Shen Wei'nin kadifemsi sesi Zhao Yunlan'ın zihnini büyük ölçüde meşgul ediyordu. Ettikleri kısa muhabbette yaptığı her mimiği santim santim incelemişti belki de. Cennetin dünya üzerindeki sureti gibi görünen o adamı daha fazla konuşturabilmek için saçma sapan sorular sormuş, kendi istediğini elde edebilmek için bir süre dil dökmüş ve başarmıştı. Üniversiteyi araştırıyorum bahanesiyle Shen Wei'yi kendisiyle bir gün geçirmeye ikna etmişti.
Birlikte geçirecekleri o gün iş içindi ama Yunlan kendisini heyecanlanmaktan alamıyordu. Sabah uyandığında giyinirken ya da keyifli bir şekilde ıslık çalarak saçını yaptığı sırada onu düşünmeden duramıyordu.
Sonunda hazır olduğunda buluşma saatlerine daha uzun bir süre olmasına rağmen evden çıktı ve motorunu bırakıp nehir kenarına yapılmış olan şık restorana doğru keyifli bir yürüyüş tutturdu.
Restorana ulaştığında Shen Wei'nin daha yeni geldiğini gördü. Ona seslendi ve kapının önünde birbilerini kibarca selamladılar.
Oturacakları masa çoktan hazırdı. Restoranın nehire bakan yarım balkonundaki iki kişilik bir masa güzel bir kahvaltı için donatılmıştı.Masalarına oturduklarında Shen Wei ufak çaplı bir şok içindeydi. Yüzünde donup kalan şaşkın gülümseyiş bir türlü çözülmüyordu. Zhao Yunlan'ın bu denli hazırlık yapmış olması hoşuna gitmişti.
"Yani diyorsunuz ki, öğrenciniz size geçirdikleri mutasyon yüzünden sihirli güçlere sahip olan bir yer altı ırkının var olabileceğinden bahsetti."
"Kesinlikle. Aslına bakarsanız genlerin mutasyon geçirmesi üzerine değişik yetenekler kazanmak olmayacak bir şey değil fakat bunu sihirli güç olarak çağırıp bir yeraltı halkına addedmek konuyu ister istemez saçma bir yere çekiyor." Shen Wei'nin konuşurken büründüğü o heyecanlı hava Zhao Yunlan'ın kendisinden geçmesine sebep olmuştu. Onu daha fazla konuşturmak için ortaya bir konu atıyor ve ara sıra tuttuğu yalandan notlara bakış atmak dışında gözlerini ondan ayırmıyordu.
Nasılsın, iyi misin gibi sorularla başlayan muhabbetleri bilim ve okul ile devam etmişti ve Yunlan'ın zekice yönlendirmeleri sayesinde kişisel konulara gelmişti. Zhao Yunlan belki de ilk defa böylesine saçma bir işi kabul ettiği için mutluydu."Maalesef, benim mesleğimde romantik bir ilişkiye yer yok." dedi Zhao Yunlan hafif kırgın bir ifadeyle. "Peki ya siz Profesör? Oldukça genç ve yeteneklisiniz. İlla ki hayatınızda biri vardır." Shen Wei bir an duraksadı. "Sanırım cevap vermek istemediğiniz bir soru." dedi Yunlan bir hata yapmış moduna bürünerek.
"Hayatıma birilerini almaktansa kariyerime odaklanmayı tercih ediyorum." dedi yavaşça tekrar neşeli havasına bürünürken. Yunlan rahatlayarak gülümsedi.
Kahvaltının geri kalanında biraz daha okul ve bilim hakkında konuşmuş ve vakit öğleye yaklaşırken ayrılmışlardı. Zhao Yunlan kendi kendine sırıtarak ofise yürüdüğü sırada çalan telefonu onu girdiği transtan çıkarttı.
"Alo?"
"Merhaba Şef Zhao. Size verdiğim görevin gidişatı ile ilgili bilgi vermeniz umuduyla aramıştım sizi." Yunlan, hattın diğer ucundaki sesi duyunca yüzünü buruşturdu. Shen Wei ile tanışmasına sebep olan kişiydi bu.
