AYNA
Her gün biter ve her biten gün yenisini beraberinde getirir. Hayat her zaman, kazanmamız için çaba göstermez, günler hızla geçiyorken... "Keşke" lerle dolu bir yaşamı avuçlarımızda tuttuğumuzu görürüz yıllar sonra. Akıp giden zamana kendimizi kaptırıp, uğruna neler feda ettiğimize şaşırırız. Giderek uzaklaştığımız aynalarda düşmanlıklar ararken buluruz kendimizi, bir süre sonra. "Zaman ilaçtır" diyenlerin yalan söylediğini farkeder, zamanın en büyük zehir olduğunu anlarız. Tıpkı O'nun gibi...
O, asla sorgulamamıştı çabuk biten bir günün nedenini. Aldırmazdı da zaten günlerin hızına. Düşünmesi gereken daha önemli işleri vardı elbet hayatta. İyi bir işi ve saygınlığı vardı, yetiyordu ona. Günlerin hızı, sorun değildi onun için. Her gece yatağına uzandığında, hayal kuranlardan da değildi. Hayat gerçekçilikten ibaretti sonuçta; hayal kurmanın, birini mutlu etmek için güzel sözler aramanın akıllıca bir açıklaması olamazdı. Tüm gerçekçiliğe aykırıydı hepsi. Hele şiirler? Budalalıktı, asla okumazdı o kafiye yüklerini. Romanların da şiirlerden kalır yanı yoktu zaten. Başkalarının hayal dünyasında geziyor olmak mantıklı bir iş değildi. Ancak insanlar nasıl oluyordu da roman ve şiir hayranı olabiliyorlardı? Cevap basitti; demek ki tanışmamıştı hiç biri hayatın gerçek yüzüyle. Kalbinin sahibi de onlardan biri değil miydi sonuçta?...
Günler hızlarını azaltmadan koşmaya devam ettiler yıllarca. Günler koştukça; o daha çok çalışıyor, o çalıştıkça; günler daha hızlı koşuyordu. Mutlu ve rahat bir gelecekti amacı. Sonsuz saygınlık ise temel hedefiydi. Bunca hedef varken insan hayatında; sahil kenarında martıları seyreden insanlar, gülünç geliyordu ona. Asla böyle biri olmayacaktı, hayat eğlence değildi çünkü. Her seçiminde doğruyu bulduğu gibi, kalbinin sahibini seçerken de doğuyu bulmuştu anlaşılan. Şikayet etmiyor, hayatından memnun yaşıyordu. Zaten insanlar birbirini sever, saygı duyar ve ortak yaşam denen kısıta inanmazlardı, inanmamalılardı. Paylaşım, sadece bir kandırmacadan ibaret değil miydi?
Günler daha da hızlı geçmeye başladı sonra. Hayat aynı kalmıyordu; kayıplar başlıyordu bir yerden sonra. Elbette onun içinde böyle olacaktı. Bugün yeterince çalışmıştı ve biraz ara vermeliydi. Aynanın önünden geçerken duraksadı aniden. Kaç yıldır gerçek anlamda aynaya bakmıyordu? Çok uzun zaman geçmiş olmalıydı. Denemekte bir zarar yoktu, aynaya baktı uzun uzun. Tanımıyordu kendisine bakan yüzü. Nereden çıkmıştı bu kırışıklıklar? Ya bu aklar neyin nesiydi? Kimdi bu yaşlanan beden? O an anladı ki kendisine bile yabancı bir hayat yaşamıştı bunca sene. Tıpkı bir saat gibi koşullanarak sadece çalışmıştı. Öyle kaptırmıştı ki kendini hayatın mantıksallığına; en sonunda bir robota dönüşmüş ve yabancı olmuştu kendine. Bunları düşünürken uzun süre kaldı aynanın karşısında. Ensesinde hissettiği bir nefesle kendine geldi. Kalbinin sahibi, arkasında duruyor ve aynadan gözlerine bakıyordu. Bir heyecan dalgası kapladı vücudunu. Bu çok saçmaydı, ilk tanıştıkları gün böyle heyecanlanmıştı sadece. Şimdi aradan yıllar geçmişti ve bu heyecan yersizdi. Ancak kalbinin sahibinin gözleri öyle bakmıyordu.
Bir şeyler söylüyordu o gözler. O kadar anlaşılırdı ki gözlerin anlattığı, konuşmaya gerek yoktu. "Yıllardır bir kez bile gözlerime bakmadın. Yanı başında senden uzak yaşadım bunca zaman. Bir gün beni farkedersin diye sıkılmadan hayatında kaldım.Çünkü seni seviyorum ve senin de bir gün kendini sevmeni bekliyorum. İşte o an geldi sevgilim, şimdi anladın geçen zamanın değerini. Yıllardır hiç elimi tutup, gözlerin ışıldayarak yürüdün mü benimle caddelerde? Hayır! Sadece işin ve saygınlığın uğruna yaşadın.Öyle ki bana da yabancı oldun sonunda, kendine de. Hep bekledim, 'Nasılsın, günün nasıl geçti?' diye sormanı bekledim. Bunca zaman sensiz ne acılar yaşadım, hiç birini farketmedin bile. Çünkü gözlerime bakmadın bir kez. Sonunda hayatı kaçırdın sevgilim. Geçen yıllar asla geri gelmeyecek..."
Bunları anlatmıştı kalbinin sahibi gözleriyle. Her şey açıktı. Evet, hayatı kaçırmıştı sonunda. Onarılamaz yaralar açmıştı sevdiğinin kalbinde. İhmal etmişti onu, hayatının bir köşesinde silik yaşamaya mahkum etmişti. Bunları düşünürken sessizce ayrıldı aynanın karşısından. Kalbinin sahibine döndü; o gözlere bakarak titrerken yıllar sonra, istemsizce döküldü o sözler dilinden, "Seni çok seviyorum, her şeyi değiştireceğim, yok olan 'Biz'i geri getireceğim...' Sonrasında hiç bir şey söylemeden ayrıldı sevdiğinin yanından, odasına kapandı sessizce. Saatlerce orada kaldı ancak odadan çıktığında daha bir dinçti duyguları. Yatağına uzandı yavaşça, yanında uyuyan sevdiğini rahatsız etmek istemiyordu. Tavana çevirdiği gözleri hayallere daldı aniden. Demek hayal kurmak böyle bir şeydi. Çok güzel bir duyguydu aslında, yıllardır sadece uyumak için girdiği bu yatakta ilk kez yer veriyordu hayallere. Yüzünde bir tebessümle uykuya daldı sonunda...
Uyandığında, güneşin ne kadar sıcak olabildiğini farketti. Kalbinin sahibinin yanına gidip kahvaltı sofrasında yerini aldı. Garip bir şey olmuştu, susamıyorlardı bir türlü. Konuşacak hayli konu birikmişti demek. Anlam veremedikleri bir mutluluk yayılıyordu tenlerine. Sonrasında kalbinin sahibine tüm gününü ayırmaya karar verdi, bir yerlerden başlamalıydı artık. Elinden tuttuğu sevdiğini, bir sahil kenarına götürdü. Dün gece odasında saatlerce kalmasının sebebini çıkardı cebinden. Güzel öğlen güneşinde, kalbinin sahibi için yazdığı şiiri okudu aşkla. Nasıl bir mutluluktu bu? İkisinin de gözleri parlıyordu sevgiyle. Demek hayatın gerçek yüzü aslında buydu. Sevdiğini kollarına aldı ve sıcak öğlen güneşinde kulağına şunları fısıldadı;"Seni hep sevdim, her zaman sevmeye devam edeceğim. Bu güneş şahit olsun ki artık kalbinle kalacağım. Ve biliyor musun, artık romanları da seviyorum, şiirleri de... Sahil kenarında denizi ve martıları izleyen insanları da seviyorum artık..."
***************************************************************************************************Yeni bir hikayeden yeni bir akşamda daha merhaba değerli okurlarım:)
Malesef etkileyici bir yorum alamadığımdan bu akşamki hikaye ithafsız olacak. bu akşamki hikayeye gelecek yormlarınız yarın akşamki hikayenin kime ithaf edileceğini belirleyecek:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN ŞİFRELERİ
Short Storyİlginç sonlarla ve kahramanlarla biten, her okuyanın kendisinden mutlaka parçalar bulabileceği ve temelinde aşk yatan bu kısa hikayeler, kalbinizin şifrelerini çözmenizi sağlayacak