Emeklerimin karşılığı olarak oy ve yorum yaparsanız sevinirim.♡
4.Bölüm
Sevgisizlik kalbin en büyük boşluğudur her zaman ve o boşluk hiçbir zaman dolmaz. Doldurulamaz. Ne zordur ki en güzel duyguları tatmak varken hep negatif duyguları barındırmak.
Çayı veya kahveyi şekersiz içtiğiniz de boğazınız da acı bir tat bırakır ya. İşte sevgisizlik de bu denli acıdır. Acı ama gerçek.
______________________________(2 Gün Sonra)
Hala gözlerim kapalıydı fakat sesleri rahatlıkla duyabiliyordum. Kendimi o kadar bitkin hissediyordum ki gözlerimi aralayacak gücü kendimde bulamıyorum ya da dışarı da her ne oluyorsa gözlerim kötü şeyleri görüp canımın yanmasını istemediği için her ihtimale karşı açılmayı reddediyor da olabilir. Zihnim yine karanlığa gömülürken sesler de kesildi. Bir kız çocuğunun çığlıkları yankılanmaya başladı zihnim de. Sesler gittikçe arttı arttı ve arttı. Karanlıkta bir an da benim küçüklüğüm belirdi. Gözlerim şaşkınlıktan kocaman açıldı.
"Sen mi çığlık atıyordun?" Küçük Güneş başını yerden kaldırdı. Ağlıyordu. Yüzü kanlar içerisindeydi. Telaştan sesim kısık ve pürüzlü çıkıyordu. "Yüzüne ne oldu?" Tam adımlarımı ona doğru yönlendiriyordum ki elini dur dercesine kaldırdı. Ayaklarım yere çivilendi. Ona doğru gitmek istiyordum ama dur demesinden sonra hareketlerim kesilmişti. Sanki bedenimin kontrolü onun elindeymiş gibiydi.
"Bak bana Güneş! Yüzüme bak. Çok kötü değil mi?" Yüzü o kadar çok kötüydü ki bakmak istemiyordum fakat hareket edemiyordum.
Aldığım her bir nefesin boğazıma dizildiğini hissettim. Ellerimi boğazıma götürdüm. O sırada sözlerine devam etti. "Her seferin de savaşmaktan kaçtın. Bir kere de durup bir şeyleri yoluna sokmayı denemedin. Kaçtın da ne oldu? Her şeyi içine ata-ata için de ki ateşin külleri bir tarafa savrulurken sen hep kendine zarar verdin. Bak bu yüzümdekilere! Hepsi güne çıkmış yaralar."
Başıma ağrılar saplanıyor nefeslerim kesiliyordu. Bedenim bir anda yere serildi. Dizlerimin üzerine oturup ellerimle kulaklarımı kapatıyor, başımı delirmişçesine iki yana sallıyor gözlerimi ise sıkıca birbirine bastırıyordu. Kız bana doğru yaklaştı. Yaklaştı, yaklaştı ve yaklaştı. Dibime kadar girdi. Saçlarımdan tutup başımı kaldırıp kendisine bakmamı sağladı. Hareketlerinin hepsi beynimde yankılanıyordu işte o an anladım hiçbir şeyi duymuyordum. Her şey kafamın içinde gerçekleşiyordu. Sıkıca yumduğum gözlerimi açıp ona baktım. Kulaklarımı sıkıca sarmış olan ellerimi de olduğu yerden ayırıp bedenimden aşağıya sallanmasına izin verdim.
"Bu yüzümdekiler daha ne ki? Zamanla bu yaralar artacak. Eğer kaçarsan kendi katilin olacaksın." Elini yüzünde gezdirdi bir süre sonra ben daha ne olduğunu anlayamadan ellerimi tutup yüzüne değdirdi. Parmaklarım derisinde ki yaralardan içeriye girerken ben daha şokun etkisindeydim. Kendime geldiğim an elimi çekmeye çalıştım fakat elim girdiği yerden çıkmıyordu. Elimi tam da çenesinin altında ki yaraya sokmuştu ve organlarını elimde hissediyordum.
Elimin üzerinde ki elini çektiği an kendi elimi kurtarabileceğimi düşündüm. Fakat yanılmıştım. Elimi bir türlü olduğu yerden çıkaramıyordum. Korkudan bedenim tir tir titriyordu. Beynimde oluşan ağırlıkla ve alamadığım nefesler boğazıma dizilince istem dışı çığlıklar atmaya başladım. Kulakları sağır edecek türden olan çığlığım bende bile kulaklarımı kapatma isteği oluşturmuştu fakat elimi kurtaramıyordum ve artık başım dönüyor delirmiş vaziyetteydim.
"Sabırsızsın. Duygularına hakim ol Güneş! Eğerhakim olmazsan benim gibi olursun." Söylediği son şeyden sonra ise bedenimzeminle buluştuğunu hissettim ve gözlerim kendiliğinden kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cafune -001- (Düzenlemede)
Teen FictionBen Güneş Turc. Annesinin sevimsiz, babasının biricik kızı. Bir tarafta sevgisizlik görürken diğer yandan da sevgiye boğuluyordum. Daha hayatın bana bahsettiği cehennemin yolunun çok başındaydım. •Herhangi bir çalıntı durumunda hukuki işlem başlatıl...