Bölüm 3: "Bir Anlaşma"

25.6K 3.6K 5.6K
                                    

Keyifli okumalar *sonsuz kalpler*

-------

Taehyung, her zaman gittiği kafede en köşeye, insanların gözlerinden uzağa, oturmuştu. Mavi kürkü, onun zayıf bedenini gizliyor, olduğundan daha iri gösteriyordu. Kapalı havaya rağmen tanınmamak için taktığı güneş gözlüğünü orta parmağıyla düzeltti. Kıstığı gözleriyle telefon ekranındaki yorumları okuyor, ilişki haberine karşı halkın tepkisini kendi kafasında tartıyordu.

"Doktoru yargılamayın, yıllarca üniversite okusanız siz de bir porno oyuncusuyla ilişki yaşamak gibi çılgınlıklar yapmak istersiniz. Seni sonuna kadar destekliyorum, Jeon Jungkook."

Taehyung, bu yorumun binlerce kez beğenildiğine hayret ediyordu. Biraz daha aşağılardaki yorumları okudukça çoğunun Taehyung'a değil de Jungkook'a destek verdiğini görmüştü. Sırf yorumlara eksi atmak için açtığı hesabını kullanmak için tam vaktiydi.

Parmağıyla sanki ekranı kırmak istiyormuş gibi her yorum için teker teker eksi butonuna basmaya başladı:

"Bir doktorla evleneceğine göre artık sektörden emekli olabilir misin Kim Taehyung?"

"Sektörde birlikte olmadığı adam kalmamıştı, şimdi de başka mesleklere yönelmiş. Ben takdir ettim, keşke bu kadar hızlı yaşasam hayatı."

"Mutlu olacaklar mı? Taehyung'un çok fazla skandalı var. Eminim Jeon Jungkook'un arkadaşları bile Taehyung'un uygunsuz videolarını izlemiştir. En fazla beş-altı ay sürer, kısa süre içinde ayrılırlar."

"Porno oyuncusuyla çıkmanın nesi kötü? Ben de Taehyung ile çıkmak isterdim."

Taehyung, bu yoruma eksi atarken titremişti. Dişlerini sıkarak, "Ben porno oyuncusu değilim, mağdur olan taraf benim, seni salak..." diye söylenmişti.

Kafenin kapıları bu esnada açıldı ve içeri kahverengi saçlı, uzun boylu bir kadın girdi. Elli yaşına girmiş olmasına rağmen oldukça cesur giyinmişti ve oğlunun parasıyla yaptırdığı estetikler sayesinde oldukça genç gösteriyordu. Yüksek topuklularından çıkan tok seslerle birlikte Taehyung'un masasına doğru ilerlemeye başlamıştı.

Taehyung, başını kaldırdığı anda masasına doğru yürüyen esmer kadınla göz göze geldi. Telefonunu masaya bıraktıktan sonra memnuniyetsiz bir tavırla bakışlarını cama çevirdi. Esmer kadın, masanın önünde dikilmişti ve yorulduğu için hızlı hızlı soluklanıyordu.

"Ben senin iş arkadaşın mıyım? Kafeye çağırmak nasıl bir saçmalık?"

Boş bakışlarla kadının suratını süzdü. Ardından, tam karşısındaki sandalyeyi işaret etti. "Otursana, anne."

Esmer kadın, el çantasını sertçe masaya bıraktı. Oğlunun söylediğini yapıp sandalyeye geçtiğinde arkasına yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmişti. "Nişanlın nerede?"

"Seninle tanıştırmayacağım. Boşuna bekleme. Sürekli beni araman rahatsız edici. Bu yüzden bir an önce konuşalım ve konu kapansın istedim."

"O halde sadece sana sorayım, ne işler çeviriyorsun? Sakın inkâr etmeye çalışma, her şeyin farkındayım. Bütün ülkeyi kandırsan bile beni kandıramazsın."

"Eski sevgilimin internete düşürdüğü videodan sonra bana ciddi bir ilişkim olmasını söylemiştin. Ben de sözünü dinledim işte."

"Hayır, sözümü dinlediğini düşünmüyorum. Ben oğlumu herkesten daha iyi tanırım. Bu kadar kısa sürede aklının başına gelmiş olması imkansız. Patronun sahte bir haber mi yaptı?"

Save It Til Morning | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin