2. Bölüm

133 6 0
                                    

Yeliz'in gönderdiği numarayı çevirip, Aysel hocayı aradım. Bir kaç kez çalmıştı fakat açmıyordu. Arama sonlandırıldığın da Aysel hocayı merak etsem de kurcalamadım ve tekrardan arama kararı aldım.

Tekrardan aradığım da ise telefonun çalması ile kapanması bir olmuştu. Numaraya basıp tekrar aradığım da ise 'aradığınız kişiye ulaşılmıyor lütfen da-' cümlesini duyar duymaz aramayı sonlandırmıştım.

Daha demin çalan telefon bu sefer çalmıyordu bile, telefonu tümden kapatmıştı. Amacını anlayamasam da bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyorum. Eğer bu projeyi bugün veremezsem diğer günlerin de kabul edilmeyeceğini biliyordum.

Bir şeyler düşünmeliydim, bir şeyler yapmalıydım.

Aklıma gelen fikirle gülümseyip ayaklandım ve çantamı kaptığımla kapıya doğru ilerledim. Okula gidip öğretmenler odasına girecektim ve masaya ya da dolapların birisine koyacaktım. Bir de Aysel hocanın dolabını bulabilirsem işim daha garanti olurdu.

Merdivenlerden seri adımlarla inip kapıya doğru ilerledim. Kapıya geldiğim de ise portmanto da duran kapşonluyu üstüme geçirdim. Spor ayakkabılarımı da alıp giydikten sonra asılı duran anahtarı kapıp çantamın içine koydum.

Çıkmadan önce ise annemlere seslenip 'BEN ÇIKIYORUM' demiştim. Hızlı adımlarla apartmandan çıkıp sokağa çıktığım da her zaman yaptığım şeyi yapıp kulaklıklarımı çıkardım ve müzik dinleyerek yürümeye başladım.

Saat 1 civarıydı ve bu saatler de otobüs hep dolu gelirdi ama maalesef buna katlanmak zorundaydım. Sessiz bir şekilde yürürken aklımdan sadece Aysel hoca geçiyordu, istemsiz bir şekilde gerilmiştim.

Bir anda omzuma birisinin dokunmasıyla çığlık atıp sıçradım. Hemen elini tutup omzumdan çektim, kim olduğuna bile bakmadan bağırmaya başladım.

Ağzımı kapatan ellerle gözlerimi sıkı sıkıya kapatıp sert bir şekilde yutkundum. Alışkın sesi duymamla birlikte gözlerimi açıp ona doğru döndüm.

"Mert! Manyak mısın sen ya? Böyle yakınlaşılır mı?"

Sadece kahkaha atmakla yetinen Mert, sonunda susup kollarını bana doladı. Beni kendisine çekip saçlarımı sevdi.

"Benim ufaklığım korkmuş mu?"

Olumlu sayılabilecek bir şeyler mırıldanıp kafamı salladım. Gerçekten korkmuştum, sessiz bir şekilde yürüyordum ve kulağımda son ses şarkı çalıyordu. Bir de Aysel hocayı düşündüğümden arkamdan birisinin bana yaklaştığını bile hissetmemiştim.

"Nereye gidiyorsun bakalım?"

Ondan ayrılıp saçlarımı düzelttim ve dudak büzdüm. Gitmek istemiyordum ama zorundaydım. Bu proje benim için çok önemliydi.

"Okula gidiyorum ya"

Tek kaşını kaldırıp bana bakınca gülümsedim. Her zaman beni merak ederdi ve bu da benim hoşuma giderdi. Yalnız tek kaşını her kaldırdığında onun ne kadar yakışıklı olduğunu düşünür dururdum.

"Of! Projemi vereceğim"

Saçlarımı tekrar karıştırıp kahkaha attı. Neden kahkaha attığı hakkında hiç bir fikrim yoktu, ona anlamaz gözlerle baktığımı görünce saçlarımı karıştırmayı bırakıp burnumu sıktı.

Bu yaptığından hiç bir zaman hoşlanmazdım. Her zaman verdiğim tepkiyi verip elimi kaldırıp burnumu sıkan eline bir tane geçirdim.

Bu yaptığıma karşılık olarak gülümseyip bana doğru yaklaştı ve kafasını bana doğru yakınlaştırdı, kaşlarımı çatıp ona bakmaya devam ederken kulağıma doğru yaklaştı.

"Yoksa bizim ufaklık sevgili mi yaptı?"

Bu söylediğine karşı ondan geri çekildim ve kafamı kaldırıp ona baktım. Bu ne saçmalıyordu böyle, kaşlarımı çatıp konuştum.

"Sevgili yapsam bile bu seni ilgilendirmez!"

Hiçbir şey demesine izin vermeden arkama dönüp ilerlemeye başladım. Kulaklıklarımı tekrar takıp hızlı hızlı yürümeye devam ettim. Yanımda hissettiğim şahısla ona bakıp durdum.

"Ne var neden peşimden geliyorsun?"

O da benim gibi durup kollarını uzattı. Ellerini iki omzuma koyup bir abi edasıyla konuştu.

"Okul yokmuş. Peki neden okula gidiyorsun?"

Hayal kırıklığıyla ellerini üstümden çekip önüme döndüm ve yürümeye başladım. Ben ondan sadece bana ilgi göstermesini istemiştim. Bir abi edasıyla değil de bir arkadaş gibi ama o her zaman bana abi edasıyla yaklaşmıştı.

"Çünkü projemi bugün teslim etmem gerekiyor."

Yürürken kurduğum bu cümleye karşı Mert de yerinde durmayı bırakıp bana doğru koştu. Bana yetişince de aynı tempo da benimle yürümeye başladı.

"Bugün çok asabisin?"

Bu soru karşısında sadece gözlerimi devirmiştim. Ne ben cevap vermediğim için huzursuzdum ne de o ben cevap vermediğim için soru sormuştu. Sadece beraber yürüyorduk.

"Neden benimle geliyorsun?"

"Neden gelmeyeyim?"

"Amacın ne?"

"Bir amacım mı olması lazım?"

"Benimle gelmeni istemiyorumdur belki?"

"Gerçekten mi?"

Sadece kafa sallamıştım. O da bunu görmüştü fakat gitmemişti. Yine benimle geliyordu. Otobüs durağına geldiğimiz de otobüsün gelmesine daha 6 dakika olduğunu gördüm. İyi ki otobüsü kaçırmamıştım çünkü bu otobüs 1 saatte bir gelen otobüslerdendi. Çok sinir bozucu bir zamanlaması vardı.

"Benimle okula kadar gelmeyi planlamıyorsundur umarım!"

Ona dönüp bu cümleyi kurmuştum. Neden böyle davrandığım konusunda hiç bir fikrim yoktu ama içimden bu geliyordu. Küçüklüğümden beri aptal gibi o ne derse onu yaptım fakat o beni hiç fark etmedi yada fark etse bile etmemiş gibi gösterdi. Bu konu da hiç bir fikrim yoktu ama artık bunalmıştım...

"Ya planlıyorsam?"

"Gelmeni istemiyorum. Ben kendim giderim... Bir de buraya kadar gelmene bile gerek yoktu ama yine de tesekkür ederim."

Bana doğru uzanıp tekrardan ellerini omuzlarıma yerleştirdi.

"Sen de bugün bir şeyler var anlayamadım ama neyse"

Ellerini tekrardan çekip benimle göz teması kurmasını engelledim. O gözlere bayılıyordum ama artık bayılmak istemiyordum. Gözlerimi açma zamanım gelmişti.

"Sadece heyheylerim üzerim de o yüzden yaklaşma!"

Ona göz ucuyla baktığım da ise üzüldüğünü gördüm. Gözlerin de hayal kırıklığı vardı ama umursamadan önüme döndüm.

"Peki dediğin gibi olsun."

Yola bakmaya başlayıp otobüs geliyor mu diye kontrol ettim. Otobüsün geldiğini görünce de cebimden akbilimi çıkartıp hazır ol da bekledim.

Mert ise hala yanımda ki yerini koruyordu. Otobüs gelip öne doğru ilerleyince arkama baktım ve beni izlediğini gördüm. Tekrardan umursamayıp merdivenlerden çıktım.

Akbil yerine gelince de akbilimi basıp arkama tekrardan döndüm.

"Kendine dikkat et!"

Sadece kafa sallamakla yetindim. Sanki şehir dışına çıkıyordum ne bu merak. Ortaya doğru ilerleyip tutunacak bir yerlere bakındım. Bir cam kenarına geçip ayakta durdum.

Otobüs ilerleyince ise sadece önüme baktım. Asla ona bakmayı düşünmedim bile artık sıkılmıştım...

ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin