Bu benim ilk hikayem ve hayalimi kelimelere dökmekte zorluk çekiyorum. Yine de çabalamaktan vazgeçmeye niyetim yok. Bu yüzden hatalarım varsa lütfen şimdilik görmezden gelin. Ama eleştirilerinize her zaman açığım.
Fotoğraf Vanessa
Ölmek berbat bir hismiş. Asla tarif edilemeyecek kelimelere dökülemeyecek bir hismiş. Hayatın kıymetini anlamak için herkes bir kere bile olsa ölmeli.
Görüşme odasına büyük bir sırıtışla girdim. Bir hafta sonunda arkadaşlarımla görüşebilecektim. Burada günler geçmiyordu ve dışarıda neler olup bittiğini merak ediyordum. Sandalyeme oturup telefonu elime aldım. Robert ve Jessica gelmişlerdi. Ortamızda cam vardı ve telefonla konuşabiliyorduk.
J: Nasılsın?
V: İyi olmaya çalışıyorum. Büyük olasılıkla koğuş arkadaşlarımı merak ediyorsunuzdur. Merak etmeyin hepsi çok iyi. Bazen bana hizmet yaptırıyorlar ama ben hallediyorum. Diğer koğuşlara gitmediğim için şanslıyım. Eee siz nasılsınız, peki ailem?
İkisi birbirine baktılar, anladığım kadarıyla iyi değildi.
V: Lütfen bana her şeyi anlatın? Özellikle de ailemi.
R: Kan parasını ödeyebilmek için evini ve eşyalarını sattık ama merak etme özel eşyaların bizim yanımızda. Ama yetmedi devamını Azra karşıladı.
Devam etmesi için gözlerinin içine baktım.
R: Abin yakında evleniyormuş yani 3 ay sonra. Abinle konuştuk biliyorsun annenle baban yaşlı bu yüzden düğün geçesi kadar söylemek istemedi.
Bunu duyduğumda sinirden güldüm. Gerçi ailemin öğrenmemesi iyi olmuştu çünkü hastalıkları kötüleşebilirdi. Ama abim... Beni ziyarete bile gelmemişti gerçi yıllardır hiç konuşmamıştık üvey abimle. Jessica gözleri yaşlı bakıyordu. Ben onun kadar duygusal değildim ve buna kendimi biraz olsa bile hazırlamıştım.
V: Böyle olması iyi olmuş. Ben telefon görüşme hakkımda onları ararım artık düğün içinde bir yalan bulurum. Yeter ki onlar iyi olsun.
Gardiyan son 5 dakika diye bağırdı. Kendimi gülümsemeye zorlayarak onlara baktım.
J: Neden, neden bunu yaptın? Bir süre gözlerinin içine baktım. Ben şimdi ona ne diyecektim. Yapmadığım bir suçun bedelini ödemem yetmiyormuş gibi her şeyimi de kaybetmiştim. Keşke ben anlatabilseydim ama Victoria'nın anlatması daha iyi olurdu çünkü onların yardımına da ihtiyacı vardı.
V: Benim için Victoria'yı bulun o size her şeyi anlatacak. Kendinize iyi bakın deyip ayağa kalktım. Hiç arkama bakmadan görüşme odasından çıktım. Çünkü baksaydım onları bırakamazdım. Victoria ile detaylıca konuşmuştuk. Yapılması gereken tek şey Thomas'ın o ilacı alıp yarım bıraktığı işi tamamlamasıydı. Bu süreçte onu yönlendirebilecek tek kişi Victoria. Ancak ona güvenemem bu yüzden bu olaya Jessica ve Robert'te dahil olmak zorunda.
+++++++++++++++++++++++
Dört duvar arasında yaşamak ruhu hapsetmek gibidir. Özgürlüğün elinden tamamen alınmıştır ve sen ne kadar kaçmak istesen de kaçamazsın. Bazen sadece yalnız kalmak istersin onu bile yapamazsın. Sadece birkaç saatlik hava almak sana yetmez zaten onda da gördüğün tek şey gökyüzüdür. Tehlikeli insanlarla dolu olsa da çevren, hobi vakti senin tek dayanağın olur. Ve görüşme saatleri. Hapishanede hayat oldukça maratondur.
Saat gibi işleyen günümde vakit duş zamanına gelmişti. Bu yüzden şampuan havlu gibi ihtiyaçlarımı alıp duş kabinine doğru ilerledim. Sıcak suların keyfini çıkartarak duşumu aldım ve kabinden çıkmadan üstümü giyindim. Kabinden çıktığım da üç kişi vardı ve bana bakıyorlardı. Niyetlerinin iyi olmadığı aşikardı ama sorun onları tanımıyordum.
-Beni çok beklettin kızım? Ortalarındaki siyah saçları bağlı, zayıf ama yapılı kadın konuştu.
-Kimsin sen?
Hiç kimse diyerek üzerime geldi. O üzerime gelince diğerleri de gelmeye başladı.
-Benden uzak durun hepiniz ya da sorunun ne olduğunu söyleyin. Karnımda hissettiğim acıyla neye uğradığımı şaşırdım. Kadın beni ne olduğunu bilmediğim bir şeyle bıçaklamıştı. sapladığı makası yerinden çıkartınca ne olduğunu anlayabildim. Ama beynim acıdan uyuşmuş gibiydi ve istemsizce dizlerimin üstüne çöktüm. Elim yine istemsizce karnımdaki yaraya gitti. Kanın sıcaklığını ve sıvılığını hissedebiliyordum. Yardım çağırmalıyım diye geçerdim aklımdan. Ama benim yapabildiğim tek şey yere yığılmak oldu. Son gördüğüm şey banyodan çıkan üç çift ayaktı.
