Elimdeki telefona boş boş bakıp gülerken elimle yüzümü kapatmaya engel olmaya çalışıyordum.Min Yoongi,KOSKOCA MİN YOONGİ YANİ ! Resmen benim yorumlarıma cevap veriyor ve beni arıyordu.
Tamam,düşününce biraz stres verici bir şey olabilir ne de olsa o Yoongi yani her yerde eli kolu var,tanıdıklarının oluşturduğu defter benim 20 yıllık hayatımı kapsamaz ama olsun,yine de mutlu olmaktan kendimi alamıyordum.
Bir yanım benim bulmaması için önüne çıkan her şeye yalvaracak duruma gelmişti -ki bu ota boka korkan yanım oluyor- ,diğer yanım ise -bu da klişe aşk yaşamayı seven yanım-beni bulduğunda yapabileceğimiz tatlı şeyleri düşünüp mutlu oluyordu.
Ben mi ? Ben ikisini de düşünmüyordum,ben daha çok işin +32312 olan kısmını düşünüyordum.Anlarsınız bence siz,tabi ki birlikte buluşup el ele tutuşup gezmeyi de hayal ediyordum ama şimdi yani Min Yoongi ile bir kere yalnız kalsam herhalde o an toz pembe hayaller kurmazdım daha çok kırmızı ve siyah tonlarını içeren hayaller kurardım,zaten bence herkes öyle yapardı.Hayatınız da kaç kez Min Yoongi ile yalnız kalabilirsiniz ki !?
İşte şu anda tam olarak bunu düşünüyordum hayatınızda Min Yoongi ile kaç kere yalnız kalabilirdiniz ? Maksimum bir kere dimi ? İşte lanet olsun ki bu anlardan birini yaşıyordum ve sabah kalkarken düşündüğüm düşüncelerim için kendimden nefret ediyordum.Tamam,bir yandan sanki ilahi bir güç bana yardım ediyormuş gibi oldu çünkü resmen sabah kalktığımda yukarıda yazdığım şeyleri düşünüyordum ve TAK ! Bunları düşündükten yaklaşık bir beş saat sonra Min Yoongi ile aynı ortamda takılı kaldım,mucize gibi bir şey.
Bir kötü olan şey ise şu anda yüzümü kopartmak istediğim bir hal ile Min Yoongi ile yalnız kalmam.Evren resmen onunla yalnız kalabilmem için bu en çirkin ve en uygunsuz halimi beklemiş gibi bu günü bulmuştu.Tamam,siz tabi ki bir şey anlamadınız o yüzden size her şeyi baştan anlatacağım.
-aynı günün erken saatlerinde-
Elimdeki telefondan Min Yoongi'ye laf atan twitter hesabının profilini gezerken bir yandan da çevremdeki insanlar görmesin diye götümü yırtıyordum resmen.Sorun böyle gereksiz bir insanın profiline bakmam değildi aslında asıl sorun eğer bunlara bakarken biri yanlışlıkla da olsa benim hesabımı görürse sıçtığımın resmiyeti olmuş olurdu.Anında şirketten atılır ve Yoongi'ye yakın olma hayallerimi kaybederdim.
"JİMİN !" Birden duyduğum ses ile telefonumu kilitleyip arka cebime koydum.Bunu anneme ya da diğer aile üyelerime yakalanmamak için o kadar çok yapmıştım ki artık resmen telefonu bir yerlere saklama da profesyonel olmuştum.
"Efendim Namjoon hyung ?" Namjoon hyung elinde tuttuğu küçük bir defter ile yanıma gelirken gözlerim parladı.Neden mi gözlerim parladı ? Çünkü elindeki defter Muhteşem Min Yoongi'nin günlük programının olduğu defter ve Namjoon hyung ve şirketin başkanı dışında çok az kişinin bakmaya hak kazandığı bir defter.Tamam,buradaki makyözler(?) veya stilistler Min Yoongi'nin günlük programını biliyorduk ki buna ben de dahildim ama çoğumuzun onun iş dışındaki programını bilmesi yasaktı,çünkü ZIKKIMIN ÖZEL HAYATI !
"Çıldıracağım.Ç.I.L.D.A.R.A.C.A.Ğ.I.M !" Elindeki defteri kapatıp önümdeki masaya fırlattı ve kendisi de önümdeki sandalyeye oturup sağ eli ile başını ovmaya başladı.Eğer Min Yoongi gibi bir ilah olmasaydı bu Dünya'da,Namjoon hyunga kesinlikle düşerdim,hele böyle hafif endişeli ama yine de havalı hallerine kesinlikle düşerdim,düşmeyi bırak ölürdüm ama işte ne oldu bilirsiniz Min Yoongi gibi bir afet önüme çıktı ve benim minik ponçik bir yandan da azgın kalbimi eline aldı ve resmen orada hapsetti.
"Yine Min Yoongi'nin olayları mı ?" Tamam,şimdi diyebilirsiniz 'Madem bu kadar hoşlanıyorsun ondan neden böyle sanki sallamıyormuş gibi davranıyorsun ?',bu ilk kurallardan biri : ne kadar ondan hoşlansam da etrafımdakilere bunu belli edemezdim çünkü kimin ne yapacağı belli olmazdı ayrıca eğer aklımdan geçen şeyleri hep yüzüme veya herhangi bir yerime vursaydım Min Yoongi ile önceki günlerde konuşabildiğim kadar bir diyalog yapacak vaktim bile olmazdı,bu yüzden kesinlikle kimseye belli etmemem lazımdı.
"Her zamanki gibi evinden çıkmamış ve yaklaşık iki saat sonra başlayacak programı için yola koyulmamış ! Anlamıyorum sonunda CEO'dan azar işiten ben oluyorum o olmuyor diye mi bu kadar rahat." Bu da Min Yoongi'nin klasik zoru oynadığı olaylardan biri,hiçbir zaman promosyon şeylerine veya röportajlara zamanında gelmezdi artistin teki olduğu için bilerek geç gelirdi,ahh..düştüğüm şeylerden biri daha.
"Namjoon,Yoongi hala burada değil mi ? Makyajına ve saçına başlamamız lazım." Jin hyung,kendisi Yoongi'nin kıyafetlerini ayarlayan kişi olurdu ve benim bu şirkete girmeme de bir hayli yardımı dokunmuştu-elindeki kıyafeti tutarken Namjoon'a bu soruyu sormuştu.Namjoon hyung elleri ile onun nerede olduğunu bilmediğini hareketlerle göstermiş ve daha sonra telefonuna bakmaya başlamıştı.
"Ama birinin gidip onu alması lazım,yoksa bu sefer kesinlikle içimizden biri şirketten atılacak." Jin hyung kızgın bir şekilde söylediğinde ne Namjooon hyung'dan ne de benden ses çıkmıştı.
"Gönderdiğimiz birini eve bırak oturduğu siteye bile aldırtmıyor nasıl onu buraya getirmemizi bekliyorsun." Namjoon hyung saçını karıştırıp omzunu tekrardan düşürmüştü.Jin hyung da elindeki kumaşı çok bozmamaya çalışarak etrafta dolanıyordu.Gergin ortama karşı telefonumu bacak arama koydum ve olduğum yerde büzüldüm.
"Aslında ! Birisinin içeri girme ihtimali daha var." Jin hyung birden durduğunda Namjoon hyung ile ikimiz ona doğru döndük.İşaret parmağı ile ilk önce biraz çenesine vurdu ve daha sonra ise beni göster-bir dakika NE !
"BEN Mİ !?" Elimle kendimi gösterip ayağa kalktım ne kadar telefonumun yere düşme sesini duysam da şu an hiç onu umursayacak değildim.
"Evet,sen hem Yoongi ile iyi anlaşabiliyorsun hem de sitesinin içerisine özel tekniklerin ile girebilirsin bence." Son cümlesini söylerken kollarını karnında çaprazlayan Jin hyunga gözlerimin kocaman açtım.Bir dakika Jin hyung umarım bununla bir şey ima etmeye çalışmamıştır yoksa bu sıçtığımın belgesi olabilir.Resmen öncesinde Min Yoongi'nin kapısına kahve bırakan kişinin ben olduğumu ima etmişti çünkü o zaman da siteye gizlice girebilmiştim.Ama nasıl ? Yani nasıl bilebilir,yoksa telefonumu falan mı karıştırdı ? Belki de adama her burada olduğu zaman gözümü dikerek baktığım için de olabi-
"Aynen bence de Jimin gidebilir.Senden hiç şikayetçi olduğunu duymadım." Namjoon hyungun söylediği şey ile aklımdaki düşünceleri kesip bu sefer de ona döndüm.Tam bir şey söyleyecektim ki ikisinin de bana kararlı gözlerle baktığını gördüğümde söyleyeceğim şeyler boğazı takıldı.Evet,nereye kendimi gömüyorum.
Devam edecek...
biraz geç geldi ama cidden yapabileceğim bir şey yok olayları biraz hızlandırmak istiyorum ama direk de olaylara girmek istemiyorum o yüzden olabildiğince kısa ama öz gitmeyi seviyorum umarım beni de biraz anlarsınız~~
eğer bölümü beğendiyseniz yorum bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın
bu sırada sizce Yoongi ve Jimin nasıl aynı yerde kapalı kaldılar ? Ve Jimin'in başta bahsettiği kötü durum ne ?
Ayrıca sizce Jin,Jimin'İn 'küçük' sırrını öğrendi mi ?
CEVAPLARINIZI BEKLİYORUM !!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Once | yoonmin
Fanfiction"Bakalım Min Yoongi'nin hafızası ne kadar iyi." *başları texting ama ileriki bölümler normal yazı olacak*