BÖLÜM 2

2.1K 76 15
                                    

 Mağaraya girdik ve gaz lambalarımızı yaktık.Kıyafetlerimizden tutarak yavaş yavaş mağaranın derinliklerine doğru ilerlemeye başladık.Bu sefer içimizdeki korku ve merak çok yüksekti.Sonunda mağaranın sonundaki odaya vardık.İlk dikkatimizi çeken şeyse kitap bıraktığımız yerde değil , onu ilk aldığımız yerdeydi.Paslı bıçak ise kitabın üzerinde öylece duruyor ve sanki hiç dokunmamışız gibi tozları üzerindeydi.Korkudan olduğumuz yerde dona kaldık.Hiçbirimizden çıt çıkmıyor öylece kitaba bakıyorduk.Caner "hadi şu suya bakalım ve burdan gidelim"dedi.Taş küvetin yanına yaklaştık.Kimse elini suyun içine sokmak istemiyordu.Dayanamadım ve kollarımı sıvadım.Kolumu suyun içerisinde bir hamlede daldırdım.Taşan sular ayaklarımızı ıslatmıştı.Elimle suyun içerisinde birşeyler aramaya çalışıyordum.Elime birşeyler çarpıyor ama bir türlü tutamıyordum.Aramızdaki en sessiz kişi olan Feride dayanamayıp kolunu suya daldırdı.Bunu gören gruptaki herkes ellerini suya daldırıp birşeyler aramaya başladı.Paçalarımıza kadar su içinde kalmamızın yanı sıra üzerimizdeki kıyafetlerde ıslandı.En sonunda birşey olmadığını  düşünürken Önce Yakup  ve hemen ardından Melike birşeyler bulduklarını söylediler ve suyun dışına çıkardılar.Yakup'un elinde siyah bir poşet vardı.Etrafı ip ve bantla sarılmış.Melike'nin elinde ise zincirler vardı.İkiside korkup buldukları şeyi yere attılar.

 Gördüklerimiz karşısında dona kaldık.Bu zincir rüyamızda gördüğümüz zincirdi.Ama poşetin içerisinde ne olduğunu bilmiyorduk.Yere çömelip siyah poşeti ve zincileri alıp kitabın olduğu tepsi gibi duran taşın üstüne koydum.Poşetin üzerindeki bantları ve ipleri zorda olsa açmayı başardım.Herkes meraklı gözlerle poşetten çıkacak şeyin ne olduğunu merak ediyordu.Elimi poşetin içine sokmak istemediğim için bir hamlede poşeti ters çevirip içindekileri kitabın üzerine döktüm.İçerisinden neredeyse yüzlerce kağıt parçası çıktı.Kağıtlara baktığımızda büyü gibi birşeyler olduğunu hemen anladık.Aralarda fotoğraflarda vardı.Fotoğraftaki kişilerin gözleri delinmiş bir şekildeydi ve üzerlerine kırmızı renkli semboller ve arapça şeyler yazılmıştı. Gördüklerimiz karşısında korku içerisinde mağaradan kaçtık ve kendimizi köye zor attık.Üzerimiz çamur içerisinde köyde ne yapacağımızı bilemedik.O gün ilk defa evlere erkenden dağıldık.Annem üzerimdeki çamurları görünce beni bir güzel dövdü tabi.Üzerimdekileri çıkarttı ve duşa soktu.Duşta sanki birşey beni izliyor gibiydi.Sırtımı duvara dönüyorum ama bu sefer duvarın içerisinden beni izliyordu. Bu durum beni rahatsız etti ve duştan hemen çıktım.Yorgundum ve hemen yatağa girdim.Gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.Gece uykumun ortasında annemin bana seslendiğini duydum ve yataktan kalktım.Işığı yakmaya çalıştım ama yanmıyordu.Köye elektrik yeni geldiğinden dolayı sık kesintiler olurdu.Heralde elektrikler gitti diyerek annemin sesine doğru yöneldim.Annem mutfaktaydı ve taburede arkası dönük oturuyordu.Çekingen bir şekilde "anne iyimisin?"dedim.Annem "sakın pencereye yaklaşma" dedi ve sessiz bir biçimde ağlamaya başladı.Bu hareketi beni çok telaşlandırdı.Dışarıda ne olduğunu görmek için pencereye yöneldiğimde dışarda yüzlerce kapkara gölgelerin hızlıca dolaştığını fark ettim.Bahçedeki ağaçların arkasından eve bakan kırmızı gözlü minik insana benzeyen şeylerde vardı.Çok korkmuştum."Anne bune böyle"dedim ve arkamı döndüğümde annemin bileğinden yerlere kan boşaldığını gördüm.Annem kafasını kaldırdı ve "bunu onlar yaptı.Sana daha kötü şeyler yapacak.Dikkat et"diyerek ağlamasına devam etti.

