3. Bölüm

1.2K 19 9
                                    

Ramazan, biraz kısa boyluydu ve esmerdi. Siyah, çok kısa olmasa da uzun da olmayan saçları ve kirli sakaldan biraz fazla bir sakalı vardı. Saçı sakalı gibi gözü de siyahtı. Çok fazla kalıplı olduğu söylenemezdi ama sıska, kuru bir şey de değildi. Güçlü kolları ile güçlü bacakları vardı ve çok hızlı koşardı.

Zeki ve çalışkan bir cinayet büro polisiydi. Alaycı bir tavrı vardı ama arkadaş canlısıydı. Arkadaşlarını sinirlendirmeyi ve onlarla eğlenmeyi severdi. Futbolu çok severdi ve büyük bir Galatasaray fanatiği idi.

Cengiz de Beşiktaşlı olduğu için birbirleriyle futbol konusunda çok tartışırlar, atışırlardı. Özellikle Rıfat Amir ile herhangi bir yerde içtikleri zaman...

Rıfat Amir, uzun boylu ve zayıftı. Uzun, siyah saçları ve kirli sakalı vardı. Saçlarının ve sakalının bazı kısımları beyazlamıştı. Yüzünün bazı yerlerinde birkaç hafif kırışıklık oluşmuştu. Çünkü artık kırk beş yaşına gelmişti.

O da Ramazan gibi hızlı koşardı ve çalışkandı. Bir suçluyu bulmadan neredeyse gözüne uyku girmezdi. İşkolik bir cinayet büro amiri idi. Çok sinirli bir yapısı vardı. Sürekli küfür ederdi, argo konuşurdu. Her türlü içki içmeyi severdi. Para biriktirmezdi. Genelde harcamayı severdi. Ama hiç kumar oynamazdı, sadece içki içerdi. Gençlerbirliği'nin ev sahibi olduğu maçlara giderdi ve fanatik bir Gençlerbirliği taraftarıydı. Bu yüzden Cengiz ve Ramazan'a "siz nasıl Angaralısınız?" diye sürekli kızardı.

Rıfat Amir ve Ramazan, cesedi gördükten sonra bir mide bulantısı hissettiler ama bu duruma hazırlıklıydılar. Bu yüzden kendilerini tutarak tiksintiyle cesedi izlediler.

Cengiz, bir şey söylemeden sessiz sessiz cesede baktı.

Ortalık bir anda sessizleşmişti. Sadece telsizlerin sesi duyulabiliyordu.

Rıfat Amir, "nasıl oldu bu?" diye sorarak sessizliği bozan kişi oldu.

Cengiz, başını sağ ve sola sallayarak, dalgın ve üzgün bir tavırla "bilmiyorum." dedi.

"Yürüyüşe çıkmıştım. Zavallı kızı bu halde buldum."

Rıfat Amir, "anladım." diyerek olay yeri çalışanlarının geçmesine izin verdi.

"Hiç ipucu yok herhalde."

Cengiz, Ramazan'a döndü ve "umudumuzu kaybetmeyelim." dedi.

"Belki otopsiden bir şeyler çıkar."

Rıfat Amir, Cengiz'e baktı ve araya girdi. O da Ramazan gibi olumsuz düşünüyordu ve bu işin çetrefilli olacağını biliyordu.

"Parmak izi çıkacağını hiç sanmıyorum."

Ramazan, Rıfat Amir'e baktı. Sperm bulma ihtimali onu biraz olsun umutlandırdı. "Tecavüze uğramış olabilir mi?" diye sordu.

Rıfat Amir, "sanmam." dedi. Şehrin ışıklarına bir müddet baktı.

"Bu bir seri katil işine benziyor. Basit bir tecavüz olayı olamaz. Çünkü bunu psikopat bir katilden başkası yapamaz ve illaki kanıt bırakır."

Ramazan, "haklısınız." dedi ve kadının bedenine saplanmış bıçaklara dokunmadan baktı.

"İkisi de Sürmene bıçağı."

Cengiz, Ramazan'a hayretle baktı ve "nereden anladın?" diye sordu.

"Bizim evde de aynısından var. Kurban bayramında her zaman işime yarar."

Cengiz, umutla gülümsedi ve "cinayet silahı belli o zaman." dedi.

Rıfat Amir, ters ters Cengiz'e baktı. Memnuniyetsiz bir şekilde başını salladı.

"Cinayet silahının belli olması neyi değiştirir la?"

Cengiz, bu soru karşısında adam akıllı afalladı. Hem Rıfat Amir'in hem de Ramazan'ın aşırı umutsuz olmasına kızdı ve "çok şeyi değiştirir." dedi.

"Son zamanlarda satın alınan kasap bıçaklarını kontrol edebiliriz."

Rıfat Amir, acı bir şekilde güldü ve "komik olma!" dedi.

"Bu yıllarımızı alır ama cinayet aletinin üzerinde bir parmak izi bulunabilirse çok iyi olur."

Cengiz, bu umutsuz tabloyu kabullenerek "haklısınız." dedi. Merdivenlerin yanındaki çalıların ve ağaçların diplerine baktı. Sonra cesedin bulunduğu çardağa geri döndü. Sinirle duvara bir tekme attı.

"Kadınla ilgili hiçbir şey bilmiyoruz."

Rıfat Amir, "sakin ol!" dedi ve olay yeri çalışanlarına cesedi götürebileceklerini işaret etti. En kıdemlisini yanına çağırdı.

"Bize ne söyleyebilirsin Akif?"

Cengiz, daha önce sadece bir kez gördüğü Akif'e baktı.

Akif, uzun boylu, zayıf ve esmerdi. Siyah üç numara saçları, siyah top sakalı ve siyah gözleri vardı. Olay yeri kıyafetlerini giymişti.

Akif, gözlerini ovuşturdu. Sözlerini şöyle bir tarttı.

"Kadın, 20-25 yaşlarında olmalı. Öldürüleli bir saat ya olmuş ya olmamıştır."

Cengiz, büyük bir umutla "tecavüz bulgusu var mı?" diye sorarak araya girdi ve ellerini paltosunun ceplerine soktu.

"Bunu anlamamız çok zor. Kadının vajinasına bıçak sokulmasa işimiz daha kolaydı."

Cengiz, afallayarak ve oflayarak dua eder gibi ellerini yüzüne sürdü. "Anladım." dedi ve kısa bir volta attı. İşaret parmağını havaya kaldırdı.

"Peki parmak izi var mıdır sence?"

"Katilin iki hatayı birden yapacağını hiç sanmıyorum."

Cengiz, "tamam." dedi.

"Zaten yarın öğleden sonra otopsi raporu belli olur."

Bu sefer Rıfat Amir "tamam." dedi ve Akif olay yerinden uzaklaştı.

Rıfat Amir, Cengiz'e ve Ramazan'a baktı.

"O zaman yarın sabah herkesi merkeze istiyorum. Ramazan, çocuklardan birisine söyle, kayıp ilanlarındaki kadınların fotorafları ile ölen kadının fotoraflarını karşılaştırsınlar la!"

Ramazan, başını "evet." anlamında salladı ve etrafına şöyle son bir kez baktı.

"O zaman evlere mi dağılıyoruz amirim?"

"Verdiğim görevi tamamladıktan sonra evet."

Ramazan, "tamam." dedi ve Rıfat Amir ile yukarıya çıktılar.

Cengiz ise olay yerini biraz daha inceledi fakat gözle görülür bir şey bulamadı. Merdivenlerden aheste aheste çıktı. Sarı şeridin altından geçti ve polis memurlarına "kolay gelsin." dedikten sonra geldiği yönden tekrar evine döndü. Paltosunu askılığa astı. Kombiyi hafifçe açtıktan sonra üzerini çıkarıp yatağa girdi. Bir süre sonra da gözleri kapandı ve uykuya daldı.

📃Bölüm Sonu📃

İlham (+18) (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin