Yoongi ağzında yuvarladığı şekerle neden burada olduğunu ve geçen gün gelen çocuğu beklediğini bilmiyordu ama ayağa kalkıp gitmeyi de hiç istemiyordu cidden.
Az önce ağzına attığı şekerin paketi ile oynarken gözleri arada baktığı gökyüzünden kayıp etrafına gidiyordu.Belki geleceğini önceden görebilmek amacı ile.Kafasını çevirmiş çatı katına çıkan kapıya bakarken birden omzunda hissettiği küçük dokunuş ile olduğu yerden hafifçe zıplamış ve kafasını diğer tarafa çevirmişti.Kendisine geçen günkü gibi kocaman gülümseyerek bakan çocuğu gördüğünde az önceki şaşkın hali yüzünden silinmiş ve yerini normal bir ifadeye bırakmıştı.Ne kadar o da gülümsemek istese de karşısındaki çocuğun gülümsemesi karşısında kendi gülümsemesinin çirkin bir şey olacağını düşünerek başını önüne çevirmişti.
"Demek burada beni bekliyordun.Söylemem gerek duygulandım." Karşısındaki çocuk sonunda konuştuğunda gözü bu sefer çocuğun okul formasının üzerinde olan isme odaklandı.Geçen sefer ismini öğrenemedi diye resmen gözüne gece uyku girmemişti bu yüzden hemen ismini beynine kazıyıp kafasını kaldırdı.
"Beni bu kadar yüksek yerlerde görmen egomu okşadı,Jimin" Yarım bir şekilde gülerek söylediğim cümle ile onun da yüzünde şirin bir gülümseme oluşmuştu.
"Egonu okşamak çok hoşuma gider Yoongi." Duyduğum ifade ile kaşlarımı açıp elimi kaldırıp kafasının arkasına vurdum."AHH!YAHH, NEDEN BANA VURUP DURUYORSUN !" Beklediğim tepkiyi gecikmeden verdiğinde elimi kaldırıp alnından onu hafifçe geriye ittim."Ben senden büyüğüm, bana hyung demen lazım." Sinirlice dışarı nefesini verdiğinde gülümseyip önüme döndüm.O ise hala başının arkasını okşamakla meşguldü, tam bir prenses gibi davranıyordu cidden.
"Sana hyung falan demem ben." Sitemli bir şekilde söylediği şey ile kaşlarımı çattım.
"Nedenmiş o ?"
"İnsan sevdiği insana 'hyung' der mi Yoongi ?" Duyduğum şey ile ayaklarım ile yerde yaptığım şekilleri durdurup kafamı kaldırıp ona baktım.Benim hızlıca atan kalbime karşılık gördüğüm sakin ifadesi ile daha da şaşırsam da bunu belli etmemeye çalışıp sahteden bir öksürüp bıraktım ortaya.Aldığım nefesler bana az gelmeye başladığında hemen çatıda bulunan korkulukların oraya ilerleyip kollarımı demirlerin üzerine koydum ve ona fark ettirmeden derin nefesler aldım.Cidden bir ergen gibi böyle heyecanlandığıma ve gerildiğime inanmıyordum, benim olgun kişiliğime hiç mi hiç uyuşmuyordu.
Onun da yanıma gelme sesini duyduğumda bir şey demeden önüme bakmaya devam ettim ama tekrardan önüme çıkan şeker ile gözlerim oraya kaydı ve gülümsedim.Elinde tuttuğu şekeri alıp hemen ağzıma attım ve önüme bakamaya devam ettim.İkimiz de orada durmuş rüzgarın bizi serinletmesine izin verirken aramızda bir sessizlik vardı ama kimse bu durumdan şikayet etmiyordu.
Günler geçmiş ve biz, Jimin ile gittikçe daha yakın olmaya başlamıştık.İkimizde aramızdaki bu yakınlık hakkında konuşmuyorduk ama ikimizin de hoşuna gidiyordu.Gerçi Jimin benden hoşlandığını açıkça belli ediyordu ama ben olabildiğince onu kırmamaya çalışıyordum.
Gene bir okul günü biz çıkıştan birlikte çıkarken insanların bize dönen bakışlarını umursamamaya çalışıyorduk.İlk başlarda insanlar ikimizin takılmasına çok şaşırsalar da gittikçe alışmaya başlamışlardı ve ben sanırım bugün ilk defa bir ilk yapacaktım.İkimiz de okuldan çıkmış evlerimiz için yollarımızı ayıracaktık ki Jimin'in kollarını tutup durdurdum.
"Benimle eve gelmek ister misin ?" Sorduğum soru karşısında gözlerini kocaman açıp bana baktığında elimi hemen çekip dudaklarımı tekrardan açtım. "Yani hep odamı, çalışmalarımı görmek istiyordun ya." Evet, Jimin'e müzik yaptığımdan bahsetmiştim ama hiçbir zaman hiçbirini dinletmemiştim ve tabiki şimdi ona böyle bir şey söylemem onun da tuhafına gitmişti.
Şaşkınlığını üzerinden atıp hemen kafasını hızlı hızlı salladığında elimi tutup beni çekmeye başladı.Ben de arkasından gülümseyerek ilerlediğimde evde annemin ve babamın olmamasını diliyordum.
Aklıma gelen anılar ile yattığım yerde doğrulup evimde mutfağa ilerledim.Cidden o zaman keşke Jimin'i evime getirmeseydim dediğimi kendime kaç kere dediğimi hatırlamıyordum bile.Eğer o zaman onu evime götürmeseydim belki o zamandan beri arkadaş olup şu anda da birlikte olacaktık.Gerçi Jimin, beni bulmuştu o ayrı konu ama zaten o her zaman beni bulan kişi olurdu, ben her zaman insanlardan ve çevremdeki olaylardan saklanırdım ama Jimin asla öyle değildi.O insanlar ne derse desin istediği gibi davranır ve beni de her zaman saklandığım yerden bulup dışarı çıkarmaya çalışırdı, çıkaramasa bile yanımda dururdu ve ben cidden onu unuttuğuma ve bu kadar zamandır onun o Jimin olduğunu anlamadığıma inanmıyordum, şaka gibiydi cidden.
Ben cidden tam bir aptaldım.Şu anda Jimin bana soğuk davransa hiçbir şey diyemezdim çünkü bunu resmen hak etmiştim.Telefonuma gelen bildirim seslerini duyduğumda elime yaptığım kahveyi alıp salona ilerledim ve masada duran telefonu elime aldım.Gördüğüm sosyal medyadan gelen bildirimler ile gülümsedim ve telefon kilidini açtım.
mochmochi :
Sonunda bunu yaptığıma inanmıyorum !
954.234 Beğenme
Yorumlara Kapalı
Aklıma Jimin'in telefonda kendi fotoğraflarımı gördüğümü hatırlamam ile sonunda bir şeyleri anlamaya başlamıştım.Bunca zamandır bu hesaptan yazan kişi Jimin'di.Daha sonra aklıma Jimin'in bana geçen gün bok gibi davrandığı geldi.Muhtemelen o gün Namjoon ile ben bu internetteki çocuk ile konuşurken o da bizi dışarıdan duymuştu ki odaya girdiğinde yüzü bir karış asık girmişti.
Elim ile alnıma vurdum ve oturduğum koltukta geriye yaslandım.Cidden ben Jimin gibi bir insanı nasıl unutmuş olabilir ya, nasıl onu hatırlamamış olabilirim.Hele de bana lisede o kadar yardımı dokunan bir arkadaşımı, müzikte ilerlemem için bana bir destek gibi gelen sevgisi ve sonuna kadar beni desteklemesini nasıl unutmuştum.Ben resmen çok salak, beyni boktan bir çöp olan, hiçbir şey bilmeyen aptal herifin tekiydim.
Çocuk ilk önce beni liseden sonra unutmamış, bulmuş daha sonra da muhtemelen ben onu hatırlamadığım için de benimle direk konuşamamış bu yüzden de şirkete beni tanımıyormuş gibi girmiş bile olabilir.Gözümün önüne gelen görüntüsü ile derin bir nefes aldım.Aslında cidden lisedeki o şirin, nerd* tipli hali gitmiş yerine resmen ayaklı güzellik gelmişti.Yani hatırlamamı da biraz ona vuruyordum açıkçası.
Ayrıca cidden beni tanımasına ve yanımda bulunmasına rağmen lisede ona yaptığım boklukları unutmuş gibi gayet bana iyi davranmıştı.Gerçi zaten Jimin ne zaman kötü biri olmuştu ki, kötü olan her zaman bendim ve bunu da lisede ona göstermiştim zaten.
Aklıma gelen sevmediğim anılar ile derin bir nefes aldım ve kafamı salladım.Daha sonra daha fazla böyle şeyler düşünmemem gerektiğimi anladığımda koltuğun üzerinde duran anahtarlığımı alıp evden çıkmak üzere montumu giymeye başladım.Şu anda yanına gitmem gereken biri vardı.
nerd*= inek öğrenci
Sonlara yaklaşıyoruzzz
umarım bölümü beğenmişsinizdir
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Once | yoonmin
Hayran Kurgu"Bakalım Min Yoongi'nin hafızası ne kadar iyi." *başları texting ama ileriki bölümler normal yazı olacak*