YAZAR BAKIŞ AÇISI
Ameliyathanenin önünde Vanessa'nın annesi ve babası oturarak ağlıyordu. Babası belli etmemeye çalışsa da acı çektiği her halinden belli oluyordu. Üvey abisi ve sevgilisi ise annelerine moral vermeye çalışıyordu. Vanessa'nın söylediği yalan ortaya çıkmasın diye sokakta bir sarhoşun onu bıçakladığını söylemişlerdi annesiyle babasına. Söylemediği ve söyleyemediği için içi huzursuz olsa da ailesine söylemek gibi bir niyeti yoktu abisinin. Çünkü ailesinin bunu kaldıramayacak kadar yaşlı olduklarının farkındaydı. Uzun zamandır görüşmeseler de gözlerinin kıp kırmızı olması ona değer verdiğinin kanıtıydı. Belki de ölümün gerçekliğinden kaynaklıydı belki de gerçekten de derinlerde bir yerde ona değer veriyordu. Diğer bir köşe de ise Robert ve Jessica vardı. Her ikisinin hali de kötüydü ve birbirlerine sarılmış bir şekilde dua ediyorlardı. Tüm gerçeği bildikleri için üzüntünün yanında büyük bir öfke de hissediyorlardı. Jessica yeni gelen Victoria'yı fark edince sinirle üstüne yürümeye başladı. Düşündüğü tek şey keşke Vanessa yerine o ölseydi şeklindeydi.
-Defol... Defol buradan... Robert susmasını sağlamak için hızla ağzını kapattı. Birkaç dakika çırpındıktan sonra Jessica ona sakinim gibi bir hareket etti ve ağzından onun ellerini yavaşça çekti. Victoria'yı kolundan sıkıca tutup ilerlemeye başladı. Victoria ise sanki robot misali hareket onu takip ediyordu. Gözleri ağlamaktan kızarmış ve görüşü bulanık bir vaziyetteydi. Thomas ellerini yumruk yapmış yavaş adımlarla onları takip ediyordu. Jessica kimsenin olmadığı bir yere gelince onu duvara itti.
-Hepsi senin yüzünden. Biz normal bir şekilde yaşıyorduk. Sen onu bu işe dahil etmeseydin o şimdi hayatına devam ediyor olacaktı. Sizin gibi yaşamayı bile hak etmeyen insanlar yüzünden masumların canının yandığı yetmedi mi? Size yardım etmeyeceğiz. Defol buradan. Thomas sende...
Jessica bunları gözyaşları içerisinde bağırarak söylüyordu. Yüreğindeki acı sesine öyle bir işlemişti ki bu herkesi darmadağın etti özellikle de Victori'yı. Çünkü ortada değişmez bir gerçek vardı: Vanessa'nın başına gelen her şeyden o sorumluydu. Herkes bu gerçeğin altında ezilirken Jessica dışında hiç kimse hareket etmiyordu. Büyük yüzleşme bundan sadece iki saat önce gerçekleşmişti. Vanessa'nın isteği üzerine onları da dahil ederek onlara en ince ayrıntısına kadar her şeyi anlatmıştı. O zaman en ağır tepkiyi veren Thomas'tı. Robert ve Jessica ona sinirli olsalar da Vanessa cinayet işlemediği için de rahatlamışlardı. Thomas'ın duyguları karman çorman olmuştu. Hayal kırıklığı, öfke, vicdan azabı ve daha nice duygular hissetmişti. Thomas kendisinden geçmişini sakladığı için, kendisine yalan söylediği için, deneyin devam ettiğini bildiği halde sustuğu için sinirli ve kırgındı. Jessica ve Robert ise Vanessa'yı bu işe dahil ettiği için sinirliydiler. Sadece yarım saat sonra kötü haberi aldılar. Thomas "Şu an önemli olan şey onun ameliyatı. O yüzden öfkenizi içinizde tutun." Diyerek Victoria'nın kolundan tuttu. Onu ameliyathanenin olduğu alana sürükledi. O kadar sıkı tutuyordu ki kolunun moraracağı kesindi ama bu ikisinin de umurunda olmamıştı. Hatta bunu fark etmemişlerdi bile. Robert, Jessica'nın yüzünü ellerinin arasına alıp gözlerinin içine baktı.
-Lütfen sakın ol... Merak etme ona hiçbir şey olmayacaktır. Biliyorsun o çok güçlü bir insan.
Jessica ağlayarak başıyla onayladı. Neredeyse gözyaşları durmuştu ve Robert'in söyledikleriyle umudu tekrar yerine gelmişti. Robert bir şeyler söylemek istese de kelimeler dudaklarından dökülmüyordu. Jessica'nın titreyen sesiyle söyleyebildiği tek şey geri dönelim oldu. Robert hiçbir şey söylemeden ellerinden tutup ilerlemeye başladı. Biraz ilerledikten sonra diğerlerin doktorla konuştuklarını gördüler bu yüzden adımlarını hızlandırdılar. Bu doktoru duyabilecekleri kadar yaklaşmalarını sağlamıştı. Ama doktorun sözleri onları oldukları yere mühürledi.
-Maalesef hastayı kaybettik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN BORCU
Научная фантастикаBirisine can borcunuz olsaydı bunu ödeyebilmek için neler yapardınız? Mesela bir suçu üstlenir miydiniz? Ben üstlendim. Serbest kalacağımı zannederken mahkum oldum ve her şeyimi kaybettim. NOT: Bu benim ilk yazım bu yüzden muhakkak ki hatalarım olac...