BÖLÜM 3

1.7K 68 8
                                    

 Bu sözün ne anlama geldiğini o an anlayamadık tabi.Her 15 dakika arayla arkadaş grubumdaki çocuklar tek tek kapıyı çalıp içeri doluşmaya başladı.Olanların hiç birine anlam veremiyorduk.Köyün her yerinde çığlık sesleri bir türlü susmak bilmiyordu.Esma Teyze öylece hareketsiz yatıyordu.Pencereden dışarı sessiz ve korku dolu gözlerle izlerken gördüğümüz tek şey etrafta koşuşturan köyün erkekleri.Evde oturup zırıl zırıl ağlıyorduk.Tam o sırada sabah ezanı okunmaya başladı.Çığlıklar bir anda kesildi ve köylülerin koşuşturmaları sona erdi.Sabaha karşın arabası olanlar meydana arabalarını getirdi.Yaralanan bazı köylüler vardı.Arabalara bindirip hastahanelere gittiler.Gidenler içinde Esma Teyze vardı.Sonradan öğrendiğimize göre kadının bir sürü kemiği kırılmış.Doktorlar yüksekten düştüğü için böyle olduğunu söyleselerde aslında o kadın evden hiç çıkmamıştı.Sabah hava aydınlandığı vakit köyün erkekleri köy meydanına , kadınları ise arka sokakta toplanmıştı.Köyün muhtarı ortaya geçti ve "gece olan şeylerin ne anlama geldiğini biliyorsunuz.Yıllar önce olan şey yine oldu.Ya aramızdan birileri o mağaraya gitti ve o korumayı açtı yada zamanında biz onları bu köyden kovamamışız"dedi ve ekledi."Ben bu köyden gidiyorum.Durmak isteyen durabilir.Hakkım varsa üzerinizde helal olsun.Sizde hakkınızı helal edin"dedi ve evine doğru gitti.Kalabalıktan "bizde gidiyoruz,durulmaz bu köyde"gibi sesler gelmeye başladı ve herkes evlerine döndü.Bende eve döndüm ve bahçede oturdum.Çünkü annem ve babam hala etrafta yoktu.Bir süre oturup onları düşünürken beyaz bir araba geldi.İçinden annem ve babam indi.Annem anlımdan öptü "iyimisin yavrum"dedi.Ben onları görünce kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım.

 Hep beraber içeri girdik.Kafamı banyoya uzattım ve ordaki sembole baktım.Hala yerinde duruyordu.Annem bileğinde sargıyla yanıma geldi."Bakma oraya gidiyoruz burdan"dedi.Anneme baktım ve "senin bileğine ne oldu"dedi.Annemde" dün bardak düştü kırıldı.Karanlıkta bileğime batmış bizde hastahaneye gittik"dedi.Babam eşyalarımızı fotoğraflarımızı topladı ve bahçeye yığdı.Ne olduğunu pek anlamasamda sanırım köyde taşınıyorduk.O sırada bahçenin dışında arkadaşlarımı gördüm.Hemen yanlarına koşup onlara sarıldım.Buraya gelmelerinin sebebi ise vedalaşmak içinmiş.Onların aileleride köyü terk ediyormuş.Göz yaşları içerisinde son bir kez daha birbirimize sarıldık.Onlara "beni bekleyin geliyorum"dedim.Hemen eve koştum ve dolaptan bir kağıt birde kalem aldım ve tekrar yanlarına koştum."Herkes buraya sırayla adını soyadını yazsın.Bu kağıda baktıkça sizi hep hatırlarım"dedim.Kağıda hepsi adını soyadını yazdı ve el sallayarak uzaklaştılar.Kağıdı cebime güzelce koydum.O sırada bir kamyon geldi.Babam "hadi oğlum eşyaları taşımaya yardım et"dedi.Bende onlara yardım ettim.Kamyona binmeden son bir kez evin içerisinde baktım.Ev bomboştu.Doğduğum ve bu yaşa kadar kaldığım ev,canımdan çok sevdiğim arkadaşlarım... Herşeyi geride bırakıp başka bir yere gitmek çok üzücüydü.

 Kamyonun kasasına altadım ve hüzünlü bir şekilde anılarıma veda ederek köyden uzaklaştım.Aklımdan çıkmayan sorular vardı.Bu olanların tüm sorumlusu bizlermiydik ? Köyde bu zamana kadar hiçbirşey olmazken neden birden bire bu olaylar yaşandı ? Neden herkes köyü terk ediyor? Bu sorularla içimi yiye yiye yolculuğa devam ettim.Aslında başka bir şehre gitmedim.Yine Kastamonu'daydım ama şehir merkezindeydim.Burda yeni okul, yeni arkadaşlar,yeni ev,farklı kıyafetler ve farklı bir düzen vardı.Buraya alışmak benim için oldukça zor oldu.Köy hayatını sevmişim ben bir kere.Şehirde hiçbirşey güzel olmuyor.Arkadaş denen kavram burada çok farklı.Biz orda birbirimizi canımızdan çok severken buradaki arkadaşlar birbirinin yüzüne gülüp arkasından iş çevirme derdindeler.Yıllar geçsede köyümü unutamayacağıma adım kadar emindim...

Şayt-ı Düğüm 2 (Yaşanmış Cin Vakası)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin