Bitter Sweet (14)

269 24 9
                                    

"Sana inanamıyorum." dedi Shen Wei hayal kırıklığı dolu gözleriyle Zhao Yunlan'a bakarken. Yunlan bakışlarını yerden kaldırmadı. "Daha bu sabah bana beni sevmeyi bıraktığın günün öldüğün gün olacağıyla ilgili şeyler söylüyordun!" genç adam bir şey söylemek istercesine ağzını açtı ama sonrasında vazgeçerek sustu. "Bir şey söyle! Neden?!"

"Çok safsın Shen Wei." dedi Zhao Yunlan bir anda gülmeye başlayarak. Shen Wei şok içerisinde kasıldı. "Seni kandırdığımı anlamayacak kadar safsın."

- Sabah -

Shen Wei, açılmamak için direnen göz kapaklarını açtı zorla. Sevgilisinin kokusu ve kollarıyla sarmalanmış bir şekilde yataktan ayrılmanın ne kadar zor olduğunu fark etti.
Bir hafta önce, Dixing'den döndükleri zaman. Zhao Yunlan'ın yüzündeki o tarifsiz bakışın ne olduğunu eve geldikleri an çok zevkli bir şekilde tecrübe etmişti. Uzun bir haftadır rüya gibi bir tatil yapmışlardı. Birbirlerine doymuşlardı. Şimdi ise kulak tırmalayarak çalan alarm Shen Wei'ye ara sıra derslere gitmesi gerektiğini hatırlatmak istiyor gibiydi.

"Günaydın." dedi Yunlan keyifli bir şekilde. "Saat kaç?"

"Günaydın. Neredeyse on olmuş." Zhao Yunlan kapalı gözlerinden bir tanesini açtı şaşkınca.

"O kadar olmuş mu ya?" hızla yataktan doğrulup Shen Wei'ye günaydın öpücüğü verdikten sonra banyoya koştu.

"Ne bu acele?" Yunlan hazırlanabilmek için etrafta koşturuyordu. Shen Wei şaşkınca izlemekle yetindi.

"Toplantı!" Sevgilisinin bu panik hallerine güldü ve hazırlanmaya devam etti. Zhao Yunlan, Dixing insanlarının rahat bir şekilde Haixing'e yerleşmesi için elinden geleni yapıyordu. "Ne düşünüyorsun öyle?" diye sordu Yunlan keyifli bir şekilde.

"Seni ne kadar sevdiğimi düşünüyordum." Wei'in cevabı Yunlan'ı gülümsetti. Genç adam hazırlanma işini bir kenara bırakıp yatağın kenarında oturan sevgilisinin önüne diz çöktü ve yüzünü ellerinin arasına aldı.

"Ben de seni çok seviyorum." dedi gözlerinin içine bakarak. "Hem de o kadar çok seviyorum ki, seni sevmeyi bıraktığım gün anca öldüğüm gün olur." Shen Wei gülümsedi ve elini, sevgilisinin eline koyup gözlerini kapattı. Burada, Zhao Yunlan'ın yanında huzurluydu. Korkusuzdu. Hayatında başına gelebilecek hiçbir şey onu korkutmuyordu. Zhao Yunlan yanında olduğu sürece her şeyin üstesinden gelebilecekmiş gibi hissediyordu...

Zhao Yunlan, Shen Wei'yi okula bıraktıktan sonra toplantıya yetişmek üzere gitmişti. Shen Wei, hayatının en güzel günlerinden bir tanesini geçiriyor gibi hissediyordu. Mutlu uyanmıştı, şımartılmıştı, huzur doluydu.

"Profesör Shen!" diye seslendi genç bir ses. Shen Wei yüzündeki gülümsemeyle kendisine doğru gelen öğrenciye döndü. Shen Wei'in yüzüne ilk defa böylesine fütursuz bir gülümseme gördüğünden dolayı olsa gerek, genç kız bir an afalladı.

"Evet?"

"Profesör, uzun zamandır yoktunuz. Hasta olduğunuzu söylediler." Shen Wei bir an ne hastalığı diye soracak oldu ama eğitimi sırasında bir yandan da okula vakit ayıramadığı için yıllık iznini kullandığını hatırladı.

"Evet, ama şimdi çok daha iyiyim. İlgin için teşekkürler." genç adam öğrenciyi geride bırakıp ihtiyaç duyduğu şeyleri almak üzere odasına girdi. Odada dikkatini çeken ilk şey camın önünde oturan şişko kedi oldu. "Günaydın Da Qing." dedi neşeyle. "Seni buraya hangi rüzgar attı?" Da Qing pencerenin mermerinden aşağı atladığı sırada insana dönüştü. Yüzündeki ifade, Shen Wei'in gülümsemesinin silinmesine sebep oldu. "Neler oluyor?"

For A Week (Weilan BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin