evet bi takibinizi alırım gençler
"Hadi geç oldu eve gidelim, sıkıldım."
"Hayır. Ben eve gitmek istemiyorum Jungkook yemek yiyelim."
"Tamam gel benimle."
Her ne kadar eve gitmek istesemde onu kıramazdım. Zaten fazla da geç olmamıştı biraz vakit geçirmek sorun olmazdı. En yakın restorana gidip iki kişilik bir masaya oturduk.
Jimin ile birbirimize bakıp güldük. Elimi tuttu."En sevdiğim restoran."
"Benim de."
Sonra etrafına bakıp iyice çevreyi süzdü. Aniden asılan yüzü ve sarkıttığı dudakları bir sorun olduğunu belli ediyordu. Gergince ellerini çekip bana baktı.
"Sorun mu var? Ne oldu?"
"Ba-babam. Babam burada."
"Afedersin? Jimin senin baban Busan'da değil miydi?!"
"Ben de öyle sanıyordum."
Bende korkakça onun baktığı yöne çevirdim bakışlarımı. Onun olduğundan tekrar emin olduğumda bir küfür savurdum içimden.
"Lanet olsun Jimin gitmeliyiz."
"Kalk kalk durmamız bile suç!"
"Bir dakika-"
Jimin korkakça gözlerime baktı. Ben gülümsedim.
"Aslında arkadaş olduğumuzu söylesek sorun olmaz bence."
"Jungkook saçmalama! Geçen gün telefonu salak gibi açık unutmuşum tüm konuşmalarımızı okudu! sevgilim olduğunu biliyor artık."
"Jimin tam bir aptalsın."
Ardından mahçupça gülümsedi.
"Üzgünüm."
"Neyse gidelim artık."
"J-jungkook babam buraya geliyor!"
"Off Jimin! Ne yapacağım ben?!"
"Çok geç kaldık. Neyse biraz sakin davran. Babam anlayışlıdır."
"Biz ona tırsmak diyelim bence."
Babası yavaş yavaş buraya adımlarken gayet ciddi ve ağırdı. Korkmasam asıl garip kaçardı.
Neyse imajımızı kirletmeden soğuk davranmaya çalışalım değil mi Jungkook?
Bende öyle düşünüyordum zaten öhöm.
Masaya oturdu ve Jimin'e baktı.
"Habersiz geldiğim için üzgünüm oğlum."
"Sorun yok babacığım hoşgeldin. Seni özledim."
Jimin babasına sarıldı. Bana da kaş göz işareti yapıyordu. Anlamıyorum diye el kol işareti yapsam da yine bildiğini yapıyordu.
"Ee baba nasılsın?"
"İyiyim oğlum. Şu yakışıklı bey oğlumuz kim?"
Jimin'e 'Beni kurtar yalvarırım' bakışı atıyordum ki babası az daha anlayacaktı. Birden tıslayarak ve biraz da içimden Jimin'e yalvarmaya başladım.
Neyse sonra da o bana yalvarır ne yapalım.
Fesat anlayınız.
"Jimin beni kurtar Tanrı aşkına!"
"Jeon Jungkook, baba."
"Sevgilin olan Jungkook mu?"
Şimdi faka basmıştım işte. Jimin senin elimden çekeceğin var.
"Şey evet baba."
Ciddiliği yüzünden altıma kaçıracağım adam aniden gülümseyince komik bir şey mi oldu diye merak etmedim değil.
"Yüzün çok korkunç bir hâl almış oğlum. Korkma ilişkinize onay veriyorum sorun yok. Sadece biraz garip o kadar."
Babası hâlâ kahkaha atarken benim korkmam normal miydi bilmiyorum ama pek rahatlamıştım.
"Sağ olun efendim, teşekkür ederiz."
"Kibarlığından dolayı asıl ben teşekkür ederim oğlum ne demek."
Gülümsedim ve derin bir nefes aldım. Az kalsın yüreğime iniyordu.