- - Bölüm 5 - -

746 70 26
                                    

Adımlarımı hızlandırıp karşımdaki tek katlı ve gayet güzel bahçesi olan evin bahçe kapısına ilerledim.Yavaş hareketlerle açtığım kapıyı kapatmadan ev kapısına ilerlediğimde derin bir nefes aldım.

Her ne kadar kendime içimden söyleyip dursam da yine kendime hakim olamayıp kapının biraz uzağında olan cama ilerledim.Kendimi göstermemeye özen göstererek camdan baktığımda mutfakta kahve makinasının önün gördüm bedenini.

Üzerine sadece uzun bir tişört giymiş saçlarını her zamanki gibi salık bırakmıştı. O kahvenin olmasını beklerken ben derin bir iç çektim.

Genelde pek yemek yemez ve kahve içip dururdu.Incecik bedeni bir gün güçsüz kalacaktı ve ben bunu istemiyordum.

Ona bu konuda o kadar uyarıda bulunmak ve gerekirse zorla yemek yedirmek istiyordum ama yapamıyordum.Onu sadece uzaktan izleyip her hareketini ezberlemekten başka bir şey yapamıyordum.

Yapamadığım bir şey daha vardı.

Mimiklerini ezberlemek.

Yakından sadece iki kere görme şansına sahip olduğum bedenin tüm mimiklerini ezberlemek istiyordum ama olmuyordu.Yapamıyordum..Yapamazdım...

Daha fazla ona bakmayı kesip kapıya ilerledim ve elimdeki bir demet papatya buketini kapının önüne bıraktım.Cebimdeki küçük not kağıdını çiçeklerin arasına koyarak son kes eve döndüm.

Papatyaları umarım alırdı.

...

Choi Ye Na

Elimdeki çöp poşeti ile mutfaktan çıkıp dış kapıyı açtım.Tam dışarı çıkacakken yerde gördüğüm papatyalar ile duraksadım.Az daha onları ezecektim.

Şaşkınlık ile yerdeki papatyalara bakarken elimdeki poşet ile ezmemeye özen gösterip poşeri dışarı bıraktım.

Eğilerek papatyaları elime aldığımda etrafa bakındım hemen.Kim koymuştu bunları buraya?Etrafta kimse görünmüyordu.

Bakışlarımı elimdeki güzelliklere çevirdiğimde arasındaki kart gözlerime takıldı.Yani birinden hediye desem böyle süslü bir buket değildi.Sadece bir-iki düzüne papatya bir kurdele ile bağlanmıştı.Gerçi bu papatyalardan sonra başka süse gerek yoktu ki.

Kartı elime alıp açtığımda içince çok güzel bir italik yazı ile yazan yazı kaşlarımı çatmama sebep oldu.Biri eliyle yazmıştı belliydi.Bilgisayar yazısı değildi.

Kartın üstünde "Papatya'(M) " yazıyordu.

Tekrar etrafıma bakındım ama tabii ki kimse yoktu.İsim falan da yazmıyordu.Hiçbir şekilde kim olduğunu anlayamazdım.

Şimdilik boşverip içeriye girerek kapıyı kapattım.Büyük bir bardağa su doldurarak papatyaları içine koydum.O kadar güzel görünüyorlardı ki saatlerce izleyebilirdim.

Kimin gönderdiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.Bana Papatya'm diyecek kimse yoktu ki etrafımda.Konuştuğum tek kişi So Ra'ydı.O da bana papatya'm diyerek böyle gizlice kapıma papatya bırakmazdı kesinlikle.

Içimde garip bir his vardı.Sanki kim olduğunu biliyordum ama aynı zamanda bilmiyordum.Kalbim kim olduğuna çok emindi ama beynim kim olduğunu çıkaramıyordu.O kadar garipti ki.Daha önce hiç hissetmediğim bir şeydi.

Garipti...Çok garip

....

Evet ben geldim.Farkındayım çok bekletiyorum ama siz de yorum yapmıyorsunuz.Okunmamız çok az zaten.Bari yorum yapın okuyanlar please...

Bundan sonra daha düzenli bölüm gelecek gibi.Maalum tatile dr girdik.Bekleyip yorum yapın lütfen...

Ablaze • MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin