Bölüm 11: "Bedenim Çürüyor"

20.9K 2.8K 5.1K
                                    

Keyifli okumalar *sonsuz kalpler*

--------

"Sen gerçekten..." dedikten sonra gerginliğine rağmen büyük bir kahkaha patlattı. "Delirmişsin. Her şeyi kendine özel sanıyorsun. Hatta biliyor musun, dünyayı kendi etrafında dönüyor sanıyorsun, Taehyung."

"Bu kadarı fazla değil mi? V lakabını kullandığım dönemlerde imza günüme katılmışsın. Şimdi de belindeki V dövmesini görüyorum. Jungkook, ben aptal değilim."

"Sana aptal demedim. Egoist olduğunu söylemeye çalışıyorum. Her şeyin sebebini kendine bağlıyorsun. Uyan Taehyung, benim senden öncede bir hayatım vardı. Sırf imza gününe katıldım diye seni sevmek zorunda değilim. O gün senden imza alan çoğu kişi şu an hayranın olmayabilir."

Kırıcı olmaktan çekinse de bu sözler ağzından çıkmıştı. Bedeni kaskatı kesilmişken Taehyung'un yüz ifadesini inceliyordu. Karşısındaki esmerin kırıldığını fark ettiğinde içinin parçalandığını hissetti. Onu kırmayı hiç istemezdi ancak Taehyung'un kendisinden korkmasını istemiyordu. Onun ölü olduğunu kabullenemezdi. Jimin'in kabullenmesi bile çok zor olmuştu. Taehyung gibi hassas bir insan ondan uzak dururdu ve Jungkook da Taehyung'un kendisinden bir adım uzağa bile gitmesini istemiyordu.

Taehyung, bir süre bakışlarını banyonun zemininde gezdirmiş ardından kısık çıkan sesiyle, "O halde dövmenin anlamı ne?"

Jungkook cevap vermedi. Bir yalan düşünüyordu. Taehyung'un sabırsızlığını hissedince aklına gelen ilk şeyi söyledi, "Eski sevgilimin adının baş harfiydi. Çift dövmesi yaptırmıştık. Onun belinde de benim adımın baş harfi var."

Yeniden sessizliğe gömüldüler. Jungkook, Taehyung'un hayal kırıklığına şahit olmuştu. Alt dudağını ısırdı ve eliyle ensesini kaşıdı. Artık gözleri onun üzerinde değildi çünkü suratındaki hayal kırıklığı onu zorluyordu. Yalanını devam ettirebilmesi için karşısındaki kişiye karşı acımasız davranmalıydı. Başka türlü kolaylıkla kendini ele verebilirdi.

"Seninle aşk hakkında konuştuğumuzda... bana böyle bir cevap vermemiştin Jungkook."

"Sana söylemek istemedim."

"İnsanlardan kolaylıkla sıkılan, ciddi ilişki adamı olmadığını anlatmıştın. Şimdi de bana diyorsun ki..." Konuşmasına devam etmeden önce yutkundu. Jungkook'un söylediklerine inanmakta zorluk çekiyordu. "Birini o kadar sevdin ki onun adını sonsuza dek vücudunda taşımak istedin. Öyle mi?"

"Taehyung, özel hayatımdan uzak dur. Seninle alakalı değil diyorsam sadece uzak dur."

"Dövmeyi hâlâ sildirmediğine göre onu hâlâ seviyor olmalısın."

Jungkook, olayların iyice karışmasıyla birlikte aklını kaçıracağını hissetti. Karşısındaki esmer adam her an ağlayacakmış gibi görünüyordu.

"Saçlarımı yıkayacağım. Dışarı çık." diyerek onu geçiştirmeye çalıştı. Yalanının ortaya çıkmasına izin veremezdi. Duygusal davranacağı bir anda değildi. Taehyung'u tüm bu olaylardan uzak tutması gerekiyordu.

"Kısa bir cevap istiyorum. Hatta tek kelimelik bir cevap. Dövmeyi sildirmediğie göre o kişiye karşı hâlâ bir şeyler hissediyor musun?"

"Beni yalnız bırak. Senin sevgilini ve grup seks yaptığın diğer adamları hiçbir zaman sorgulamadım. Sen de benim geçmişimden uzak dur."

"Kısa bir cevap istedim sadece. Onu hâlâ seviyor musun?"

"Şu soruyu sormayı bırak artık. Konuşmak istemiyorum." Taehyung'un elindeki havluyu çekip almak zor olmamıştı. Esmer adamın havluyu tutacak hali kalmamıştı bile. Taehyung'un göğsünü iterek onu geri geri yürüttü. Banyodan çıkardığında hiçbir şey söylemeden kapıyı suratına kapattı.

Save It Til Morning | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin