Danger (8)

481 43 19
                                        

Dragon City'nin üzerinde dolaşmakta olan kara bulutlar yakınlaşan felaketin habercisi gibiydiler. Doğa huzursuzdu. Gündüz vakti olmasına rağmen sokaklarda sürü halinde kargalar uçuşuyor, hayvanlar huzursuzca koşuşturuyorlardı. Zhao Yunlan, bu karanlık havanın etkisinden rahatsız olmuştu.
Diğer hayvanların aksine sokakta tembelce dolaşan siyah, şişman bir kedi ayaklarının dibinde durdu ve sanki içini okuyormuşcasına gözlerine baktı. Yunlan tedirgince yutkundu ve dizlerinin üzerine çöküp kedinin başını okşadı.

"Neler oluyor?" diye sordu kediye. Kedi gözlerini yavaşça kırptı ve başını, Yunlan'ın avucuna ittirdi.

Zhao Yunlan orada o kediyle ne kadar oynadı bilmiyordu, telefonu çaldığında kendisine gelebildi. Shen Wei arıyordu.

"Yunlan." dedi Shen Wei yumuşacık bir sesle. Genç adam içindeki sıkıntının hafiflediğini hissetti.

"Wei." diye karşılık verdi ona hala kediyi okşarken.

"Bir konu var... garip bir konu. Okula gelebilir misin? Telefonda anlatılmayacak kadar karışık." Zhao Yunlan şaşkınca kaşlarını çattı.

"Neler oluyor?"

"Hatırlıyor musun? Sana bir öğrencimin dediklerinden bahsetmiştim. Mutasyon geçirerek güç kazanan bir yer altı halkıyla ilgili."

"Hatırlıyorum." dedi Yunlan kafasında ne alaka sorusu dönerken.

"Gerçek olma ihtimalleri var." dedi ve duraksadı. "Dixing insanları."

"Dixing mi?" diye sordu garipseyerek. Kedi irkildi.

"Evet, geldiğin zaman konuşuruz." Zhao Yunlan şaşkınca telefonu kapattı. Kedinin başını son bir kez okşadı ve doğrulup yürümeye başladı.

"Dur." dedi genç bir ses. Zhao Yunlan sokakta kendisinden başka kimse olmadığına emindi oysa ki. Arkasına döndü ve kot bir tulum giymiş gence baktı garipseyerek. Kedi ortalarda görünmüyordu. "Dixing mi dedin sen?"

"E-evet?" Zhao Yunlan bir dedektifti. Gözlem yapma becerileri üst düzeydi ve bu genç adamın yoktan var olmusçasına karşısında belirmiş olması onu tek bir kapıya götürüyordu ama buna ihtimal veremiyordu.

"Benim de gelmeme izin ver." dedi genç. Zhao Yunlan bir şey demek üzere dudaklarını araladığında genç sözünü kesti. "İsmim Da Qing, ben bir Yashou'yum."

"Sen bir nesin?"

"Yashou. Hayvana veya bitkiye dönüşebilen kabilenin ismi." dedi Yunlan'ın şaşkın bakışlarının eşliğinde. Yunlan, yine bir çıkarımında yanılmamıştı. "Dixing insanlarından farklı olarak biz yüzyıllardır yeryüzünden sizlerle birlikte yaşıyoruz. Gizli bir şekilde."

"Madem öyle niye kendini bana bu şekilde gösteriyorsun?" diye sordu Yunlan ceketinin iç cebinde lolipop ararken.

"Dixing insanlarının bazıları, hatta çoğu bizim aksimize barışçıl değiller. Son zamanlarda bir şeyler peşinde olduklarını biliyorum. Belki yardımcı olabilirim." sözünü bitirdikten sonra çekingence ensesini kaşıdı. "Neden bilmiyorum ama kendimi sana yakın hissettim." Yunlan hafifçe güldü ve sonunda bulduğu lolipopu paketinden kurtarıp ağzına tıktı.

"O zaman yürü bakalım lanet kedi, ilerde motorum var." Da Qing'in çekingen yüzü aydınlandı. Yürümeye başlayan Yunlan'a yetişti.

*

"Neler oluyor?" diyerek girdi Yunlan sağlam bir tartışma dönen odaya. Shen Wei, karşısındaki genç adama söyleyeceği sözleri yuttu ve ona döndü.

"Yunlan." dedi Shen Wei derin bir nefes alarak. "Bu Ling Jing, kendisi teknoloji konusunda dahi bir öğrencim. Ling Jing, bu da sana bahsettiğim dedektif Zhao Yunlan ve...?"

"Da Qing." dedi Zhao Yunlan. "Bize yardımcı olabilir." Shen Wei ve Ling Jing sorgularcasına bakınca Da Qing kendisini tanıttı. Odadakilerin şaşkın bakışları altında kalmıştı.

"Büyük bir vurgun yaklaşıyor olabilir." dedi Ling Jing dev ekrandaki verileri işaret ederken. "Yer altında sağlam bir hareketlenme var, mevsim anormallikleri yaşanmaya başladı, kırsallarda ufak sarsıntılar oluyor. Bunlar bir işaret."

"İşaretten daha fazlası." dedi Da Qing. "Dixing insanlarının bir savaş başlatmaya niyetlendiklerini duydum. Kaynağım kesin değil ama büyük bir hazırlık içindelermiş. Son bir haftadır gruplar halinde yer altından çıkıp keşif yapıyorlarmış."

"Peki neden?" diye sordu Shen Wei sıkıntıyla. Da Qing omuz silkti.

"Yeryüzünü istiyorlar." dedi Zhao Yunlan ekrandaki verileri izlerken. "Eğer Da Qing'in anlattıkları doğruysa, yer altında yaşamaktan sıkılmış olmalılar. Burayı kendilerine istiyorlar."

"Burada... birlikte yaşabiliriz." dedi Ling Jing git gide sessizleşirken. Zhao Yunlan iç geçirdi.

"Yüzyıllar önce yeraltına hapis edilen, asla güneş görmeyen ve yeryüzündekiler hakkında çeşitli yalanlarla büyüyen bir halkın barışçıl yaklaşmasını bekliyor musun gerçekten?" diye sordu Zhao Yunlan. Odadaki herkes içten içe onayladı onu. "Ayrıca, yeryüzündekilerin de onları kolları açık bir şekilde karşılayacaklarını düşünmüyorum." yaslandığı yerden doğruldu ve kollarını göğsünün üzerinde kavuşturdu. "Ezilmeye çalışılacaklar, ikinci sınıf vatandaş muammelesi görecekler, sindirilecekler. Sırf onlardan ve güçlerinden korktuğumuz için zarar görecekler."

"Kendimizden farklı olanı, kabullenmek yerine yok etmeye çalışıyoruz." dedi Shen Wei. "Soykırımlar, baskınlar, idamlar..."

"Bunun bir çözüm yolu olabilir aslında." dedi Da Qing zor duyulur bir sesle. Odadaki herkes ona kilitlendi. "Bir ekip, yetenekli bir ekip toplarız. Hem bizleri Dixing insanlarına karşı koruyacak hem de Dixing insanlarını bizden koruyacak." Zhao Yunlan fikri beğenmişti.

"Dixing insanlarını barışa ikna edebilecek bir elçiye ihtiyacımız olacak." dedi Ling Jing. "Ayrıca buradakileri de Dixing insanlarına hazırlayacak birisi daha olmalı."

"Bir fikrim var." dedi Da Qing. "Yani, ne kadar doğru bir fikir bilemem ama, işe yarayabilir." odadaki herkes ona odaklandı. "Zhao Yunlan buradakileri Dixing insanları hakkında bilgilendirebilir. Yaptığı danışman dedektiflik sayesinde yukarıda oldukça önemli bir yere sahip, onun sözü dinlenir."

"Fikir şimdilik iyi gidiyor." dedi Yunlan.

"Profesör Shen'de Dixing elçisi olabilir?"

"Artık iyi gitmiyor, bu ne kadar tehlikeli haberin var mı senin?" diye çıkıştı Yunlan. Shen Wei onu durdurdu.

"Mantıklı olabilir."

"Hadi ama Wei, bir sürü öfkeli büyücünün arasına gitmene izin veremem." Shen Wei sevgiyle Yunlan'a baktı.

"Kendimi koruyabilirim. Bir fikrim var."

"Ne fikri?" diye sordu Yunlan biraz yatışarak. Shen Wei hafifçe gülümsedi ve Ling Jing'e baktı.

"Ne? Ne fikri? Benimle ne alakası var?"

Selam~ Saçmalıyor muyum yoksa iyi mi gidiyorum hiçbir fikrim yok, siz ne düşünüyorsunuz?
Bu arada, on dördüncü bölüm final olacak. Daha yolumuz uzun sanki?
Hikayede görmek istediğiniz bir şey var mı?
Umarım beğenmişsinizdir!

For A Week (Weilan BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin