Arkamı döndüm ve karşımda uzun boylu çarşaflı bir cin ! Tarif etmek zor ancak şunu söyleyebilirim aygaz da yanan ateşin mavi olan tarafı gibi bir renge sahipti tam bir görüntüsü yoktu. Mavimsi duman gibiydi. Bana bakıyordu , bir nefes kadar yakındı. Kırmızı gözlerindeki öldürme hissini anlayabiliyordum. Evden çıkmadan önce yazdeftar kadının verdiği kutsal su aklıma geldi ve kabanımın sağ iç kısmındaki kutsal suyu çıkardım ve Cinin üzerine doğru damlacık halinde püskürttüm. Cin değişik sesler çıkartarak gözümün önünden yok oldu. Aynı bir duman gibi havaya süzülerek yok oldu.
O an ki korku ile bana bakan adamı bile düşünmedim hızlıca , koşarak köy meydanına gittim. Kahve açıktı. Kahvede oturanlar ve bir kaç dükkan dışında etrafta pek bir ses ve insan yoktu.
Durmadan kahveye yöneldim ve kahveye girdim. Kahve kapısını biraz daha sert kapatsam kırılacaktı.
Kapıyı kapattığım gibi "Şükürler olsun Rabbim" dedim. Ayakta uzunca soluk aldım. Rahatlamaya çalıştım. Kahvede tek oturan bir amca yanına çağırdı.
"Gelsene evlat otur yanıma niye bu kadar telaşlısın" Dedi. Masaya doğru yöneldim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMMARLI BİR CİN - Sufi-i Cin
TerrorBoş ve dengesiz olan dünyamda arkadaşsız ve yalnız kalan ben ve Ammarla olan geçmişim. Unutmam ...