Bu arada hikayede ki kişileri temsilen birilerini koymayacağım. Hayal gücünüze bırakıyorum...
Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz...
Sabah alarmın sesiyle gözlerimi açtım. Keşke bugün okul olmasa diye içimden geçirmiştim ki telefonuma gelen mesajla gülümsedim.
GÖNDEREN: Damla
İLETİ: Kaderrrr! Kanka okulda tadilat varmış. Kısaca bugün okul YOK.Gerçekten çok sevinmiştim okulun olmamasına çünkü kendimi halsiz hissediyordum.
Aklıma gelen şeyle sinirlerim daha çok bozulmuştu. Bugün vermem gereken bir proje vardı. Dün geceden beri bu ödevi yapabilmek için uykumu zehir etmiştim. Daha 3-4 saat öncesinde uyumuştum.
Neyse ders görmeden gelirim bari diyerek yatakta yuvarlanmaktan vazgeçip oturur pozisyonu aldım. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp panduflarımı giydim.
Telefonu elime alıp aşağıya tam inecekken duymak istemeyeceğim sesi duydum. Yatmadan önce telefonumu şarja takmayı unutmuştum ve şuan da şarjım bitmek üzereydi.
Annem odaya dalmadan telefonu şarja takmak en iyisiydi. Çalışma masamda ki şarjı alıp telefonumu şarj etsin diye prize taktım. Telefonumu odada bırakıp kapıya doğru ilerledim.
Tam kapının kulpunu tutacaktım ki kapının birden açılmasıyla yüzüme çarpması bir oldu. Acıyla bir çığlık atıp kendimi yere bıraktım. Yerde yüzümü tutmuş kıvranırken kahkaha sesleri odamı doldurdu.
Gelen tabiki de Emre'ydi. Emre kim mi? Emre benim küçük kardeşim, sinir bozucu bir tiptir kendileri ve asla hiç bir yerde ciddi olamaz. Şuan da olduğu gibi ben burada acı çekerken o ise karnını tutmuş kahkaha atıyordu. Mübarek resmen anırıyordu.
"Emrreeee!"
Diyerek bağırdım. Hemen ayaklanıp ona doğru ilerledim. Kafasına bir kere vurup bağırdım.
"Ya salak mısın Emre? Odaya böyle girilir mi?"
Ellerini yukarıya kaldırıp bilmem dercesine salladı ve kahkahasına devam ederek arkasını dönüp merdivenlere doğru koştu.
"Özür dile bari ya!"
Kendi kendime konuşmaktan sıkılmıştım artık çünkü bir kelime bile ettirmeden ortamı terk ediyordu. Konuşmayı sevmeyen bir erkek kardeş mi Allah korusun değil mi? Ben de aynısını diyordum fakat başıma geldi.
Bu arada Emre tam tamına 15 yaşında, ergenlik dönemlerinde olduğu için saçma hareketlerde bulunabiliyordu veya saçma sorular da sorabiliyordu.
"Kadderr! Uyanmadın mı daha?"
Annemin sesini duymamla koşar adımlarla aşağıya indim.
"Uyandım anne! Uyandım. Geliyorum hemen!"
Banyoya doğru ilerleyip yüzümü sıvazladım. Çok acımıştı yüzüm. Kesinlikle kızarmıştı.
Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Asla aynaya bakmak istemiyordum çünkü göreceğim görüntüden o kadar çok korkuyordum ki.
Elime diş fırçamı alıp diş macunu sürdüm ve dişlerime götürdüm. Yanlışlıkla aynaya baktım, gördüğüm görüntüyle bir çığlık daha attım. Domates gibi kızarmıştı yanağım.
Makyaj yapmayı seven biriyim iyi ki. Yoksa bu kızarıklıkla okula nasıl giderdim. Okulu geç, otobüse nasıl binerdim.
Benim çığlığımla birlikte annem ve babam banyoya geldiler. Annem hemen bana yaklaşıp elini çenemin altına yerleştirdi ve kafamı hafif bir şekilde yukarıya kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Mystery / Thriller!Dil bilgisi kurallarına uyulmadan yazılmıştır... Öylesine yazılmıştır. Monoton bir hayatı olan Kader Özkan, okulun tatil olmasıyla birlikte okula gitmek zorunda kalmış ve işte o zaman hayatı kararmıştı. Dikkat! Küfür ve argo içermektedir.