Anna, Izzy ve ben kütüphanede oturmuş okulun tekrar başladığı zaman hakkında konuşuyorduk, bana öğretmenlerin nasıl olduğundan bahsettiler. Ayrıca Quidditch'le ilgili her şeyi anlattılar.
"Şu an sadece ben, Izzy, Oliver, Fred ve George Weasley takımın belirli oyuncularıyız. Eğer denemek istersen, seçmeler Cuma günü. (Bugün Pazar'dı) Oliver tutucu, Izzy ve ben kovalayıcılarız, Fred ve George ise vurucular." Anna kütüphanedeyken çabucak açıkladı.
"Beauxbatons'ta kovalayıcıydım!" Bağırmamın karşılığında yassı suratlı kütüphane görevlisinden bir "Şşh." aldım.
"Öyleyse üçüncü kovalayıcı olmayı deneyebilirsin." dedi Izzy benden daha sakince.
"Evet." dedim. Bu noktada, kitaplarımızı topladık ve çantalarımıza yerleştirdik. Kütüphaneden dışarı yürüdük ve soğuk Eylül havasının yüzümüze vurmasına izin verdik.
-
Ortak salona geri döner dönmez ateşin yanına oturdum ve defterime yazdım. Oliver ve arkadaşları muhtemelen yukarı kattaki yatakhanelerinde Quidditch hakkında konuşuyorlardı, Anna ve Izzy de Profesör Dumbledore'u bulmaya gitmişti, ona Hogsmeade denen şey hakkında bir şey soracaklarmış.
Yazdım: Bütün kızların nasıl devam ettiğini merak ediyorum. Acaba gruplarına ne diyorlar? Eskiden Ellie, Amy, Kathryn, Olive ve Eden için EAKOE'ydu. Şimdi sadece EAKO mu? Nathan nasıl? Bundan ne kadar nefret etsem de, bizi yakıştıran insanları az çok özledim. İsmimiz Natheden'di. Aha.
Bu paragraf bana bir fikir vermişti; ben, Anna ve Izzy'nin de bir ada ihtiyacımız vardı!
Anizzyden... Hayır.
Izanden... Hayır.
Anizden... Evet!
Yeniden yazmaya başladığımda portre deliği açıldı ve Oliver ile onun saygısız arkadaşları göründü.
"Oh, Oliver." dedim ayağa kalkarak ve onunla arkadaşlarının olduğu yere zıpladım. "Quidditch takımı seçmelerine katılabilir miyim?" İsteğimle gözleri büyüdü.
"Quidditch oynuyor musun?" diye sordu arkadaşları bana gülerken.
"Çok küçük ve cılızsın!" diye haykırdı dünkü Chad.
"Aslında evet, oynuyorum. Bellefeuille takımı için kovalayıcıydım." dedim kollarımı göğsümde kavuşturup. Nasıl cüret ederdi? Sıska ya da küçük değildim!
"Şey, katılmaman için bir sebep görmüyorum." dedi omuz silkip.
"Oh mon Dieu! Merci beaucoup!" Bağırdım. Ona sarıldım, ama o çok uzun olduğundan, parmak ucuma çıkmak zorunda kaldım.
Şaşkın bir ifadeyle uzaklaştı. "İngilizce, lütfen." dedi sırıtarak.
"Çok teşekkürler, dedim." dedim.
Arkadaşlarından biri yumruğunu uzattı. Önce bana yumruk atacağını sandım ve bu yüzden ürktüm, ama ona baktığımda kolunun kıpırdamadığını gördüm.
"Ne yapmam gerek?" Parmak eklemlerinin her birini sırayla dürttüm.
"Bunu." Sonra o ve Oliver birbirlerine bir çeşit yumruk attılar, ama hafifçe. "Buna yumruk tokuşturma deniyor. İşte, sen yap." dedi çocuk ve ben de o ve Oliver'ın yaptığını taklit ettim.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forest eyes | oliver wood
Fiksi Penggemar"İnsanlar çok fazla 'hoşçakal' der, ama asla bunu ne zaman son kez söyleyeceğinizi bilemezsiniz." - Eden Sloan, Fransa doğumlu ve Beauxbatons'ta okuyordu, 3. yılında Hogwarts'a nakil oldu. Sonunda bir grup arkadaşla tanıştı; ve ilginç bir çocukla, O...