Yatağımdan kalktım. Anna ve Izzy son bir saattir beni süslüyorlardı. Gümüş aynadaki yansımama baktım. Vay canına.
Sarı bir bluz, siyah bir bahçıvan tipi elbise, sarı topuklu botlar giydim ve gümüş yüzük taktım. Sade bir makyaj yaptım –süslenmedim, sadece göz ve dudaklar– Ve uzun kahverengi saçlarımı Fransız örgüsü şeklinde ördüm.
Giyim tarzım kesinlikle benimkinden çok Izzy'ninkine benziyordu, ama dürüst olmak gerekirse, beğenmiştim.
"Muhteşem görünüyorsun." Izzy ellerini sallayarak iltifat etti.
"Üç yaşında gibi görünüyor. Bence yırtık pantolon ve göbeği açık tişört giymeliydi." dedi Anna üstümdekilere ters ters bakarak. Ona katılıyordum. Eğer hayatım boyunca tek bir kıyafet giyecek olsaydım Izzy'ninki yerine Anna'nınkini tercih ederdim.
"Hey, Anna, bir dahaki randevumdaki kıyafetlerimi sen seçebilirsin." dedim gülerek.
Hepimiz merdivenlerden aşağı indik, Slytherin'li oğlanın benim için Gryffindor ortak salonuna gelmesini bekliyorduk. Aşağı indiğimizde Oliver Wood, Fred Weasley, George Weasley ve Chad Osborne koltukta oturuyorlardı.
"Ooooo, Eden!" dedi Fred ve George aynı anda. "Kimin için bu kadar farklı görünüyorsun?" dedi George.
"Birincisi, kıyafetlerimi Izzy seçti ve–" Sözüm Oliver tarafından kesildi.
"Belliydi, bu çok Izzy'nin tarzı." dedi ve Izzy ona şakacı bir şekilde vurdu.
"Ve ikincisi, evet, bir çıkma teklifi aldım ve beş dakika sonra burada olmalı." dedim gerçekçi bir sesle.
Oliver Anna'ya doğru gözlerini devirdi, Izzy ve Chad birbirlerine sırıttılar ve Fred ile George ayağa fırlayıp şarkı söyleyerek etrafımda zıpladılar. "Onu seviyorsun, onunla evlenmek istiyorsun, onu öpmek istiyorsun!"
On beş dakika geçmişti ve şu an saat 19.45'ti. Herkes hala benimle birlikte oturuyordu ve sadece konuşuyorlardı. Ben sessiz ve üzgün otururken onlar sadece konuşuyorlardı.
"Nasılsın, bahçe?" Herkesin endişeli yüz ifadelerini görmek için kafamı kaldırdım.
"O gelmedi." diye geveledim şöminede dans eden alevlere bakarak.
Saat 21.00'a kadar orada bekledik. Hala ortada yoktu. Kalktım ve merdivenlere gitmeden önce ayakkabılarımı fırlattım, gitmeden Fred ve George tarafından durduruldum.
"O korkunç!" dedi Fred.
"O kaba!" dedi göğsünü kabartarak.
"O zaman ne yapmalıyız Georgie?" Fred elini ikizinin omzuna koyarak sordu.
"Herkesle birlikte bir eşek şakası planlanmalı ve eğer Eden kabul etmezse onu küçük Fransız bacaklarından tutup 'evet' diyene kadar sarsmalıyız, Freddie." dedi George yüzünde geniş bir gülümsemeyle.
Tamam?
Oliver Wood'un Anlatımından
Eden benim en yakın arkadaşlarımdan biri ve aptal, sikik bir çocuk onu lanet olasıca şekilde ekti! Vücudumdaki öfkeyi hissediyordum ve inanın bana, çok fazlaydı.
-
Eden Sloan'ın Anlatımından
Planlandığı gibi, Louis'yi görmek için Slytherin masasına yürüdüm. Biraz sonra onu gördüm, yüzünde panik vardı. Arkadaşları sırıtıyordu.
"Eden, çok üzgünüm ben–" dedi yanıma yaklaşarak.
"NASIL CÜRET EDERSİN?! Bir kız arkadaşın olmamasına şaşırmamalı! Çünkü onları ekiyorsun!" Ve planlandığı gibi bir bardak meyve suyunu başından aşağı döktüm. Şimdi tek yapması gereken erkekler tuvaletine gidip cübbesini kurutma girişiminde bulunmaktı.
Ayağa kalktı ve tuvaletlere doğru yol aldı. Çabucak peşinden gittim, ama beni duymamasına yetecek kadar uzaktım.
Gidip Anna, Izzy, Chad ve Oliver'ın beklediği goblenin arkasına saklandım.
"3, 2, 1.." dedi Fred ve George. BUM!
Pembe duman Louis'nin etrafını sardı ve o temizlemeye çalıştığında, saçları ve teni parlak bir pembeye büründü.
Pekala, bu bir hafta kalacak.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forest eyes | oliver wood
Fanfiction"İnsanlar çok fazla 'hoşçakal' der, ama asla bunu ne zaman son kez söyleyeceğinizi bilemezsiniz." - Eden Sloan, Fransa doğumlu ve Beauxbatons'ta okuyordu, 3. yılında Hogwarts'a nakil oldu. Sonunda bir grup arkadaşla tanıştı; ve ilginç bir çocukla, O...