşkınlık içinde kaldırdım. Bahçe?
"İsmimin Eden olduğunu biliyorsun, değil mi?"
"Elbette biliyorum, bahçe." dedi bir sırıtışla.
"Öyleyse neden ona 'bahçe' diyorsun?"dedi Izzy, benim kadar şaşkın gibiydi.
"Çünkü Eden adı aslında Eden Bahçesi adlı bir bahçeden alınır, huzurlu ve güzel bir yer." dedi gözlerimin içine bakarak, bu beni gerçekten rahatsız hissettirdi.
"Oh evet! Adımın Eden olmasının sebebi bu. Eden Bahçesi Adam ve Eve'nin yaşadığı yerdi, babam ve annemin isimleri Adam ve Eve." dedim.
Aniden Oliver gülerek meyve suyunu masanın her yerine püskürttü. Anna ve Izzy de gülünce görmek için döndüm.
"Bu kadar komik olan ne?" Çekingen hissederek sordum. "Yüzümde bir şey mi var?" Telaşla yüzümü silmeye başladım.
"Hayır! Sadece ailen, tam olarak İsa'nın ailesi!" dedi Oliver gülüşlerinin arasında.
-
ortak salonda
Burası sessizdi. Ölüm sessizliği. Hepimiz kanepeye oturup şöminede dans eden alevleri izledik ve odunların çıtırtısını dinledik. Daha şimdiden Beauxbatons'u özlemiştim! Şimdiye kadar ben ve arkadaşlarım kalenin etrafında dolaşarak kamera denilen bir muggle aletiyle sarı çiçeklerin, beyaza boyanmış çitlerin ve duvarların fotoğraflarını çekmiş olurduk.
"Où vais-je dormir ce soir?" dedim tekrar unutup. "Demeye çalıştığım, bu gece nerede uyuyacağım?"
"Ben ve Izzy ile, geçen yıldan beri yeni bir oda arkadaşı istiyorduk!" dedi Anna ayağa kalkıp. Hepimiz merdivenleri çıkmaya başladık. Neredeyse unutuyordum.
Merdivenlerden tekrar indim. "İyi geceler, Oliver." dedim gülümseyen çocuğa.
"İyi geceler, bahçe!" dediğini yeniden yukarı çıkarken duydum.
-
[* Adam ve Eve, Adem ve Havva'dır. Aden Bahçesi ise cennet bahçesi demektir, Adem ve Havva'nın yaşadığı yerdir.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forest eyes | oliver wood
Fanfiction"İnsanlar çok fazla 'hoşçakal' der, ama asla bunu ne zaman son kez söyleyeceğinizi bilemezsiniz." - Eden Sloan, Fransa doğumlu ve Beauxbatons'ta okuyordu, 3. yılında Hogwarts'a nakil oldu. Sonunda bir grup arkadaşla tanıştı; ve ilginç bir çocukla, O...