piremseslerim beni takip eder öyle değil mi? sizleri seviyorum 🤟🏼
Şaşkınlıktan bir sağa bir sola bakıp durdum. Sınıfta tek sarı saçlı kişi olduğumdan dolayı herkesin gözü üzerimdeydi. Kızlar ciddi bir şekilde 'Ne? O benim yanıma oturmalıydı' gibisinden bakış atıyorlardı.
Jungkook tekrar gülüp konuştu;"Gerçi size sormak zorunda değilim."
Dedikten sonra yanıma gelip kolumu sarstı.
"Yana kay."
Şimdi ben sana kayacağım o olacak!
Demedim tabii ki. Ben ona gününü gösterirdim ama o dua etsin ki okulumdan ayrılmak istemiyorum.
"Yanımda sıra arkadaşım var gördüğün gibi."
"O zaman o arkadaşına söyle başka bir yere geçsin ben burada oturacağım."
Üzgün bir şekilde Kyung-so'ya baktım. Sorun yokmuş gibi gülümsedi.
"Sorun yok. Aynı sınıftayız ya sonuçta."
O çok kibar ve dürüst biriydi. Ayrıca çokta yakışıklı. Okulun üçüncü veya dördüncü tipiydi kızlar arasında.
Ben de ona karşılık olarak gülümsedim.
"Teşekkür ederim."
O sınıftaki tek rakibim olan Seulgi'nin yanına oturdu. Seulgi okul ikincisiydi ve zor bir rakipti. Sevgilisi de Jungkook'un arkadaşıydı eskiden.
Güzel biriydi ama bencil bir kişiliği vardı. Ayrıca herkese tepeden bakan bir tipti. Onun için pek yakın olmazdım onunla.Ayağa yer vermek için kalktığımda sırıttı.
"Duvar kenarına sen oturacaksın."
"Hayır."
"Ne? Hayır mı? Sen canına mı susadın acaba? Okuldan atılmayı bu kadar çok mu istiyorsun?"
"İNSANLARI KENDİ KEYFİNE GÖRE OKULDAN ATTIRAMAZSIN ANLADIN MI BENİ!"
Bir iki adım üzerime yürüdüğünde geriye adım atmadım. Herkes bizi izliyordu, öğretmen bile. Beni öpecek kadar dibime girdiğinde kaşlarımı çattım.
"Hayır zeki çocuk, atarım. Ve de atmakla sınırlı kalmam. Senin aklını bile alırım, sonunda da ne olur biliyor musun? Hayatın gözünün önünden bir film gibi geçer ve pişman olursun. Daha fazla benimle uğraşmanı sana tavsiye etmiyorum. Aksi takdirde.."
işaret parmağını göğsüme ittirdi ve iğrenç bir surat ifadesi ile yüzüme baktı.
"Cehennemin olurum."