2. Bölüm

1.4K 22 11
                                    

2 Ocak 2020 Ankara

01:15

Cengiz Doruk, yatağından sıçrayarak uyandı.

Uzun boylu, kumral saçlı, siyah, küçük gözlü bu adam her zamanki kabuslarından birisini görmüştü.

Cengiz, ayağa kalktı ve hemen solundaki, kahverengi dolabın aynasına baktı. Hemen kalbinin üzerine yapılmış dövmesine baktı ve tebessüm etti. Kalbinin üzerine bir G harfi yazdırmıştı.

Cengiz, havalar ne kadar soğuk olursa olsun yarı çıplak yatma alışkanlığından kurtulamamıştı. Yatak odasından çıktı ve hemen solundaki banyoya girdi. Kendini sıcak suyun altına attı. Sular, geniş omuzlarından akarken yine on yıldır görmediği sevdiği kadını düşündü. Su damlaları ilk önce göğsüne, sonra da karnına aktı.

Cengiz, sıcak suyun altında çok kısa sürede kaldı. Aynanın karşısında kumral saçlarını hafifçe sağa doğru taradı. İç çamaşırlarını, mavi kot pantolonunu ve gri, boğazlı kazağını giydi. Siyah paltosunu da üzerine aldı. Anahtarı sol cebine, telefonunu sağ cebine ve cüzdanını da sağ arka cebine koyduktan sonra baretta marka tabancasını beline taktı. Apartmandan dışarı çıktı ve soğuğu iliklerine kadar hissetti.

Her yer bembeyaz bir örtüyle kaplanmıştı ve hava çok soğuktu. Kar, rüzgarın eşliğinde hızla yağıyor ve savruluyordu.

Cengiz, soluna döndü ve apartmanların yanından karları ezerek yürüdü. Sonra bir yokuşun başında durdu ve manzarayı izlemeye başladı. Manzarayı bir süre izledikten sonra içi huzurla doldu ve sağ tarafındaki pek de güzel olmayan, bakım yapılmayan parkın içine girdi. Merdivenleri yavaş yavaş inmeye başladı. Solundaki çardağa oturmayı düşünmüştü ki biraz daha aşağıda bir kadın gördü. Hemen koşarak çardaktaki masanın üzerinde kanlar içinde yatan kadının yanına gitti. Nabzına baktığında çoktan öldüğünü anladı.

Bu beyaz tenli kadın çıplaktı. İki göğsünün ortasına ve vajinasına bir bıçak saplanmış, boğazı kesilmişti. Vücudunun sayısız yerine kesikler atılmıştı fakat yüzünde tek bir çizgi dahi yoktu, pürüzsüzdü.

Cengiz, kıza şöyle bir tekrar baktı ve hemen telefonu çıkardı. Yakın arkadaşı Ramazan'ı aradı. Telefonu üç kere çaldıktan sonra açıldı.

Ramazan, gözlerini ovuşturarak "efendim?" dedi.

"Bizim her zaman içtiğimiz yere bir ekip gönder. Burada paramparça olmuş bir ceset var. Ama yüzünde tek bir kesik bile yok."

Ramazan, hızla odasından çıktı ve "tamam." dedi.

"Rıfat Amir ile birlikte kısa sürede geliriz. Sen kendine dikkat et."

Cengiz, "tamam." dedi ve telefonu kapattı. Midesi, gördüğü manzara yüzünden allak bullak olmuştu. Sonunda dayanamadı ve çam ağacının dibine kustu. Cesetten uzaklaştı. Derin derin nefes almaya çalıştı ama olmuyordu. Gördüğü manzara tek kelimeyle iğrençti.

Cengiz, kendini bir başka çam ağacının dibine, karların üzerine bıraktı. Bu sırada hızla yağan kar da durmuştu.

Cengiz, yedi sekiz dakika oturduğu yerde kaldı fakat toparlanarak ve gördüğü masum kıza bunları yapanı bulma arzusuyla ayağa kalktı. İçinde öfke ve kin, gittikçe artıyordu. Kızın yüzüne bir kez daha baktı. Dudağının sağ tarafında bir ben gördü. Dolgun ve kırmızı dudaklarına baktı. Katilin, kadının yüzüne neden zarar vermediğini düşündü. Bu sırada polis arabalarının siren seslerini duydu. Bir dakikaya yakın bir süre sonra Ramazan'ı ve ardından Rıfat Amir'i gördü.

📚Bölüm Sonu📚

İlham (+18) (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin