4.Bölüm

59 21 13
                                    

Yataktan kalkmaya çalıştığımda başımın ağrısı ile tekrar gömmüştüm kafamı yastığa. Dün çok içmiş olmalıydık yanıma baktığımda Yağmurun uyuduğunu gördüm. Kendimi etrafa bakmaya zorladım. Nerede olduğumuzu hatırlamaya çalışıyordum. Dün iskelede sarıldıktan sonra bu halimizin fazla olduğunu düşünüp bir tekeli boşaltmıştık. Sonrada Yağmur onun evinde içebileceğimizi söyleyip beni ormanın içindeki evine getirmişti. Sonrasını hatırlamıyordum. Yanımdaki bedene döndüğümde gözlerini açmış bana bakıyordu "Günaydın" benim gibi doğrulup nerede olduğunu anlamak ister gibi baktı oda etrafa "Günaydın feci dağıttık sanırım." Diyerek esnedi. Aynen dediğimde gözleriyle vücudumu süzmeye başladı. Bende kendime baktığımda üstümün olmadığını farkkettim." Ne ara soyundum lan ben" deyip yorganı üstüme çektim. "Ne bileyim be" yataktan kalktığımda onunda üst tarafının olmadığını fark ettim. Bana yandan bir bakış atıp "Buraya geldikten sonra ne olduğunu hatırlıyor musun?" Dedi "maalesef beynim ölü durumda" rahatlamış gibi bir nefes vermesi gözümden kaçmadı. "Sen" diye sordum kuşkuyla. Elindeki tişörtü üstüne geçirdikten sonra "bende" diyerek kapıyı gösterdi "Duş almak istersen al. Ben kahvaltılık bir şeyler yapayım." Cevap vermemi beklemeden çıkmıştı. Bende yataktan zorla kalktığımda telefonumu aramaya başladım. Şarjımın bittiğini görmemle ofladım. Şarjsız yaşanır mı be! Yatağın başında gördüğüm şarj aletine telefonu takıp hızlıca banyoya ilerledim. Bu banyoları filmlerde görmüştüm ciddi anlamda zenginlik akıyordu. Bir insanin banyosu bu kadar gösterişli olabiliyordu işte. Duşa girerken Baharın bana bundan hiç bahsetmeyişi bir daha aklıma geldi. Sevgilim hakkında bir şey bilmiyordum. Bu hiç hoş bir durum değildi. Vücudumun üstünde geçen damarlara birlikte omuzlarımı ve göğüslerimde acıyı hissettim. Elimele yokladıktan sonra duştan çıktım. Aynanın karşısına geçtiğimde gördüğüm Şeye şok olmuştum. Mosmor olmuştu ve üstelik ısırık izide vardı. Hızlıca bornoz üstüme alıp aşağı indim. Yağmur dalgın bir şekilde sofrayı diziyordu. Sesimi duyduğunda ise ürküp elindeki tabağı düşürdü. "Kahretsin" diyerek kırılan tabağı toplamaya başladı. "Öyle sessiz gelinir mi?" Diyerek tabağı çöpe attığında ben hala soracağım soruyu kafamda toplamaya çalışıyordum. "Dün gece burda tam olarak ne yaşadık " dedim en sonunda "Ne alaka" deyip baktığında yutkunum. "Hiç" dedim sadece. Bendeki bu morlukları nasıl olduğunu düşünüyordum. Biraz beni süzdükten sonra "Her neyse kahvaltı hazır." Diye masayı gösterdi. Bakışlarında bir övgü bekleyen hal vardı. Bu beni güldürmüştü. "Çok güzel olmuş" deyip masaya ilerlediğimde "mal mal bakacağına otur şuraya" diyerek sandalyeye iteledi beni. Yaptığı hareketleri inceliyordum. Tavayı aldığında elinin titrediğini gördüm. Aklıma heycanlandığı gelsede bu düşünceyi çok çabuk attım. Sadece sıcaktan korkuyordu belkide. Masaya koyduktan sonra omlet yaptığını gördüm. "Hamarat birisin bakıyorum da" deyip güldüğümde kızarmiştı. Bu halleri fazla garipti "Kes zevzekliği de ye" diyerek yüzünü eğdi. Kızardığını gizlemeye çalışıyordu. Bunu fark etmiştim. Bu hareketleri ona uymuyordu. Bu yüzden dün bir şeylerin olmuş olabileceğini düşünmeye başladım. Bendeki izler bunu destekliyordu. Sadece bunu sesli dile getiremiyorum. Ne diyecektim hem Yağmur biliyor musun biri vucudumu işgal etmiş. Acaba bu sen olabilirmisin. He he bu şekilde bir şey söylesem bu egoist ağzıma sıçradı. Gergin tavırlarım fark edip bakmaya başladı. "Bir sorun mu var? Beğenmedin mi yoksa" omletle oynadığımı fark ettim. "Hayır çok güzel olmuş" Birden stres olmuştum. Sormama gerek kalmadan "yediysen gidelim" hızlıca tabağını lavaboya bırakmıştı. Bir açıklama beklemiştim açıkçası "yağmur omuzlarımda mor_" hızlıca önümdeki tabağı alıp "sorma bir şey" diyerek onuda lavaboya bıraktı. "Aklına saçma sapan şeyler gelmesin tamamı. Biz sadece... Sarhoşuk" dudağını kemirmeye başladı" Gelmemişti zaten" dedim. Sertçe iyi deyip ceketini aldı "sen üstünü giyin ben arabada bekliyorum." Hangi araba diye sormama bile fırsat vermemişti. Tekrar odaya gittim. Ondaki ani değişmelere yetişemiyeceğimi fark ettim. Dün geceyi hatırlasaydım bu daha basit olurdu. Bir kaç senaryo aklımdan geçiyordu. Sadece ben ona göre daha sakinim. Vucudumda onca morluk varken hemde belki o herşeyi hatırlıyordu. Ve onu yoldan çıkarmış olarak beni görüyordu. Yavaş yavaş giyinmeye başladım. Aşağı indiğimde arabayı görmemle şok oldum. Tamam zengin olduğunu öğrenmiştim ve şu an bulunduğumuz evin yanında arabaya şaşırmamam gerekirdi ama karşımdaki BMW herkesi şaşırtacak şekildeydi. Kornaya basması ile arabaya ilerleyip öne oturdum. Kemeri takarken "Ne ara buldun bunu" diyede sormuştutum. "Buradaki garaja bırakmıştım geçen sene" bu hazine hapsedilmiş miydi be... Zengin insanlar işte "Güzelmiş" az önce konuşmamdaki öfkem bile gitmişti. Yani baya hayran olmuştum. Bu bakışlarımı oda fark etmiş olmalıydı "Sürmek ister misin?" Şok oldum bir an "İzin verir misin sürmeme" gözlerime bakıp gülümsedi. Arabadan çıktığında bende inmiştim. Benim tarafıma gelip "hadi geç" diyerek oturdu bende heyecanla sürücü yerine geçtim. Cok heyecan yaptım. Ellerim titreye titreye tutum direksiyonu "Hişt sakin ol kaza yaparsın böyle" elini elimin üstüne koydu bu beni dahada heyecanlandırdı. "Mal gibi gözüküyorum dimi" deyip utançla başımı eğdim. "Hayır çok tatlı gözüküyorsun" dediği şeyle birden gözlerim açıldı. Oda dediği şeyi fark etmesiyle gölüşünü susturmuştu. "Tatlı??" Dedim bu sefer konuyu kapatmasını isteyerek "Ağzımdan kaçtı" küçük bir çocuğun küfretmesinden sonra babasına yakalanan bir ifadeyle bakıyordu. Güldüm. "Bana mı halleniyorsun." Yüzünü buruşturup "yürü git ya sürmeyeceksen in arabadan" dediğinde "Ya tamam sustum." Deyip çalıştırdım hemen arabayı. Motorun sesi bile harikaydı. Yolu bilmeden ilerlemeye başladım. Hız yaptığımda istemsizce gülümsüyordum. Ana yola çıktığımızda ise durdum. "Eve kadar süreyim mi?" Hevesli bir sekile ona bakarken o sadece gözleri kısarak bakıp "İstediğini yap. Ben uyuyacağım uzun yoldan git" diyerek sağ tarafı göstererek kafasını geriye yasladı "Tamam ya bu müthiş... Harika ya... Arabaya bak be" diyerek ilerlerken uyudu mu diye ona baktığımda gözlerinin kapalı olduğunu gördüm. Yinede dediklerimle birlikte yüzüne gölümseme yayılmıştı.

🗝️KADERİN OYUNU🗝️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin