bu bölüm romantik okurlarım için 👼🏻🌞
"Her şey için özür dilerim, böyle olmamalıydı."
Sonradan duraksadım. Daha fazla nefes alamıyordum, daraldım. Saatlerdir özür diliyordum. Gözlerimi bir kez daha kapattım ve sustum.
Sonradan elimi sıkan bir el hissettim. Teni tenime göre biraz soğuktu. Şaşırdım, kafamı kaldırıp ona baktım. Uyanmıştı.
"İnanamıyorum, uyandın!"
Gözlerini yavaş yavaş açan Jungkook'a minnettar şekilde baktım.
Ne güzel bakıyordu öyle.
"Jimin?"
"Aman Tanrım! Efendim Kookie'm?"
Sonradan tavana baktı. Bir süre tavanla bakıştı. Bense onu izliyordum, çok mutluydum ve her an ona sarılabilirdim. İstediğim zaten buydu.
"Hastane mi?"
Daldığım o mükemmel gözlerinden ayılıp ona baktım. Gülümsedim.
"Evet, hastane."
"Neden?"
Sorduğu sorular yüzünden küçük kahkahamı tutamadım. Bu hâlde bile insanı mutlu edebiliyordu.
"Neden ağlıyorsun?"
"Üzgünüm Jungkook. Ben çok mutluyum."
Elimle ağzımı kapattım. Tekrar gözlerimi kapatıp gözyaşların akmasına izin verdim.
Yavaşça elini elime kenetlendi. Üzerime çöken sıcaklık yüzünden şu an bayılabilirdim, heyecanlandırdı.
"Ağlama."
"A-ağlamıyorum ben-"
"Neden yalan söylüyorsun? Ağlama, İstemiyorum."
"Tamam, ağlamıyorum."
"Artık çıkmak istiyorum buradan."
"Bir günümüz daha var bebeğim."
"Olmaz, kalmam ben burada."
"Ben yanındayım ama?"
"Zaten onun için kalamam."
"Ne? neden?"
"Bu haldeyken sana sarılamam."
O konuşurken ağladığımın farkında değildim. Akıyordu bozuk musluk gibi, sürekli. Beni ağlatan şey onun mükemmelliği ve sıradışı sözleriydi. Onun yanında güvende hissediyordum, her şeyim olmuştu kısa bir sürede.
Dışarıda hafif hafif esen rüzgar ve az az yağan yağmur odaya açık pencereden huzuru getiriyordu.
"Bu haldeyken seninle yatamam, uyuyamam."
"Ben de sensiz yapamam Jungkook."
Gülümsedi, o mükemmel gülüşü ile gülümsemiști.
"Yanımda yat Jimin, hemen şimdi."