Yunlan tam herşeyi anlatacağı sırada dili varmadı, boğazına düğümlenen cümleleri yuttu ve kendisini toparladı."Profesör Shen zor bir insan. Ağzından laf olmak kolay değil fakat gözlemlediğim kadarıyla-" bir an duraksadı. Eşek yüküyle para aldığı bir müşteriye yalan söylemesi ne kadar doğruydu? "Gözlemlediğim kadarıyla hayatında biri yok. Birkaç kere sıkıştırdığımda olmadığını ima eden birkaç cümle kurdu." Vicdanına yenilerek yalan olarak başladığı cümleyi doğruya yakınlaşarak bitirdi. Hattın diğer ucundan gelen sevinç dolu kıkırdamayı duydu.
"Onun hakkında daha fazla şey öğrenmeniz konusunda size güveniyorum." dedi genç adam ve telefonu kapattı.
Yunlan'ın birkaç dakika önce sahip olduğu o aptalca neşe bir anda uçup gitmişti. Şimdi gerçeklerin acı pençeleri arasında sıkışmıştı.Sonunda ofise vardığında ofistekilerin neşeli muhabbetleri onun varlığıyla bir bıçak gibi kesildi. Büronun ortasından geçip ayaklarını sürüye sürüye odasına ilerlediği sırada kimseden çıt çıkmıyordu. Belki de ilk defa Zhao Yunlan'ı yüzünde alaycı bir gülümseme yokken görüyorlardı.
Her zaman soğukkanlı olan bu dalgacı adam hayatında duygulara verdiği yeri hep minimum seviyede tutmaya gayret ediyordu fakat daha dün tanıştığı bir adam tüm iç dünyasını alt üst etmişti. Kalbinde yeşeren sevgi, gerçekliğin dikenli sarmaşığı tarafından çürütülüyordu.Shen Wei'in sahip olduğu eşsiz hava Zhao Yunlan'ı öyle bir çarpmıştı ki her zaman büyük bir ciddiyetle yürüttüğü işini bile ikinci plana atmasına sebep olmuştu. Kendisini bu havaya daha fazla kaptıramazdı, Shen Wei'ye daha fazla yakınlaşmamalıydı.
Anlam veremediği bir şekilde ona çekilen duygularının iplerini eline alma vakti gelmişti.
Geriye kalan altı gün boyunca işini ustaca yapacak ve sonrasında Shen Wei'nin hayatına girdiği hızda çıkacaktı.Yani öyle umut ediyordu.
Duygularını elinde tutma kararlılığı akşam üzeri yaptığı telefon konuşmasından sonra zayıfladı. Shen Wei onu aramıştı ve utangaçlığını gizleyemediği bir ses tonuyla bir daha okula gelip gelmeyeceğini, ona göre araştırmasına yardımcı olacak dökümanlar hazırladığını söylemişti. Zhao Yunlan konuşma sırasında kendisini aptal aptal sırıtırken bulmuş ve içten içe kendisini azarlayarak ciddi suretine bürünmüştü ama görev görevdi. Yarından sonra geleceğini söylemiş ve kapanan telefonun ardından baktıkça ilginçleşen tavanla olan ilişkisine kaldığı yerden devam etmişti.
Heyo. Biliyorum bölümler kısa ama lütfen gönül koymayın. Hikaye geliştikçe bölümler de uzayacak.
Umarım beğenmişsinizdir!
![](https://img.wattpad.com/cover/195124698-288-k989063.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For A Week (Weilan BxB)
Hayran KurguÖzel Dedektiflik Bürosu'nun kudretli ve zeki şefi Zhao Yunlan hayatında aşka yer olmadığına emindi fakat yakışıklı yüzünün ve taklit ettiği duyguların arkasına sığınarak yaşadığı hayat bir gün aniden son buldu. Profesörüne saplantılı olan bir genç b...