 Anneme olan şeyi görünce ağlamaya başladım.Yardım istemek için yatak odasına koştum ama odada babam yoktu.Göz yaşları ve çığlıklarla dış kapıyı açtım ve bahçe kapısına doğru koşmaya başladım.Etrafta resmen leş kokusu vardı.Hiç durmadan karşı evde kalan Haydar Amca'nın evine vardım.Bir yandan ağlıyor bir yandan kapıyı yumrukluyordum.Bir süre sonra kapıya Haydar Amca çıktı."Ne oldu evladım gece gece hayrola"dedi.Titrek bir sesle"annemin bileğini kestiler yardım et Haydar Amca"dedim.Haydar Amca gaz lambası ve tüfeğini kaptı ve bizim eve koşmaya başladık.Kapı zaten açık vaziyetteydi.İçeri girdik."Nerde annen kim kesti"diye sorular sormaya başladı.Bende mutfağı işaret ettim.Mutfağa girdik annem yoktu.Evin tüm odalarını gezdik ama hiçbir yerde bulamadık.Tuvalete baktık kimse yok.En son banyoya baktığımızda Haydar Amca "Hassiktir bu ne"dedi.Arkasından kafamı içeriye uzattığımda duvara kanla bir işaret ve arapça yazılar yazılmış olduğunu gördük.Çok korkmuştum.Haydar Amca elimden tuttu beni evin dışına çıkardı.Dış kapıyı kapattı ve "hadi yürü bize gidiyoruz"dedi.Haydar Amca'nın evine vardık.Haydar Amca'nın eşi Esma Teyze akşamdan yaptığı çorbayı ısıtıp bana getirdi.Ben çorbayı içerken yan odada Haydar Amca ve karısının telaşlı telaşlı fısıltılarla birbirlerine birşeyler anlattığını duydum.Olayı şokunu hala atlamamıştım.Aradan 10 dakika geçti ve köydeki farklı birkaç evden daha çığlık ve feryat sesleri duyuldu.Haydar Amca tüfeği ve gazla lambasını alıp koşarak dışarı attı kendini.Bende peşinden fırladım.Karısı dur evladım gitme sen desede dinlemedim.Çığlık sesleri hala devam ediyordu.En yakın ses gelen yer ise Yakup'un eviydi.Dış kapı açıktı ve Yakup ağlayarak "yardım edin"diye çığlık atıyordu.Haydar Amcayla beraber içeri daldığımızda yerde kanlarla yazılmış kocaman bir sembol gördük.Bu bizim banyodakinin aynısıydı.Haydar Amca telaşla "Yakup sizinkiler nerde"dedi.Yakup ağlayarak "bilmiyorum annem ve babam apar topar çıkıp gittiler"dedi.Haydar Amca küfür edip söylenerek başka bir eve yöneldi ve bana dönüp "Yakup'u bize götür"dedi.Yakup'un elinden tuttum ve doğru Haydar Amca'nın evine götürdüm.Kapı açıktı.Hemen içeri daldık.Salona geldiğimizde karısı Esma Teyze'nin yerde baygın halde yattığını gördük.Güç bela zorluklarla koltuğa yatırdık.Yakup dolaptan kolanya getirdi ve eline yüzüne döküp sürdük.Bir süre sonra Esma Teyze inleyerek gözlerini ufakta olsa açtı.Ardından tüm bu olanlara ışık tutacak olan o sözü söyledi."Onları kim serbest bıraktı".

Şayt-ı Düğüm 2 (Yaşanmış Cin Vakası)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin