"Görüyorum ki işe gelecek kadar iyileşmişsin." Önümde toparladığım makyaj malzemelerini birden gelen ses ile tekrardan masaya düşürdüğümde kafamı çevirip Yoongi'ye baktım.Normal bir insan olsa şu anda onu beni korkuttuğu için boğazlamıştım ama o Min Yoongi lütfen,benim asla sevmeyi bırakmadığım çocuk.
"Evet,teşekkür ederim hyung,yaptığın şeyler için." Eli ile saçımı karıştırıp diğer yanıma geçtiğinde çok tepki vermemek için ayak parmaklarımı sıkıp dilimi ısırdım.
"Önemli değil sarışın,umarım bir daha böyle bir şey yaşamayız." Gülümseyip kafamı salladım ve geri yaptığım işe döndüm ama bir türlü odaklanamıyordum.Neden mi ? ÇÜNKÜ ZIKKIM ADAM HALA YANIMDA DURMUŞ BENİ İZLİYORDU !
"Bir şey mi diyecektin Yoongi hyung ?" En sonunda dayanamayıp yüzümdeki gülümseme ile ona döndüğümde kolunu masaya kafasını da eline dayamış bir şekilde beni izlediğini gördüğümde olduğum yerde bayılacaktım ki kendimi son anda tuttum.
"Aslında aklımdan bir şey geçiyordu ister-"
"SELAM ÇOCUKLAR !" Seokjin hyung birden elinde çantayla yanımızda belirdiğinde dikkatimi Yoongi'den çevirip ona baktım. "Selam hyung,ne oldu seni çok heyecanlı gördüm ?" Gülümseyip ona bakmayı devam ettiğimde eli ile saçlarını düzeltip üzerini düzeltti çünkü kendisi Kim Seokjin'di,görüntüsünün yemek yemek kadar önemli olduğunu düşünen adam.
"Aslında güzel haberlerim var Yoongi'nin çekimleri bittiğine göre ekipçe bir yerlere yemek yemeğe gideceğiz.Sen de gelmelisin." Parlayan gözler ile bana bakarken tabi ki bu fikri kabul etmeyi düşünüyordum çünkü ZIKKIM MİN YOONGİ'Sİ İLE YEMEK YİYECEKTİM.
"Aslında çok güzel olabilir teşekkür ederim hyung." Şirince gülümseyip ona baktığımda olduğu yerde zıplayıp ellerini çırptı.Bazen kimin daha büyük olduğunu düşünmüyor değildim cidden. " Harika ! O zaman sen hazırlan ve binanın dışında gel araba orada bekliyor,bizi götürecek." Kafamı salladığımda bana el sallayıp ve kısa bir veda edip geri çıkışa doğru yürümeye başladı.Ben de hemen ardından bizi uzun zamandır izleyen Yoongi'ye döndüm.
"Hyung sen bana ne diyecektin ?" Yoongi gözlerime bir iki saniye bakıp yüzünü buruşturdu ve gözlerini devirip yaslandığı yerden kalktı. "Boşver,yemekte görüşürüz." Soğuk bir ses ile yanımdan çekip gittiğinde ilk birkaç saniye ne olduğunu anlamaya çalışsam aklıma gelen anılar ile derin bir nefes alıp kafamı iki yana salladım.Ne kadar zaman geçerse geçsin soğuk kalpli Min Yoongi'nin etkisi asla azalmıyordu.
*
*
*
*
*
"EVET ÇEKİMLER BİTTİĞİNE GÖRE ARTIK BİR KAÇ AY RAHAT OLACAĞIZ ! HEPİMİZ MİN YOONGİ'NİN BAŞARILARINA VE TATİLİMİZE İÇELİM !" Herkes ellerindeki bardakları havaya kaldırıp bağırarak konuşan adama katıldıklarında ben de gülümseyip elimdeki bardağı kafama diktim.
"Hey Jimin,şirket seni çok beğenmiş bu yüzden burada kalıcı olabilirsin.Bir de benden duymamış ol ama bunda birinin çok büyük bir etkisi var." Seokjin hyung gülümseyip bana göz kırptı ve kafası ile yanında oturan Yoongi'yi işaret etti.
Ne kadar gözlerimi devirip dediği şeye gülsem de içimdeki çılgın liseli resmen yerinde zıplayıp duruyordu.Min Yoongi'nin beni şirkete öveceğini hiç düşünmezdim cidden,hayatımdan daha fazla bir şey istemiyorum,artık daha fazla nasıl böyle şeyleri kaldırabilirim onu düşünüyorum.
"Yoongi'nin şimdi böyle başarılı olduğunu gördükçe aklıma lise zamanların geliyor." Namjoon hyung hafif sarhoş olmuş bir şekilde konuştuğunda gözlerimi oraya çevirdim.Elindeki yarısı içilmiş bardağı tutarken bir yandan da gülümsemiş ve kafasını sallayıp saçları ile oynamıştı.Yoongi'ye feci düşmeseydim Namjoon hyung'a bile yürümeyi düşünebilirdim.
"Sizin ikinizin hala nasıl aynı liseye gittiğini anlamıyorum.Seni bu beyinle nasıl okuttular Namjoon ?" Seokjin dalga geçerek Namjoon hyung'a söylediğinde ben de ister istemez güldüm.Gözüm Yoongi'nin yüzündeki küçük sırıtmayı da yakalamıştı tabi ki. "Hyung ! Bilmeni isterim ki ben lisede en zeki öğrencilerden biriydim,hatta sonrasında o kadar çok üniversite teklifi geldi ki bana sana anlatamam." Namjoon hyung kaşlarını çatıp ellerini kullanarak olayları abarta abarta anlattığında Seokjin hyung da yaptığı işi bırakıp gülümseyen bir yüz ile ona dönmüştü. " Ama biliyorsun ki yanımdaki bu adamın her zaman yanında olacağına söz verdiğim için bütün bu teklifleri çevirip Yoongi ile çalışmaya başladım." Cümlesini bitirdikten sonra hemen yanına dönüp Yoongi'nin omzuna kolunu attı. "Yanlış anlama seninle çalışmayı cidden çok seviyorum." Üçümüz de Namjoon'un bu götünü kollama çabasına kahkahalar ile güldüğümüzde bir süre gözüm etrafımdaki bu üç adama odaklandı.Min Yoongi'ye olan hayranlığımın bana böyle arkadaşlar kazandırdığı için cidden çok mutluydum.
"Jiminnie~sen de bize biraz lise hayatından bahsetsene senin hakkında neredeyse hiç bir şey bilmiyoruz."
"Aynen Jiminnie~senin bu şirkete nasıl girdiğini bile tam bilmiyorum." Namjoon hyung gülüp Seokjin hyung'un söylediklerine katıldığında derin bir şekilde yutkundum ve gözlerimi masada önümde duran bardağa çevirdim.Elimi bardağa almadan önce gergin bir şekilde gülümsedim ve konuştum.
"Öyle özel bir şey yaşamadım..klasik lise işte." Bardağı kafama dikip içindekileri yuttum ve kısa bir şekilde karşıma baktım.Namjoon hyung ve Seokjin hyung hafif sarhoş olan kafaları ile ne kadar sıkıcı olduğum hakkında bir şeyler söylerlerken gözüm gözlerini bana dikmiş bir şekilde bakan Yoongi'ye kaydı.Gözlerini hafif kısmış bir şekilde bana baktığını gördüğümde kafamı hafifçe öne eğip ona baktım.Birkaç saniye baktıktan sonra omzunu silkip eline masada duran dolu bardaklardan birini aldı ve kafasına dikti.
*
*
*
*
*
"Ya inana biliyor musun ? Benim gibi bir güzelliğe çirkin dedi !" Seokjin hyung bir yandan Namjoon hyung'a kolunu atmış bir şekilde yürürken diğer yandan da kahkaha atarak adamın birinin ona dediği şeyleri anlatıyordu.
"Hyung inan inanamıyorum bunu sana nasıl söyler !?" Namjoon hyung ile Seokjin hyung kahkaha ata ata sokakta yürürlerken onların hemen arkasında ben ve Yoongi onların tam zıttı olarak daha sessiz bir şekilde ilerliyorduk.Soğuk yüzünden üşümüş olan ellerimi ceketimin cebine soktum ve gözümün ucu ile son 10 saniyeden beri yaptığım şeyi yaptım,Min Yoongi'ye bakmak.
Benim aksime sanki hiç soğuğu hissetmiyormuş gibi elini kolunu sallaya sallaya yürüyordu.Saat çok geç olduğu için saklanmak için taktığı şapka veya gözlük şeylerini kullanmıyordu.Zaten şu saatlerde sokakta gezen insanların çoğu sarhoş olduğu için onu görseler de tanıyacak kadar akla sahip olmuyorlardı.
"Sana bir şey diyim mi Park Jimin ?" Yoongi'den gelen ses ile ona dönüp kaşlarımı kaldırdım.Derin bir nefes bırakıp kafasını kaldırıp yola baka baka konuşmaya başladı. "Bizden bir şeyler sakladığını hissediyorum." Yoongi'nin dediği şey ile hızlanan kalbimin etkisini yüzüme yansıtmamaya çalışarak ona bakmaya devam ettim.
"Neden böyle düşünüyorsun ki hyung ?" Tamamiyle saf bir ses ile ona sorduğumda bu sefer bana döndü ve gözlerime bakmaya başladı.Kızaran yanaklarımı şimdiden hissetmeye başlamıştım.
"Neden düşünmeyeyim ?" Tam da Yoongi'den beklenecek bir cevaptı işte.İlk önce bir şey demek istesem de daha sonra sessiz kalmanın daha iyi olacağına karar verip ağzımı kapattım ve geri önüme dönüp Seokjin hyung ve Namjoon hyung'u izlemeye devam ettim.Düştüğüm durum yüzünden kalbim hızla atmaya devam ederken birden kolumdan tutulmam ile kafamı çevirecektim ki hemen ardından sağ kulağımda hissettiğim nefes ile olduğum yerde durdum.
"Ayrıca..lisen hakkında söylediklerine inanmıyorum.Belki Dünya'nın en iyi yalancısı olabilirsin ama beni kandıramazsın Park Jimin." Sonunda nefesini kulağıma üfleyip beni bırakıp ilerlemeye devam etti.Ben ise aklıma dolaşan düşünceler ve korkular ile gözlerimin dolmasını engellemeye çalışıp yavaş adımlar ile onu arkasından takip etmeye devam etmiştim.Cidden Min Yoongi hiç değişmemişti.
waow 1000 kelime yazmışım,helal olsun bana 🌟
bu sırada eğer yazım hatam varsa lütfen görmezden gelin 💜
oy ve yorumlarınız bekliyorum~!💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Once | yoonmin
Fanfiction"Bakalım Min Yoongi'nin hafızası ne kadar iyi." *başları texting ama ileriki bölümler normal yazı olacak*